Rüya

47 5 3
                                    

Şaşkındım. Söylediklerime ben bile inanamıyordum. Resmen sana karşı bir şeyler hissediyorum demiştim. Vereceği tepkiyi merakla bekliyordum. Biraz bekledikten sonra cevap gelmeyince kafamı hafifçe Alisa'ya uzattım. Uyumuştu ve bu demek oluyordu ki söylediklerimin hiçbirini duymamıştı. Biraz rahatlamış biraz da hayal kırıklığına uğramış bir şekilde çadırdan çıktım. Herpsi meraklı gözlerle bana bakıyordu ama ben sadece Armin'le konuşuyormuşum gibi ona bakarak ''Uyudu.'' dedim. Hiçbir şey söylemedi. Ayağı kaltı ve bana bakarak ''Çağan ben çok yoruldum ve bunaldım. Bu yüzden yatmaya gidiyorum.'' dedi. 'Bunaldım' ı bastırarak söylemişti. Büyük ihtimalle Uraz'a sinirliydi. Armin çadıra gittikten sonra '' Ahver, Uraz ben de yatmaya gidiyorum. İyi geceler.'' dedim ve çadıra doğru yürümeye başladım. Ahver '' Çağan sana da iyi geceler.'' dedi. Hafifçe yüzümü çevirip gülümsedim. Ahver'i sevmiştim iyi çocuktu ama Uraz'a sinir oluyordum. Alisa'yı üzmeye hakkı yoktu. Onu bir daha üzerse olacaklardan ben sorumlu değildim. Bu düşüncelerle uykuya daldım.

-ARMİN'İN GÖZÜNDEN-

Sabah olmuştu ama ben 10 dakika bile uyumamıştım. Uraz'ın davranışlarına takılmıştım. Bu kadar zalim biri değildi. Ne olduğunu ben de anlamamıştım. Ama eğer bu davranışlarına devam ederse çok fena kavga çıkaracaktım. Uraz'ı da Alisa'yı da çok seviyordum ama ben objektif bir insandım. Ne yönden bakarsam bakayım hep Alisa'yı haklı buluyordum. Kafam çok karışıktı. Bu düşüncelerden kurtulmak için yürümeye ihtiyacım vardı. Çadırdan dışarı çıktım ve nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Hava çok güzeldi. Yavaş yavaş yürürken kolumda sıcak bir şey hissettim. İrkilerek arkama döndüm. Bu Ahver'di. İrkildiğimi anlayınca özür diledi. ''Ne işin var burada ?'' diye saçma bir soru sormuştum. Bunun için de benden izin alacak hali yoktu ya. Ah aptal kafam ! ''Dolaşmaya çıkmıştım. Sen ne yapıyorsun ?'' diye sordu. ''Ben de.'' dedim çünkü pek konuşacak havamda değildim. Beraber yürümeye başladık. Hiç konuşmuyorduk. Kafamda ki düşüncelerle boğuşurken ayağım taşa takıldı ve dengemi kaybettim. Buyur buradan ye şimdi. Al düşüp kafamı başka bir taşa çarpıcam ve beyin kanamasından ölücem evet. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve düşmeyi bekledim. Düştüğüm yer çok yumuşaktı. Nereye düştüm diye düşünürken tek gözümü açtım ve karşımda Ahver'i gördüm. Ölmemiştim. Beni düşmeden tutmuştu.

Bir süre böyle bekledik. Bırakmıyordu beni. Gözlerini gözlerime sabitlemişti. ''Ahver teşekkür ederim. Artık bırakabilirsin.'' dedim kibar bir şekilde. Kendine gelmişti. Beni ayağı kaldırdı ve ''Önemli değil.'' dedi gülümseyerek. Yürümeye devam ettik. Hiç konuşmuyorduk. Utanmıştım. Ahver de utanmışa benziyordu.

''Armin Alisa nasıl oldu ?" diye sordu. Sesinde biraz tedirginlik vardı. ''Bilmiyorum ben çıkmarken uyuyordu.'' dedim. Hiç bir şey söylemedi. ''Ahver istersen gidelim artık. Alisa'nın yanında olmam gerek.'' dedim. Kafasını onaylar bir biçimde salladı. Tekrar çadırlarımızın yanına geldiğimizde Çağan uyanmıştı. ''Neredeydiniz siz ?'' diye sordu. Ahver hemen atladı. ''Dolaşmaya çıkmıştık.'' dedi. Çağan kafasını salladı. Ben de hemen çadıra baktım. Alisa hala uyuyordu. Yanına gidip yavaşça uyandırdım. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Onu hava alması için dışarı çıkardım.

Kamp boyunca hiç bu konudan konuşmadık.Kamp bitmişti. Alisa ise o güne göre çok daha iyiydi. Gülüyor, eğleniyordu. Sürekli yanındaydım. Yalnız kalsın istemiyordum. Acaba hala Uraz'dan hoşlanıyor muydu? Sürekli bunları düşünüyordum ama Alisa'ya sormaya cesaret edemiyordum.

Bir gece odada otururken "Armin seninle bir şey konuşmak istiyorum.'' dedi. Cevap vermeme izin vermeden konuşmaya başladı. ''Ben aslında Uraz'dan çok hoşlanıyordum. Ama o beni aşağıladığı gece - yüzü düşmüştü - bir rüya gördüm. Biri bana benden çok hoşlandığını söylüyordu ama yüzünü göremiyordum. Ses arkamdan geliyordu. Arkama dönsem bile göremiyordum. Doğruyu söylemek gerekirse çok etkilendim. Ayrıca sesi çok tanıdık geliyordu. Tıpkı Çağan'ın sesine benziyordu.''

TATLI KÜÇÜK BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin