Alisa'yı arkadaşım diyerek geçiştirdim. Plan yapmam gerekiyordu. Alisa kolay kandırabileceğim biri değildi. Cafeye gitmeyi önerdim hem bu arada bir plan yapabilirdim. Çok iyi bir plan olması gerek. Hep bu Alisa'nın inatçılığından. İnatçı olmasa bu kadar kafa yormazdım heralde. Bu düşünceler beynimi işgal ederken cafeye varmıştık. Cam kenarında bir masaya oturup siparişlerimizi verdik. ''Yol boyunca hiç konuşmadın Armin. Bir sorun mu var ? Sen normalde hiç susmazdın da.'' dedi gülerek. Kafamı yok bişey dercesine salladım. Siparişlerimiz geldi. Kahvemi ufak ufak yudumlarken plan yapıyordum ama planlar asla işe yaramaz. Bu yüzden doğaçlama takılmaya karar verdim. Derin bir nefes aldım ve kafamı Alisa'ya doğru çevirdim.
''Alisa kanka var ya benim bir arkadaşım var tıpkı sana benziyor. Şiir defteri var şiir yazıyor, romantik, uzun boylu falan ben düşündüm de siz tam birbiriniz için yaratılmışsınız.''
''Armin lütfen. hiç karıştırma beni bu işlere. Çocuğu görmeden aşık mı olayım yani.''
''Ya sen kabul et ben buluşmayı falan ayarlarım. Sen kardeşine güven.'' dedim ve tekrar kahvemden bir yudum aldım.Armin isteksizce başını salladı. YAŞASIINNNN !! En yakın arkadaşlarım sevgili olsalar ne iyi olur diye düşünmeye başladım. Ama aralarından ayrılmam. Banane abi ben paylaşamam sevdiklerimi kimseyle.
Hesabı ödeyip kalktık. Avm'ye gidip çılgınlar gibi alışveriş yapacaktık. Alisa'yla alışveriş çok keyifli geçerdi. Avm'ye ulaşmıştık sonunda. Hemen bir mağazaya girdik ve bir şeyler bakındık. Alisa elinde iki elbiseyle koşarak yanıma geldi. ''Armin kanka bu elbiseleri giymen gereken bir konu var.'' dedi. Yüzüme alaycı bir tavır takınıp elbiselere baktım. İyide ben elbise giymeyi sevmezdim ki. Alisa bunu bildiği halde elbise denetecekti. İstemeye istemeye kabine girdim ve elbiseleri denemeye koyuldum. Biri siyah sade bir elbiseydi. Alt tarafı tüldü ve biraz kabarıktı. Fena değildi aslında. Dışarı çıktım. Alisa küçük bir çığlık attı. Abartılacak birşey yoktu oysaki. Diğer elbiseyi giymek için tekrar kabine girdim. Bu elbise de lacivert ve beyaz renkliydi. Giyip çıktım. Alisa ikisini de çok beğenmişti ve hangisini alacağında kararsızdı. Madem o alacaktı ben neden denedim elbiseyi ? Gıcık nolcak.
Siyahı almaya karar verdi. Parasını ödedik ve o mağazadan çıktık. Alisa bana dönüp '' Armin bu senin elbisen.'' dedi gülümseyerek. BİSSSAAAANİİİYEE! Benim elbisem mi ? Şaka yapıyor olmalıydı. İki dakikalık tartışmamızdan sonra mecburen kabul ettim elbiseyi. Mağazalara bakmaya devam ediyorduk. Tam bir mağazaya girecekken kapıdan hızla çıkan biri bana çarptı. Yere yuvarlandım. Kahretsin zaten bir rezil olmadığım kalmıştı. Sinirle kalkıp üzerimi temizledim ve ona baktım. ''Yaptığını beğendin mi ?!'' dedim. Çocuk suçlu gözlerle özür diledi. Ama bu sinirimi yatıştırmadı. Hızla oradan ayrılıp üst kata çıktım. Alisa'yı unuttuğumu farkedince onu almak için geri geldim. Orada o çocukla konuşuyordu. Daha fazla dayanamayıp gidip Alisa'yı yanından hiçbir şey söylemeden aldım. Sinirden ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir yere oturup sakinleşmeyi bekledim. Alisa da şaşkındı. Kıyamam ya ilk günden ekşın yaşamaya başlamıştı. Kalktım ve boynuna sarıldım. O arada telefonum çaldı. Açtım. Arayan Uraz'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI KÜÇÜK BELA
ChickLitTanımadığın bir insan bir süre sonra en değerlin olabilir miydi ? Nefret ettiğin biri ? Umursamadığın ? Olurdu tabi. Bal gibi olurdu. Sen neler olduğunu farketmesende....