Ahran
Sabah erkenden uyanmış takım elbisemi ütüleyip kahvaltımı hazırlamıştım. Ben saatlerce evi düzeltiyimdi kahvaltı hazırlayayımdı uğraşırken Kyuhyun Bey kıçını gerip gerip bilmem kaçıncı uykusunu uyuyordu. Huzurlu bir sabaha uyanmışım, yasemin çayımı içmişim ama bu velet tüm yumuşaklığımı saniyesinde yok etmişti. Bir sinirle odasına daldım.
"Kyuhyun çabuk kalk artık. Bıktım senden."
Birkaç kez omuzunu dürtüp penceresini sonuna kadar açtım. Afedersiniz ama ahır gibi odaydı. Her yer her yerdeydi.
"Kyuhyun kalk dedim!"
Tek gözünü hafif aralayıp bön bön baktı ortalığa.
"Hayır ben anlamadım ki. Şurada sadece uyuyordum bıkmanı gerektirecek ne yapmış olabilirim?"
Bir de cevap veriyor.
"Ben seni her sabah uyandırmak zorunda mıyım? Niye alarm kurmazsın sen? Bu odanın hali ne? Geceleyin ablam sabah görsün de çıldırsın diye bilerek mi dağıttın? Bu dolabı sana niye aldık tüm kıyafetlerin çalışma masanın üstünde duracaksa?"
Suratıma hala bön bön bakıyordu. Derin bir nefes verip "Haydi yüzünü yıka kahvaltı hazır." dedim.
Birden yelkenleri suya indirmiştim ben de. Hep böyle oluyordu. Şu sıpaya karşı beş dakikadan fazla sinirli kalamıyordum. Ben mutfağa geçerken arkadan seslendi koca bebek.
"Alt tarafı herzamanki gibi işe gideceksin abla bu ne özen? Saçlar makyajlar..."
Kıyafetimi süzüp "Bir de şu sanki holding CEO'suymuşsun gibi giyindiğin kıyafetler."
Aptal. Gerçekten şaşkolozun tekiydi.
"Ben her gün böyle giyiniyorum ablacım ama sen sabahları yaşayan ölü olduğun için gözlerini açıp da bana bakmıyordun."
Ben neredeyse kahvaltımı bitirecektim kendileri yeni oturmuştu.
"Ben okula geç gideceğim bugün biraz. Ay Kyu~ idare ben gelmeden tüm evrak işlerini ayarlamış biliyor musun? Bana uğraşacak iş bırakmadılar neredeyse. İlk dersim üçüncü saat valla rahatım."
Kime ne anlatıyorsam kruvasan tabağına gömülmüş "Hoo çok gozol no kobor." diye cevap verdi.
Yemeğini bitirdikten sonra kapşonlusunu giyinip evden çıkacakken durdurdum.
"Şu kravatı düzgün tak bakayım."
"Ya abla yapma ama. Bu benim tarzım."
Tarza bak. Serserilikten başka bir şey değil.
"Oğlum o kravat yarıya kadar çekilmiş olunca eline ne geçiyor. Gömleğin niye pantolonunun dışında. Şu saçlara bak kirpi."
Kravatını düzeltmeye çalışırken beni engelleyip "Tamam ablacım ben bunu yolda düzeltirim hatta gömleğimi de ilkokul sübyanları gibi pantolonumun içine sokarım ama dışarıda bizimkiler bekliyor." diyip aceleyle evden çıktı.
Okulda ne haltlar çeviriyorsunuz şimdi daha yakından görme vaktiydi Kyuhyun Bey. Şimdiye kadar veli toplantısına bile gerek durmayan bir sınıfın haylazıydın ama şimdiden sonra buna müsaade etmeyecektim. O serseri arkadaşlarınla beraber seni bambaşka bir öğrenci yapacaktım.
Taksinin ücretini ödeyip okulun bahçesinin kapısının önüne geldim. Eteğimi elimle düzeltip okula baktım. Yeni eğitim-öğretim yılım hayırlı olsundu.
Yüzümdeki gülümsemeyle kapıdaki güvenliğe selam verip bahçeye girdim. Öğrenciler teneffüste olmalıydı. Ben elimdeki çantamla yürürken kenardaki bazı öğrenciler işlerini bırakıp bana bakıyorlardı. Bazısı da önümde dikilip bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Teacher | Super Junior (üniye hazırlanıyor askıda be qülüw)
Fanfictionİki sene sınıfta kalmış okulun artık sigortaya bağlayacağı Kim Heechul Okulun patronuyum diye geçinen sınıfta koğuş ağası rolleri kesen Kim Yesung Sınıfın tepkisiz, her derste uyuyan iri öğrencisi Kim Kangin (Bir ara sınıfta uyuyakaldığında okulda s...