3.Bölüm♣Seni seviyorum♣

212 37 0
                                    


Aşk'a oyun olur muydu ?

Hiç bir imkansıza aşk denir miydi ?

Bir inat uğruna aşk'ı rahatsız edip buyur yüreğime denilir miydi ?

Olmaz!

Denmez!

Edilmez(di)!

Kendi içinde çelişkiye düşen Korkut,yatağına oturmuş içli içli düşünüyordu. Kendi duygularına karşılık bulabilme umuduyla başkasına oyun yapmak ne kadar doğru ki ?

Yanlış bir şey içinde doğru arıyoruz. Boşa kürek çekiyoruz,batıcaz içimizdekilerle,yükümüz ağır.

Hem sessiz bir yüreği herkes işitmez ki ?

Bunun için güzel bir yüzden önce yürek lazım değil mi ?

Onda böyle bir yürek var mı peki?

Bilmiyordu.

Çok düşünmekten başına ağrı girmek üzereydi. Yastığı çekip,başının yatakla buluşmasına izin verdi ve yastığı sanki düşüncelerini susturabilirmişçesine başının üzerine koyup bastırıyordu.

Nalet olsun susun artık!

Susmuyordu. Yürek konuştu bir kere, istemese bile bilinmeze sürüklenmekten ne alıkoyabilirdi ki ?

Kendisi mi ?

Kendisi bile alıkoyamıyorken!

Nalet olsun bir gün kafasının bu kadar çok düşünmekten kendisine bela olacağını biliyordu.

Uyumaktan başka çaresi olmayacağını bilen Korkut,üzerindeki yastığı kaldırıp olması gereken yere: başının altına alarak,derin bir nefes aldı.

"Aşk'ta her şey mübah demişler atalarımız.Bir bildikleri vardır."

İçinden diyerek,daha fazla içinde tuttuğu düşüncelerden:her ne kadar yanlış olduğunu bilsede,daha fazla gizleyemedi,teslim oldu.

Aşk eğer ki bir savaşsa savaşacaktı;
Zamanı gelince şansını denemediği için pişman olmamak için,bir korkak gibi duygularını hiçe sayıp sevdiği kadın uğruna savaşmadıktan sonra savaş arenasında ha sağ çıkmış devam etmiş,ha kör bir kurşun sahibi öldürmüş,

Ne çıkar!

Aşk'tan kaçışın bir yolu olsa,kaçmaz. Kendisinin her zerresini sarmasına izin verir. Çünkü: Aşık insan aşktan kaçışın bir yolu olsa bile, o kapıyı kapar ve arkasına sevgisini yığar. O sadece sevdiğine ait kalmak ister. Dedim ya,seven insan gerçekten yapar bunu. Çıkış değilde birlikte mutlu olabilmeleri için,elinden ne gelmiyorsa dahi yapmaya çalışır. Ve aşk tüm evrene hakim olmuşken bir kapı sonsuzlukta hiçliğe karışacak.

Onun kalabilmek için.

Sadece ona ait kalabilmek için.

Onun için.

Bizim için!

Zamanı gelince "sesim ol" diyeceği kadını,onu nedensiz sevene kadar; ona ait,ona tukun kalmak için,kendisi dahil her şeyle savaşacaktı.

Ben bu romanın baş karekteri:Korkut sağyaşar.

BİR KADINA ESİR DÜŞTÜM.

Ve o,bizim romanımızın aslında beni yaratan el,beni kendime düşümekle kalmayıp aşkın kendisi olan kadın: Arya koçoğlu.

BENİ NEDENSİZ SEVECEKSİN.

*
Sabah sanki gece tüm dünyanın yükünü sırtlanmışta yorgun düşmüş gibi, kan ter içinde ve derin bir sızı şeklinde kamçılanan bir sırt ağrısı ile uyanmıştı. Pekala sanırım bu da hayatın ona günaydın demesiydi. Sırtını tutarak daha fazla acı çekmemek adına son bir acıya razı gelerek,ayağa kalktı ve ani olmamak üzere kendini beliyle birlikte arkaya iyice yaslayaram kemiklerin yerine oturmasını sağladı. Bu biraz canını acıtsada eskiye nazaran biraz daha iyiydi.

Bugün sabahtan dersinin olmaması kardeşiyle mis gibi bir kalvaltı yapacaklarının sinyaliydi.Yavaş adımlarla beton zeminde ilerleyip salonda sağdaki bayoya gidebilmek için henüz adım atmışken Emre'nin oyuncaklarından birine basmasıyla erkeklere has sertlikte hırıltılı bir ses çıkardı ve o, kadınların gözünde sarsılmaz güçlü otoritesini yıkıcak bir yüz ifadesine büründü. İncinmişti, bu ani ve beklenmedik yaralanma ne kadar da Arya'ya benziyordu. Oysaki acısi sonradan çıkacaktı. Bak işte aklı yine ona gitti.

Yahu acısını unutup,yürek yangınına sarılmakta neydi be adam!

Kendi kendine dellendi. Ayağının altında muhtemelen kırılmış sarı küçük arabayı aldı. Ehhh kırılmamıştı
Sandığının aksine.

Arya'yı düşünmek ok..yok..normal bir gün olsun bugün. Onsuz bir gün normal mi ? Dedi yine içine düştüğü bu gelgitli düşünce yığını..

Oflayarak banyoya girdi. Avuçlarına aldığı suları yüzüne defalarca tokat gibi çarptı. Fazla düşünmek başa hep bela zaten. Kendine geldiği kanısına vardığında sağında çiviye asılmış havluyu alıp yüzünü kuruladı. Kısa bir anlığa aynada kendine baktı. Ruhsuz ve soluk görünüyordu. Oysaki bu adamın artık bir umudu vardı. Artık yeni güne uyanmak için kardeşinden başka bir varlık var. Sevginin sonsuzluğuna ulaşmak için kulaç attığı bir kadının varlığı..

Gerçekten var.

Arya gerçekten şuan arkasında. Ona gülüyor. Ona gülüyor..ona..

Aryaaaaaa.

Kan ter içinde uyanan Korkut etrafında elleriyle birşeyler arıyordu. Arya'nın burada olmasını o kadar istiyordu ki,uyandığı anda bunun rüya olduğunu kabullenmemiş gecenin karanlığında onu arıyordu. Yoktu.

O konuşmuşmuydu!

Evet evet demin konuştu.Bunu bile henüz idrak edebilmiş. Sesini kendinden duymanın verdiği şaşkınlıkla tekarladı -sevdiği kadının adını- Arya..Arya..Aryaaa. Evet evet konuşabiliyor. İnanamıyor..
Birden yanında beliren gölge ürkmesine sebep oldu. Bu da nerden çıktı ? Ne oluyor kim o ? Geriye atılıp yanında duran eskimiş tahta sehpa üzerinde duran labayı yaktı. Etrafta şimdi ışık olmuştu. Hemen deminki gölgenin yerine baktı. Arya burada ve onun yatağına bağlaç kurup ona bakıyordu ağlamaktan akmış makyajı ve uzun süreli bir ağlamanın kötü bir getirsi şişmiş gözlerle dolu dolu ona bakıyordu. Ne oluyordu ? Anlam veremiyordu. Ne işi var burada bile diyemeden onun gözündeki yaşları elleriyle silmek istedi. Ve bunun için öne atılmışken paposunu geriye itrerekn ondan uzaklaşan Arya'ya bakakaldı. Kötü bir neyeti yoktu. Sadece ..sedace o nalt gözyaşları silmek istemişti. Aktıkça ruhuna demir eritip döküyorlarmış gibi acı içinde kanı çekiliyordu. Aşktı bu farklı bir çekim. Onu yakan ve külllerinden teker teker doğruan. .

Bu imkansız burada olamaz. Delirdiğini düşünmeye başladı. Rüya olmalı diyerek hemen bir test yapmak istedi hemen diğer kolunu çimdirmek jçin yeltendiğinde karşıdan bir ses gelmiştim ilk defa onun sesini duyuyordu sanki. Ama bu ilk değildi. Daha önce birine efendim derken o soluksuz isitmek isteyeceği en iyi şairin dilinden dökülmüş en güzel beste yaparcasına sözcüklerini işitmişti. Elleeini tutup "dur yapma!" dediğinde bunun rüya olabileceğini düşüneeek sen geeçek değilsin demişti ona karşılık olarak. Arya kolunu geri çekerek "Artık sesin olacak bir kadının varlığına ihtiyacın yok galiba?" dedi solgun yüzü her halinden üzüldüğünü ele verirken. Artık konuşabildiği ićin onu nasıl istemeyeceğini nasıl düşünürdü ? Nasıl ! Kadın sesizlikte izini belli etmek isteecesine hafiften sesice ağlamaya devam ediyordu şimdi. Onun yanaklarına dokunmak gibi bir deli cesarette bulundu. Fakat elleri Arya'nın içinden gözüküyordu. Bie hayaldi bir rüyaydı bu rüya! Gerçek değilsin diye tekarladı ona ve kendi sesiyle birlikte Arya'nın yavaş yavaş yok olduğuna şahif oldu. Arya yoktu. Arya onun dış görünüşüne nazaran onu sevmemişti. Onu konuşamaması ile kabul edip bunu aşkın önünde bir engel olarak görmediğinin kanıtıymış gibi yüzüne sert bir darbe gibi gerçek vurulmuştu. Peki onu sevmişmiydi ki ? Onu sevmedigini düşünüp ağladığına göe seviyordu.Nedensiz seven kadını yoktu. Son kez onun duyabilecegi umuduyla sır gibi fısıldayarak boşluğa ilk ve son kez seni seviyorum..

Sesim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin