Sıradan Bir Gün

60 5 2
                                    

YOK ARTIK! Mesajda:

''Merhaba Armin ben Ahver. Numaranı Uraz'dan gizlice aldım. Ah sanırım bunu söylememeliydim :D Neyse ben kendimi şuçlu hissettiğim için tekrar özür dilemek istedim. Özür dilerim.'' yazıyordu. Yok artık bugün kaçıncıydı. Nasıl bir telepati yapıyordum ben. Olayın etkisinden kurtulmayı başarabilmiştim en sonunda. Önce numarasını kaydettim. Sonra cevap yazdım.

''Merhaba Ahver. Asıl ben özür dilerim. Bilerek çarpmamıştın sonuçta. Haksızlık ettim sana.'' yazdım ve gönderdim. Alisa'ya bakmak için kafamı hafifçe kaldırdım. Uyuya kalmıştı. Yavaşça ayağı kalktım ve üzerini örttüm. Hala suçlu hissediyordum ama Alisa'nın bunu bilmemesi gerekiyordu. Tekrar yatağıma döndüm. Düşünceler beynimi kemiriyordu resmen. Çok bunalmıştım. Tekrar kalktım ve balkona yöneldim. Hava kararmıştı. Çok güzel gözüküyordu. Balkonun kapısını açtım ve oradaki sandalyelerden birine oturup kitap okumaya başladım. Hem belki bu şekilde kafamı dağıtabilirdim. 

Bir süre sonra annemin sesiyle uyandım. Balkonda uyuya kalmıştım. İsteksizce kalktım ve yerime yattım. Üşümüş olduğumu sıcak yatağıma girince farkettim. Telefonumu elime aldım. 5 mesaj gelmişti. 2 tanesi Ahver'den, 3'ü Uraz'dan gelmişti. Uraz'dan gelmesine sevinmiştim. Bu konuyu onunla konuşmalıydım. Hala cevaplayamadığım sorular vardı. Uraz'ın mesajlarını açtım. İlk attığı mesajda ''Armin konuşmamız gerek.'' yazıyordu. Diğerinde ''Alisa'yla tanışmamız konusunda konuşmak istiyorum.''yazıyordu. Üçüncüsünde ise ''Uyuyorsun galiba neyse mesajımı görürsen geri dön.'' yazmıştı. Hemen cevap yazdım. ''Uraz Alisa'yla ne oldu ? Sizi çok yakıştırmıştım ben. Yani aynı kişiliğe sahip insanlarsınız. Bana biraz anlatır mısın ?'' yazıp gönderdim. Vereceği cevabı çok merak ediyordum. Hemen cevap geldi. ''Armin bak bilirsin seni kıramam. Sen istediğin için konuştum hem de şansımı deneyeyim istedim ama Alisa'ya karşı bir şeyler hissedemedim. Bilemiyorum hissetmem gerekiyor muydu ama hissedemedim işte :('' yazmıştı. Uraz'ı da anlamaya çalışıyordum ama nasıl hissedemezdi. Nasıl biri olmalıydı ki hissetsin. Bu soruların cevaplarını da merak ediyordum ama daha fazla üzmek istemedim. ''Tamam anladım Uraz. Üzme kendini. Ne hissediyorsan onu yap. Hadi iyi geceler sana.'' Mesajı gönderdim. Bir anda Ahver'in mesaj attığı geldi aklıma. Nasıl da unutmuştum ya. Hemen mesajlarını açtım ve okudum. ''Önemli değil küçük hanım. '' ve '' Uyuyor musun ?'' diye mesaj atmıştı. ''Balkona çıkmıştım orada uyumuşum birazcık. Şuan uyumuyorum.'' yazıp gönderdim. Cevap gelmeyince telefonumu kapattım ve uyumaya çalıştım.

Sabah olmuştu. Uykulu gözlerle etrafa baktım. Alisa hala uyuyordu. Sessizce yerimden kalktım ve saate baktım. Saat daha 07.30'du. Ne vardı bu saatte kalkılacak. Manyak mıyım neyim ? Zaman geçsin diye kahvaltıyı hazırlamayı düşündüm. Mutfağa indim ve masayı hazırlamaya başladım. Kahvaltı masasını hazırlarken sessiz olmaya gayret ediyordum. Masayı hazırladıktan sonra tekrar saate baktım. Saat 8 olmuştu. Tekrar odama çıktım. Alisa'yı uyandıracaktım. Seslenmeme rağmen uyanmıyordu. ''Sen istedin küçük hanım '' diyerek suyla dolu bardağı aldım ve kafasından aşağı döktüm. Birden havaya fırladı. Hala ne olduğunu anlayamamıştı. ''Kaçın evi su basıyor. Kaçın kurtarın canınızı.'' diye bağırıyordu. Bu komik haline kahkahalarla güldüğümü farkedince yüzüne su döktüğümü anladı ve beni kovalamaya başladı. ''Gel buraya! O kafanı su dolu küvete sokup sokup çıkarmazsam görürsün sen.'' diye bağırıyordu. ''Ahahahahah kolaysa gel de yakala.'' diyip iyice sinirlendiriyordum. Annem ve babam uyanmıştı. Doğal olarak. Bu seslere de uyanılmaz mı ? Hala gülüyordum ve bu Alisa'yı iyice sinirlendiriyordu. En sonunda yorulup kahvaltı masasına oturdu. Masaya bakıp anneme teşekkür etti. Annem hazırlamamıştı ki. Noluyo lan ? Ben hazırladım onu. ''Alisacığım o kahvaltı masası bana ait ben hazırladım.'' dedim. Yüzüme baktı, masaya baktı. ''Sen mi hazırladın ? Yok artık. Sen yapar mıydın böyle şeyler.'' diyerek gülmeye başladı. ''Çok komik. Sus da kahvaltını et.'' dedim ve bende masaya oturdum. 

Kahvaltımız bitmişti. Yukarı çıkıp üzerimizi değiştirdik. Bugün evde kalmayı planlıyorduk. Beraber film  izleyecektik. Zaten annem ve babam da yoktu bugün evde. Kısacası ev bize kalmıştı. Çok eğlenecektik. Alisa içerde mısır patlatıyordu. Ben de telefonumu açtım ve bir şey var mı diye kontrol ettim. Hiçbir şey yoktu. Tuş kilidini kapatıp koltuğun üstüne koydum ve mutfağa Alisa'nın yanına gittim. O mısır patlatırken bende masayı topladım ve tabakları bulaşık makinesine tıktım. Daha sonra televizyonun karşısına geçtik. Ben filmi taktım tam başlatacaktım ki kapı çaldı. Alisa koşarak kapıyı açmaya gitti. Fakat yüz ifadesini hiç beğenmemiştim. Bembeyaz olmuştu. Ne olmuştu bu kıza ? Filmi öylece bırakıp yanına gittim. Alisa'nın yüz ifadesinin neden değiştiğini şimdi anlamıştım. Gelen Uraz ve Ahver'di. ''Öylece durmaya mı geldiniz ? İçeri girsenize.'' dedim. Uraz kafasını bana çevirdi. ''Alisa burada mı kalıyordu ?'' dedi. Bunu neden sorduğunu anlamadım ama ''Evet.'' dedim. Alisa da kendine henüz gelebilmişti. '' Siz neden geldiniz ? '' diye sordu. ''Biz Armin'i alıp dolaşırız demiştik.'' dedi Uraz. Al işte Allah'ın öküzü ya. Öyle mi denir kızın yanında ! ''Üzgünüm bugün Alisa'yla film izlemeyi planlıyoruz ama isterseniz siz de gelin beraber izleyelim.'' dedim. Uraz biraz düşündükten sonra Ahver'e de sorup fikrini aldı. Sonra bize dönüp ''Tamam o zaman hem beraber vakit geçirmiş oluruz..'' dedi ve içeri girdiler. Alisa bana dönüp ''Sen mi çağırdın bunları ? '' dedi. ''Ben çağırmadım. Geleceklerini tahmin bile edemezdim.''dedim. Hiçbir şey söylemeden gitti. Kapıyı kapatım odaya gittiğimde kimse konuşmuyordu. Filmi taktım ve yerime geçtim. İzlemeye başladık. Çok fazla izlememiştik ki kapı tekrar çaldı. Kalktım ve kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açıtığımda gözlerime inanamamıştım. İYİ DE NASIL ?

TATLI KÜÇÜK BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin