✴3. bölüm✴

20 5 1
                                    


Akın= Seni çok seviyorum

İnsan bazen kendini dipsiz bir boşlukta yuvarlanır gibi hisseder ya işte bende şuan böyle hissediyorum. Yokum ,bittim ,gidiyorum. Yuvarlanıyorum fakat neredeyim, nereye varacağım bilmeden gidiyorum. Belki sonsuza belki bir saniye sonrasına..... Tek bildiğim varacağım sonuç ne olursa olsun hislerimi geri getirmeyeceği.

Uçurumdan devam

Evet şuan tam karşımda durmuş bana tüm ifadesizliğini koruyarak bakıyordu.
Sanırım içmişti ama o hiç içmezdiki? Şuan karşımda duran kişi Yamaç'tan başkası değildi. Parkta otururken yanıma gelen Toprağı anlattığım tek erkek.

Bir gün yine Toprağı düşünüyordum parkta oturmuş kendi halimde müzik dinlerken. Sanırım o zaman Yamaç'ın dikkatini çekmiştim ki yanıma gelip oturmuştu, bana neyim olduğunu sormuştu ve bende ona Toprak'ı anlatmıştım ama herşeyini tüm içimi dökmüştüm nasıl olsa bir daha görmem diye, hoş öylede olmamıştıya neyse.
Daha sonra anlatırken ağlamaya başlamıştım o ise aynen şöyle demişti "Siktir. Kızım ağlama dayanamıyorum. Seni göremeyen bir piç için değermi cennet suyu karıştırılmış göz yaşlarını dökmek." Sonra ise kazağıyla ,yüzümü şekilden şekle sokarak, silmişti göz yaşlarımı. Ve daha sonra ise
"Biliyor musun ? Bir gün büyük bir zevkle şu göz yaşlarını uğruna döktüğün piçin kafasını gözünü dağıtıcam." demişti bende ona içten bir tebessüm etmiş, ona sarılmıştım.

Daha sonra peşimi bırakmamıştı. Hoş ben zaten onu tanıdıktan sonra beni bırakmasını istememiştim birbirimiz hakkında pek çok şey öğrenmiş, birbirimizi gayet iyi tanımıştık ben onun kardeşi o benim abim olmuştu.

Yamaç sendeleyerek yanıma oturdu, daha sonra ağlamış olduğumu görünce kendini biraz geri atarak kolunu ona sarılmam için açtı. Vakit kaybetmeden kolları arasındaki yerimi aldım. Çenesini başıma yaslarken derin ve düzensiz nefesleri burnundan saçlarıma doğru ısı veriyordu.
En sonunda sessizliği bozmak adına derince, havadaki oksijeni bitirircesine, nefes alıp konuşmaya başladı:
" Ah hadi ama yine mi o piç için ağlayacaksın? Yetmedi mi gözyaşlarını değmeyen ,kişiliksiz kişiler için döktüğün." huzursuzca kıpırdanıp yine ne hissediyorsam ona anlattım.

"Aslında onun için ağlamıyorum. Kendi aptallığıma ağlıyorum, kör oluşuma. Biliyor musun ben aslında ne gerçekleri göremiyorum nede körüm ben anlıyorum her şeyi, beynim anlıyor fakat benliğim,kalbim, bunu kabul etmiyor yine her defasında, onu gördüğümde kalbim deli gibi çarpıyor bana,ruhuma,inat yaşadığımı söylüyor. Bıktım artık, gerçekten bıktım. Yani ne olur sanki her şey benim kontrolümde olsa, beynim ne derse, ne isterse neyi kabul ederse o olsa ama bu sadece imkansızlıklara bir inkamsız daha eklemek benim için. Offf 'yaşamak istemiyorum' bile diyemeyecek kadar bitik durumdayım. Beynim, ruhum...hepsi tüm fonksiyonlarını kaybetti."

Beni sessiz sessiz dinledi daha sonra ise ondan bekleneni yaptı, benden iki ay küçük olmasına rağmen, abilik yaptı. Beni kanatları arasına aldı, daha da sıktı , her şeyden korumak istercesine, zarar gelmesin diye. "Bak , açıkçası seni anladığımı söyleyemeyeceğim ama anlıyorum ki bu çok boktan bir duygu, yani tatmak istemem Kayla' cığım." diyerek üzüntüsünü kendi dilinde söyledi.

Aslında bunu söylemesede olurdu çünkü ben onun kalbini biliyorum. Benim ile ilgili düşüncelerini, duygularını... Çünkü o benim ruh ikizim ve ruh ikiziniz için sevgiliniz olmasına gerek yoktur, kalbini hissetiğiniz bir kardeşiniz de olabilir ve Yamaç ile benim durumum tamamen bundan ibaretti.

Ona iyice sokulup derin bir nefes aldıktan sonra birden ayağı kalktım silkelenip üstümü düzelttim. Yamaç ise bana anlamayan gözlerle baktı. Eh normaldi sonuçta çocuk ben aniden kalkınca neye uğradığını şaşırdı. Ona durumu anlatmak istercesine "Bu günlük üzülme kotamı çoktan doldurdum. Burada daha fazla durup karalar bağlayamam. Hadi kalkalım." konuştum sitemkâr bir sesle.
O da beni kafasıyla onaylayıp ayağı kalktı. Daha sonra gülümseyip koluma girdi bende onun bu hareketi üzerine küçük bir kahkaha attım.

Geriye KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin