"Şii koçum hayırdır sen bu koridorda falan?! Sürünü mü kaybettin?"
On ikilerden baş belası Yunho'nun sesini duyduğumda tamam dedim şimdi sıçtın. Oğlum Kyu çalıştır saksıyı yoksa bir kamyon dayak yemeden çıkamayacaksın bu koridordan.
"Yaa okul harbi büyükmüş. Ben buralar ne işe yarıyor diye bakmaya gelmiştim."
Sırıtarak sevimli bir imaj çizmeye çalışıyordum ama karşımdaki keskin bakışlar "Sen kendini Red Velvet Yeri mi sanıyorsun kodumun amelesi." diye bağırıyordu.
Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır diyerekten ufak ufak tabanları yağladım.
"Dalga mı geçiyorsun ulan!"
"Ya abi ne dalga geçeceğim haşa yaa!"
Koşarken arkama yarım yarım bakıp cevap yetiştiriyordum. Kendimi bizim sınıfa nasıl atarım planları yaparken önüme bizim Kangin dayı çıktı.
"Babana bacına köle olurum yardım et Kangin." diye böğürürken o da bana katıldı.
Okul mu olimpiyat pisti mi, eğitim görmeye mi geldik Fight Club 8D'ye mi belli değil.
"Ne koşuyorsun lan?"
Bu mantık sıçan sorusundan sonra başını arkaya çevirdi. Hışımla bana bakarak "Kaşındın mı oğlum sen? Niye akbabaların katına çıkıyorsun?" dedi.
Ulan zaten şu an ölümsüz Polat Alemdar'ın eline düşmüş suçlu gibi zangır zangır titriyorum."Ne bileyim kardeşim düştük bir gaflete, yardım et gözünün argan yağını yiyim." dedim.
Biz koşarken yanımıza amaçsızca katılan onlar, kenardan korkuyla bize bakan dokuzlar, on ikilere tezahürat tutan on birler ve avını avlamayı bekleyen on ikiler...
Öğretmenler odasının önünden geçerken Kangin odanın içine daldı. Edebiyatçıyı araya katıp mevzuyu kapatacaktı, zekice. Ama ulan bu akbabalar yarın öbür gün bizi mahallede sıkıştırıp ebemizi sevmez mi?
"Hocam!"
Odaya tek nefes düşen Kangin Edebiyatçının çatık kaşlarıyla karşılaştı.
"Neler oluyor! Oyun parkı mı burası ne koşuşturuyorsunuz?!"
Ben, Kangin ve on ikilerden birkaç kişi öğretmenler odasında kapana kısılmıştık. Şimdi şu bunaklardan nutuk yiyeceğime Yunho'dan yüz değnek yemeyi yeğlerdim. Kangin için bir küfür sonatı daha çektim.
Haydi bakalım şimdi toparlayalım ortalığı. Yunho'dan kurtul, Edebiyatçıya hesap ver, Edebiyatçı ikna olmazsa müdüre hesap var, uyarı ye..."Hepiniz sınıflarınıza gidin! Hiçbirinizin gürültüsüyle uğraşamayız bir sürü işimiz var." dedi billur sesli Edebiyatçı Jung Soo.
Hepimiz şaşkınca bakarken "Hala ne bekliyorsunuz?!" diye bağırdı.
Eli ayağı öpülesi mübarek insan seni ikiletir miyiz? Kangin'in kolundan tuttuğum gibi kapıdan sıyrıldım. Sonuçta Edebiyatçı yanımızdaydı bir şey yapamaz diye Yunho'ya da el hareketi yaptım.
Yemedi tabi.
Karnıma yumruğu yedim.
...
"Hacı beni bir görseniz öyle cevaplar veriyorum ki Yunho'nun ağzı açık kaldı. İçinden demiştir tabi bu çocuğa bu cesaret nerden geldi? diye. Lan siz Cho Kyuhyun kim biliyor musunuz kodumun avelleri."
"At yalanı sikeyim inananı." dedi Heechul hyung.
"Yav hyung ne yalanı. Sen beni tanımıyor musun? Onların benim karşımda en fazla iki dakikaları var sonra hepsi çöp."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Teacher | Super Junior (üniye hazırlanıyor askıda be qülüw)
Fanfictionİki sene sınıfta kalmış okulun artık sigortaya bağlayacağı Kim Heechul Okulun patronuyum diye geçinen sınıfta koğuş ağası rolleri kesen Kim Yesung Sınıfın tepkisiz, her derste uyuyan iri öğrencisi Kim Kangin (Bir ara sınıfta uyuyakaldığında okulda s...