Mertgile güvenebilirmiyim bilemedim. Onlari tanıyana kadar biraz izlemeye karar verdim. Annem kuzenim Mustafayla Kızılayda buluşmamı söyledi. Benden küçük olmasına rağmen kafa çocuktu. Kızılaya evimizin yakınındaki metroyla gidicektim. Annem 'ankara kart' diye bir kart almıştı bana. İçine bir miktar para yükleyip metroya ilerledim. Kulaklığımı taktım. Müziğin verdiği huzurla biraz kestirdim. Kafamı kaldırdığımda ulusdaydık. Bir sonraki duraktan sonra ayağa kalktım. Bir an önce şu toplu taşıma araçlarından kurtulmak istiyordum. Arabam var ama park edecek yer bulamazmışım. Anlamıyorum arabayı doğru düzgün kullanamıyorum. Annem sürekli 'Oğlum gerçek hayatada alış, zorluklara da alış' diyip duruyor. WTF?! Arabayı neden aldıysak. Neyse. Kızılayda indim. Mustafaya mesaj attım.
Nerdesin oğlum? Seni mi bekliycem bide. Çabuk gel!
Tamam abi sakin ol lan. Yine gerginsin herhalde.
Gergin değilim. Sadece bilmediğim buralarda kaybolmak istemiyorum.
Tamam. Leman Cafe'deyim. Köşeden sağa dön.
Geliyorum.
Kafeyi buldum ve Mustafa'nın yanına oturdum. Birer içki söyledik. Mustafa'nın sağından bir kızla bakışıyordum. Eteği varla yok arasındaydı. Arkadaşıyla masada kalkarken masamiza bir peçete bıraktı.
Melisa-05*********
Peçeteyi görünce piç gülüşü attım.
" Yine tavladın kızı." dedi Mustafa,oda sırıtıyordu. Kız hemen kaydettim. Sonrada Mustafa bana Ankara'da olan gezilebilecek yerleri, kafeleri ve nelerin meşhur olduğunu anlattı. Bir İstanbul olmasada yinede farklı ve güzeldi. Hatta bana kalsa daha güzeldi. Yeniden metroya doğru yürüdüm. Bir türlü gelmek bilmedi. En sonunda geldiğinde biraz inceledim. Uzun gri, beyaz ve turuncu çizgiliydi. En son vagona bindim. Çok az kişi vardı. Bir kaç durak sonra karşımin iki soluna bir kız oturdu. Kulağında kırmızı bir kulaklık vardı. Neden kızı inceledim? Çok sıkıldım muhtemelen oyüzdendi. Siyah dar paça pantalonun üzerine örgü siyah bol bir hırka giymişti. İçine ne giydiği belli olmuyordu. Çantasını bacağının üzerindeydi. Saçları kahverengi ama kızılıda andırıyordu. Gözlükleri vardı. Ama çok yakışıyordu. Tam saç renginin tonundaydı. Buğday teniyle ve göz rengiylede bütünleşmişti gözlükleri. Göz rengi... Bal rengi gibiydi ama ortaları yeşildi. Gözlerinin rengi taağ burdan seçiliyordu. Güzeldi ama güzelliğini Çantasıda siyah üzerine -kızlar ne derseniz artık tam emin değilim afgshs- zımbalar vardı. Çok incelemiş olmalıyım ki kız rahatsız olup ayağa kalktı. Gözlerini devirip köşedeki iki kişilik yerlere oturdu.
Aman çok da umrumda.
Kulaklığımı taktım ve kafamı demire yaslayıp gözlerimi yumdum. Gözlerimi açtığımda daha ineceğim durağa 2 durak vardı. Oh bea. Incegim durağa geldim. Ben tam inerken bir anda arkamdan incelediğim kızın da geldiğini gördüm. Demek oda buralarda oturuyordu. Kız arkamdan yürürken kenardaki büfeye gitti. Böylece nerede oturduğunu anlayamadan bende eve gittim.
*****
Buraya taşınalı 5 gün oldu. İki gün sonra karaoke yarışması var. Gitarı öğrenirken ses eğitimi de almıştım. Sesim iyi olduğu için kendimi gösterebilirdim. Sitede havalı olmam lazım. Grupta ise saygın biri olmalıydım. Hangi şarkıyı seçeceğimi düşünüyordum. En sonunda Stop The World I Wanna Get Off With You- Artic Monkeys şarkısına karar verdim. Bir kaç saat şarkıya çalıştım. Sıradan iki günün ardından Mertten mesaj geldi;
Akşama şık bir şeyler giy. Eğlenceli olucak.
Demek şık ve önemli bir yarışma olucaktı. Ne giyeceğime karar verip aşağı indim. n Harley Davidson yerinde yokdu. O oğlanla tanışmak için sabırsızlanıyorum. Eminim iyi anlaşıcaz.Karaokenin düzenleneceği yerin futbol sahası olucağını duydum. Futbol sahasına ilerlerken gördüğüme inanamadı. Büyük bit kalabalık ve kocaman bir sahne vardı. Tamam güzel bişeyler yapacaklarını biliyordum ama bu kadar bekleniyordum. Ayrıca o kalabalık da neydi öyle? Tek gençler yoktu. 15-40 yaş arasında bir sürü indam vardı. Hepside gayet şık giymişlerdi. Kızların çoğu götlerinde biten elbiseleriyle bir şeyler içiyorlardı. Erkekler ise ceket-kot giymişlerdi. Beyaz tişortum ,siyah pantolonum ve siyah küpemle aralarında en sporuydum. Etrafı geriden izlerken Mert'in uzun boylu siyah arkası uzun onü kısa-ama çok kısa değil-olan bir elbise giymiş kızla konuştuğunu gördüm. Ne konuştuklarını duymuyordum ama umrumda değildi. Ne de olsa Mert'in sürtüklerindendi. Ben hala etrafı incelerken kızın yüzünün bana doğru dönük olduğunu gördum. Bana bakmıyordu ama iyiki de bakmıyordu. Ağzım açık kalmıştı çünkü. Bu metroda gördüğüm kızdı. Siyah bir insana bu kadar mı yakışır? Gözlüklerini çıkarmıştı ama göz kalemi dışında yüzünde bir gram makyaj yoktu. Mert'e döndü ve bağırdı.
"Tamam! Şarkıyı sen seç! Ama çabuk ol sıra benim!"
Kıza bak birazdan hiç bilmediği bir şarkıyı yansıyan ekrandan söyliyerek rezil olucak. Hemde yarışma daha yeni başladı ve ikinci sırada. Şarkıyı beceriksizce söyleyen oğlanın şarkısı bitti. Adını hala bilmediğim kız yavaşça sahneye çıktı. Yüzünü ekşitti ve korkuyor gibi bi hali vardı. Şarkının sözlerine kafamı çevirdim. Adını bilmediğim ama üstte sonradan yazdığına göre adının Secrets-The Pierces olduğunu öğrendiğim bi şarkıydı. Olum o nasıl cümle lan? Her neyse kız ilk başta sesi titreyerek söyledi. İlk cümleler bitince bir an öyle bir söylediki ilk başta numara yaptığını anlamak mümkün değildi. Bir anda yüzüne bir güven geldi. Ama hala anlamsız ve boş bakıyordu, Mert'in tam gözlerinin içine doğru. Aralarında bir şey vardı ve kesin o da bir sürtüktü. Şarkının ritmi sonlara doğru hızlandı. Beni bile nefesimin yetmeyeceği kadar hızlandı. Son yavaş kısmıda söyledi derin bir nefe aldı. Mert'e piç gülüşü atıp göz kırptı. Herkes alkışlamaya başladı ve baya coşkuluydu. Mert ise donakalmak deyimini tam anlamıyla yansıtıyordu. Kız sahneden indi. O sırada bu karoeke işi ile uğraşan çocuğun yanına gidip adı ı yazdırdım. Bundan iki sonra sıra bendeydi. Mert ile karşılaştık. Ona kızın adını sormak istiyordum ama yanlış anlaşılmasından morkuyordum.
"Şarkı söyleyecek misin Yağız?"
"Evet." tek ve kısa cevap.
"Hmm... Göster kendini."
Mertlerin yanındaydım. Ve sonunda bana sıra geldi. Sahneye çıktım ve hangi şarkıyı açmak istediğimi söyledim. Şarkıya başlarken o kızın -amk bi adını öğrenemedim- yanında sarışın seksi ve sevimli bir kızla konuştuğunu gördüm. Sarışın kızın yüzünü incelediğimde kim olduğunu hatırladım. Yaren. Mert anlatmıştı. Yarenden bahsetmişti. Sitedeki çoğu kişiden bahsetmişti. Alt komşumuzu sormuştum bir tek onu anlatmamıştı 'Zamanla tanırsın.'demişti. Ve bide bu kızı anlatmadı demek. Belkide bizim sitede oturmadığı içindir. Belkide Mert'in sevgilisi olduğu için siteye uğramıştır. Herneyse. Yaren ile kız konuşurken benim şarkıya başlamam ilr arkalarına dönüp bana baktılar. Kızın bakışları hala bomboştu. Ya anlamıyorum! Genelde erkek kıza boş bakışlarla bakmazmıydı? Kızda oğlan onu farketsin diye kendinden geçmez miydi? Bizde tam zıttı gibi! Bana hala bakıyolardı ve şarkıyı bitirirbitirmez alkış koptu. Mertgilin yanına indim. Yine grup tamdı.
"Harika söyledin. Şarkı söylerken çok çekicisim"dedi ve göz kırptı Canan. Biliyorum yakışıklıyım ama biraz kendini ağırdan sat be kızım!
"Güzel söyledin. Ses eğitimi felan mı aldın?" dedi Ufuk.
"Elektro gitar çalıyorum. Evet o zamanlar aldım."
"Woow! Bu çok havalı" diye yine atladı Canan. Biraz daha gelirse içime düşecekti. İlk defa seksi bir kızdan rahatsız oldum. Bunlarda mı gelicekti başıma? Oyalana oyalana vakit geçti. Yarışma bitmişti. Şarkı söyleyen benden iyi yoktu. Küçük bir tabloda sıralamayı yazmışlardı. İlk üç kişiye hediye vardı ama benim için önemli olan uyduruk hediyeler değildi. Sitede olan popülerlikti. Sıralamaya bakmadan etrafa göz attım. O kız gitmişti. Şarkıyı aslında çok güzel söylemişti. En azından ilk beşe girerdi. Sıralamaya dönüp baktım ve şok oldum.
1. Eylül Demir
2. Yağız Öztürk.
....
Neeeaağğğ??!?!?!? İçimde ne olursa olsun bitmeyen bir hırs vardı. Bu Eylül de kimdi? Kendimden sonrakileri dinlemedim ama güzel bi ses olsa dönüp bakardım.
"Hahahaha. Senin kız yaptı yine yapcağını." diye bir kahkaha kopardı Betül Mert'e doğru. O ne ara geldi farketmemiştim bile. Mert'in kız derken kimden bahsediyorlardı? Yoksa siyah elbiseli kızdan mı?!?!
/////
Yorumlarınız için teşekkür ederim. Yeni bölüm en kısa zamanda. Arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz sevinirim.:)) Teşekkürler^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU
Romance"Seni metroda görmüştüm."dedim nazikçe. "Harika(!)" diyerek beni bir kez daha tersledi. "Neden bu kadar soğuksun?" "15 dakika önce tanıştığıma bi erkeğe ancak bu kadar sıcak olabilirim."dedi. Zor kızı oynuyordu.