Choon-Hee
Hava kararmaya başlamıştı. Günler çabuk geçiyor gibiydi. Belki de sadece bana öyle geliyordu. Zaman ilerledikçe daha da dibe battığımı hissediyorum. Kaçmaktan, saklanmaktan yoruldum. Korkmaktan yoruldum.
Derin bir nefes aldım ve yukarı çıkmak için ayağa kalktım. Bu gün Yoongi gelmeyecekti. Ve ben yalnız uyumaktan korkuyordum. Bu yüzden az önce kalktığım tekrar oturdum.
Koltuğa tekrar oturduğum an da içimde tarifsiz bir korku hissettim. Arkama dönmem gerekiyormuş gibiydi ama ben yapamadım. Gözlerim dolmaya başladı. Tüm gücümle koşsam kaçabilir miydim?
Ağzımı kapatan ellerle birlikte ağır bir koku burnuma nüfuz etti....****************
Gerçeklerden kacamayacağımı bildiğim için açtım gözlerimi. Banyodaydım. Titreyen bacaklarımla sandalyenin üzerinde durmaya çalışıyordum. Boynumdaki ip, sonumun ne olacağını anlamamı sağladı.
Arkamdaki beden tarafından gelen şiddetli tekme sandalyenin ayaklarımın altından kaymasına sebep oldu. Ellerim anında boğazımdaki ipe gitti. Çırpınıyordum çaresizce. Annem de böyle çırpınmıştı....
Yolun sonuydu. Geçmişim gözlerimin önünden bir şerit gibi geçti. Ardından olmayacak geleceğimi düşündüm. Ölüm bu denli habersizken mutlu olmayı beklemek bir hataydı.
Parmaklarım ipi bırakmaya başladı, gözlerim kapanmaya...
Özür dilerim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miserable |Min Yoongi|
FanfictionSana en muhtaç olduğum şu anda gel, Yaşamak olsan da gel Ölmek olsan da..