Enes tüm okulun ortasında kollarını iki yana açarak bağırmaya başladı.
Enes: Şevval beni affeder misin?
Ben: Enes! Sen ne yapıyorsun? İnanmıyorum!
Enes: şevval beni affet lütfenn.
Zeynep kulağıma fısıldadı.
Zeynep: kanka bence affet. Hem biraz fazla abartıyoruz sanki.
Ben: tamam affettim.
Sonra Enes yanıma geldi ve bana sarıldı. Bütün ergenlerden (!) bir alkış tufanı kopmuştu.
*
Tenefüs çaldı ve o lanet olası Melisa geldi.
Melisa: ooo bakıyorum çifte kumrular geziyor. Ama merak etmeyin uzun sürmeyecek.
Ben: yazıkk. Çok mu kıskandın?
Zeynep: bırak şunu aptalın teki.
Ben: doğru diyorsun.
Çıkışta dördümüz beraber sinamaya gittik. Filmin türü korkuydu. Ordan çıkınca biraz gezelim dedik. Sonra zaten evlere dağıldık.
*
Ertesi sabah yine okula giderken otobüse bindim. Sanırım o gün bütün aksilikler beni bulucaktı çünkü otobüsün tekeri patladığı için derse 40 dakika geç kalmıştım. Teneffüste Zeynep, Baturay ve Enes yanıma geldi.
Enes: aşkım n'oldu niye geç kaldın?
Ben: sorma aşkım ya. Otobüsün tekeri patladı.
Zeynep: e kızım başka otobüse binseydin.
Ben: Ne bileyim? Aklıma gelmedi ki. Sanırım bütün aksilikler bu gün beni bulucak.
Baturay: öyle deme ya. Hem belki bir mucize olur bütün aksilikler Melisa'yı bulur.
Dedi Baturay gülerek. Biz de gülmüştük dediğine.
Enes: aminn.
Ben: kantine iniyorum ben. Gelmek isteyen gelsin.
*
Masalardan birinde otururken Melisa geldi. Elimde ki kahveden bir yudum aldım ve Melisa'yı süzmeye başladım.
Güzel, alımlı bir kızdı. Hatta fazla güzeldi. Gömleğinin bir kaç düğmesi açıktı. Göğüsleri hafiften görünüyordu. Gömleğini de, eteğinin içine sokmuştu.
Eteği dizinden tahminen beş santim yukarıdaydı. Sarı saçları, yeşil gözleriyle uyumluydu. Ama maşallah yüzüne badana yapmış gibiydi.
Seftali tonunda bir allık, bordo ruj, maskara, upuzun bir eyeliner, highliter, bronzer ve daha sayamayacağım bir çok ürün sürmüştü. Parmağında eklem ve üzerin de küçük bir kelebek, kalp vesaire simgesi taşıyan yüzükleri vardı.
Melisa'yı süzmeyi bıraktım ve bizimkilere döndüm. O sırada Melisa bir kaç adımda yanımızda belirerek kollarını göğsün de bağladı. Yüzüne de alaycı bir gülümseme takındı.
Melisa: Enes naber?
Enes: ...
Ben: cevap versene aşkım elemana. Yazık. Kızcağız senin cevabını bekliyor.
Dedim dalga geçercesine.
Enes: sevgilimle çok mutluyum. Gelip bana sürtme.
Sonra hepimiz beraber gülmeye başladık. Birisi geçerken koluma çarptı ve kahve üzerime döküldü. Hışımla ayağa kalktım.
Ben: yaa önüne baksana. İnsan var insan. Senin yüzünden yandım burada.
Enes: sevgilim iyi misin?
Ben: biraz yandım. Zeynep gel beraber soyunma odasına gidelim. Nerde bilmiyorum.
Zeynep: tamam hadi gel.
Zeynep'le beraber soyunma odasına gittik.
Ben: nerde benim dolabım.
Zeynep: kaç numara?
Ben: 35.
Zeynep: buldum!
Ben: şükürler olsun.
Yedek formamı giydim ve derse girdim. Çıkışta Enes geldi yanıma.
Hikayeyi burda bitiriyorum.hikayemi oylamayı unutmayın.sizi çok seviyorum.kendinize iyi bakın bb😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Aşk (Tamamlandı!)
Lãng mạnHer aşk sonsuz mudur? Ya da sonlu aşk mıdır? Her mutluluk biter mi? Bizim hikayemiz de bu ikilemlerin arasında kalmış bir hikaye. Gözlerine daldığında en büyük huzuru verirdi. Ellerimiz buluştuğunda içimin kıpır kıpır oluşu. Her şeye rağmen değerd...
