I Can Not Change|5.Bölüm|Kaçıyorlar!

81 12 3
                                    

Yarım saat geçti ve ben hiçbir şey yapmadım.

Yapamadım desek daha doğru olur.

Donmuş, kaskatı kesilmiş vücudum, benim emirlerime uymadan hareket ediyordu. Oturmuş olduğum koltuğa biraz daha sindim. Biraz daha burada böyle kalırsam, koltuğun içinde küçük bir göçük oluşacaktı. Düşünmeliyim. Kesinlikle.

Söylediklerinin hepsi yalansa, bana bir oyun oynuyorsa ya? Ama, olayın diğer tarafından bakacak olursak, bunların hepsi gerçek de olabilir.

Geçen her bir saniye onun aleyhine. Hatta şu an acı çekiyor olabilir. Ancak bunlar sadece ihtimal. Kesin konuşamıyorum. Beynimi kaybetmiş gibiyim. Kafamı bir türlü toparlayamıyorum.

En iyi Justin'i 48. kez aramak. Telefonu hızlıca elime aldım. Aşırı derece aramış olduğumdan, ezberlediğim numarayı tuşladım. Çalıyor, çalıyor, çalıyor. Bu kadar.

Telefonu sinirle yanımdaki koltuğa attım. Ve tekrar düşünmeye başladım.

Orman dedi... Tahta evler dedi... Ah tanrım!

Hemen yan koltuktaki telefonu aldım ve Emma'yı aradım.  Telefonu açtığında direk konuya girdim.

"California'da kaç orman var?"

"Eh- Ne?"

"California'da kaç orman var?!"

"Ne? Tanrım neden soruyorsun? Alt tarafı markete-"

"Soruma cevap ver!"

"Tanrım! Çok var!" diye bağırdı en sonunda Emma.

"Benimle Forwood ormanın girişinde buluş!" Ve telefonu kapadım. Hemen arabayı sürmeye başladım.

-Yarım Saat Sonra- 

Rüzgar, hafif hafif esmeyi kesmiş bir biçimde saçlarımı savururken bugün bilmem kaçıncı kez lanet okudum yeniden. Nerede kalmıştı bu kız? Tam onu arayacaktım ki, arabasının farlarının ışığını gördüm. Hızlıca arabadan indi.

"Ah tanrım! Austin'i atlamak çok zordu. Bizim için endişeleniyormuş!" Yanıma geldikçe durgun olduğumu fark etmiş olacak ki,  "Ne oldu?" diye sordu. Ona baştan sona konuyu anlattım. Birden bağırmaya başladı.

"Şimdide onun koruyucularımı olduk?!" Susması için işaret ettim. Telefonum çalmaya başlayınca, heyecanla ekranına baktım. Austin'di.

"Efendim bebeğim?"

"Tanrım! Beni almadan operasyona mı gidiyorsunuz? Ah lanet ayağım! Nerdesiniz?" Arabadan biraz uzaklaşırken fazla ormana sokulmamaya özen gösterdim.

"Ah Austin.. Seni ilgilendiren bir şey yok." Yakınırcasına konuşurken Austin sorgulamaya devam ediyordu.

"Ne demek beni ilgilendirmez?!" Bana bağırdığında bende sinirimi tutamadım ve bağırdım.

"İlgilendirmez işte!" Kısa süre bir sessizlik oldu. Gözümü Emma'ya çevirdiğimde arabadan benim gibi uzaklaşmıştı.

"Sadece senin için endişelenmiştim." Sesi tizleşirken kaşlarımı çattım. "Emma'yı telefona ver."

"Tamam, şimdi sana Emma'yı vere-" Gözlerim büyürken ağzım aralanıyordu. Bir genç grubun, başları olduğunu düşündüğüm çocuğun elinde bir çakmak vardı.

"Emma! Oradan uzaklaş!" diye bağırarak yanına koştuğumda bana dönmüş ve saf bir şekilde bakıyordu. Yanına vardığımda onu ileriye iterek bende atlamıştım, aynı anda araba ateş almıştı.

Siktir bu da neydi?

Emma'ya bakarken şaşkınlık ve korkuyla alev alan arabaya bakıyordu.

"İyi misin?" Kafasını olumlu anlamda salladı. Kafamı alev alan arabaya çevirdiğimde arabayı yakan gençler bizi görmüş ve bize doğru gelmeye başlamışlardı. Ayağa kalktım ve elinden tutarak onu da kaldırdım. "Emma, koş!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 31, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Can Not ChangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin