Bölüm 4|🔪

36 7 1
                                    

Ve.. yüzünü daha önce gördüğümü sandım ancak tanımadığım o çocuk bana ukalaca bakıyordu.

MYG: Gözlerinde korku beni eğlendiriyor Park Jimin.

PJM: Senden korkmuyorum.

Az önce bu kelimeleri ona bakarak tir tir titreyen ben söylemiştim.

MYG: Korkmuyorsun ha? O zaman az önce neden ağlıyordun?:")

PJM: Yalnızca psikopat.. yada katil o-olabileceğinden.

MYG: Kim olduğumu biliyor musunki?

Evet bilmiyordum. Sormalı mıyım? Hem beni tanıyor. Bu demek oluyorki bende onu bir yerden tanıyor olabilirim.

MYG: Ben Min Yoongi.

Ben sormadan cevap vermiş beni büyük bir yükten kurtarmıştı.

MYG: Beni tanıyor musun?

PJM: B-Belki?

MYG: Hiçbir fikrin yok değil mi? Okulunuzun yeni öğrencisiyim. Aynı zamanda Jungkook'un arkadaşı. Senden bahsediyordu Jeon. Ancak korkağın teki olduğunu duymuştum. Buraya gelecek cesaretin varmış demek.

PJM: Hoseokların sınıfına gelen çocuksun.

MYG: Hoseok? Ha şu çocuk. Hayatın boyunca mutlu ol umutlu ol diye gezen mutluluk tanrıçası. Neyse ne. Burada ne işin var?

PJM: Iceriden gelen sesler... Merak ettim yalnızca.

MYG: Merak seni bir psikopattın eline düşürebilirmiş demek. Bu günden sonra ona göre hareket edersin.

Cümlesini bitirir bitirmez beni çekiştirerek geri binaya soktu, merdivenlerden çıkmaya başladık.

PJM: Nereye gidiyoruz? Beni bırak lütfen.

2. Kata geldiğimizde dairelerden birinin içine girdik. Ağır bir koku vardı etrafta. Odalardan birine girdik. Gözümü kapatmış sadece neler olacağını bekleyecektim.

MYG: Jimin? Gözlerini aç ve bana yardım et!

PJM: Burada sadece dursam olmaz mı?

MYG: Korkuyor musun?;

Hayır korkmuyordum. Ben Park Jimin. Korkmuyorum. Yavaşça gözlerimi açtım. Açmamla çığlık atmam bir oldu.

MYG: Çeneni kapat ve bana yardım et!

PJM: O-o bir ce-cesed.

MYG: Evet o bir cesed. Güzel anlama ve görme problemin yok. Şimdi bana yardım et.

PJM: B-ben ona dokunamam.

MYG: Aynı hâle gelmek istemiyorsan dokunmalısın. Tut ve benimle gel.

Yavaşça eğilip bacaklarından tuttum. Kan kokusu midemi bulandırıyordu.

MYG: Beni takip et.

Merdivenleri çıkmaya başladık. Çatıya geldiğimizde cesedi tuttuğu kolları bırakıp çatının ortasında duran su deposunun yanına gitti. Cebinden çıkardıği anahtarla deponun kapısını açtı. Tekrar gelerek cesedi tuttu. Ve oraya doğru ilerledik.

MYG: Burada kal içeriye girme.

Hızlıca cesedi bıraktım. Oradan uzaklaşıp oturacak bir şey buldum. Kusmak üzereydim. Derin nefes almaya başladım.

MYG: Burada gördüklerinden birine bahsedecek olursan seni öldürmekle kalmam.

PJM: Madem güvenmeyecektin neden yardım istedin?

MYG: Jungkook korkak olduğunu söylerken yanılıyormus. Ölümüne susamışsın. Artık gidebiliriz.

O binayı hemen terk etmek istiyordum. Hızlıca merdivenleri inip siteden çıktım. Koşarak Tae'nin evinin yolunu tuttum. Saat cidden geç olmuştu. Tae çoktan dönmüş olmalıydı.

Evin kapısını yavaşça açıp küçük adımlarla içeri girdim.

KTH: Sonunda eve gelmek aklına geldi. Neredeydin?

PJM: Annemden betersin Tae. Her zamanki gittiğim bardaydım işte.

KTH: Bana yalan söyleme. Oraya seni almak için gittim. Ancak Taemin kaçtığını söyledi. Neredeydin!?

PJM: Cidden bir yere gitmedim. Sadece geçerken birine rastladım ve biraz geciktim. Şu anda yorgunum, sadece uyumak istiyorum.

KTH: Bunu yiyeceğimi sanmamışsındır umarım. Yarın konuşacağız Jimin.

PJM: Tamam annecim:q

Kitabı bırakıyorum bu ne ya nwodkwplw tamam neyse isteyen okur istemeyen okumaz bu kadar teşekkürler.

BLACK FATE  | JiKook  [REST]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin