⚽️5.BÖLÜM⚽️

801 82 14
                                    


    Şaşkınlıkla kos kocaman açılmış gözlerim mutlulukla parıldadı. Neredeyse tüm ailem karşımda bana gülümseyerek bakıyorlardı. Ayakkabılarımı çıkardığım gibi içeriye girdim hepsini kucaklamaya çalıştım.

“Siz ne ara toplandınız da bunları düşündünüz?.”

“Ee o kadar da olsun kızım da.” Salih abinin cevabına gülümseyerek baktım. Ben böyle güzel bir aileye sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanı olabilirdim. Dayımın uzun kollarının arasında ezilirken bundan hiç de şikayetçi değildim aksine bu sıcaklığı öylesine çok özlemiştim ki günlerce bu şekilde kalabilirdim.

“E haydi içeriye geçin da ha orada ne diye dikiliy duruysunuz.” Nenemin içeriden bastonuyla çıkıp gelmesiyle gözlerim kocaman açıldı ve dayımın kollarının arasından çıktım. Koşar adım nenemin kollarına bıraktım kendimi.

“Oy nenem ne kadar da özlemişim ben seni.” Bastonuyla kalçama bir tane geçirdikten sonra saçlarımı okşadı.

“He tabi özleyecesun özlemeyi de nabacasun o elun cavur memleketunda galduğuz bir başınıza..”

“Deme öyle nenem biz istemez miyiz burada hep beraber yaşayalım ama görüyorsun babamın işleri orada. Burada babamın yapacak işi yok.”

“Na urası da öyle ama hani gel de benim gabyana gönlüme anlat kizum.” Nenemin kolları arasında yumuşak koltuğa oturdum.

“Ee anlat bakalım kaçak yolculuk nasıl geçti? Annenler neden gelmediler?.”

“Yenge biliyorsun babama her istediğinde izin vermiyorlar onlar da kurban bayramına gelecekler zaten hemen hemen iki hafta kaldı kurban bayramına. Yolcuk da iyi geçti.”

“E iyi bakalım ben çayları koyayım siz konuşun.”

“Ana ha kızı bırak da biraz da biz sarılalım da!.” Dedemin sitemkar sözlerine inat nenem kollarını daha da sıkı sardı.

“Yok oyle yağma bırakayum da gaçsun mi?.”

“Nene söz kaçmam bugün istemediğin kadar seninleyim ama bırak da onlara sarılayım.” Nenem isteksizce kollarını benden çekince bu sefer de kendimi dedemin kollarına attım.

“Oy dedem benim tontişim ne kadar özledim sizi bir bilseniz.”

“Özleyen alır biletuni da birgün da olsa gelir.”

“Kuzen yapma Allah aşkına ben istemiyorum mu sanıyorsun ama her şeyi bir arada yapamıyoruz ki. Öyle olsa babam iflaz eder  biraz da onları düşünmem gerekiyor. Ben zaten burs param yattıkça yılda iki üç kez gelmeye çalışıyorum ama seneye üniversitem var biraz da para biriktirmem gerekiyor hep ye iç yat nereye kadar.” Kuzenim Tunahan’ın bu sert çıkışını anlayamasam da alttan almaya çalıştım. Bu sırada dedem kurtarıcım olarak devreye girdi.

“Rahat bırakın kizumu da. Geldu mi geldu daha ne istiysınız.” Dedemin bu sözlerinden sonra ortam biraz daha yumuşadı. Yengemin çayları ve kek getirmesiyle ortam kakaolu ıslak kek kıvamı almıştı.

                  ⚽️⚽️⚽️⚽️⚽️

Mahallede gezmeye çıkmış gördüğüme selam veriyordum. Asıl amacım da Ayşe teyzeme gitmekti. Ayşe teyzem dedemin evinin bir sokak altındaki iki katlı evde yaşıyordu. Çocukluğumda annemden sonra üstümde epey emeği olan insanlardan biriydi. Hatta öyle ki çocukluğuma dair birçok fotoğraf karesinde Ayşe teyzem de yer alıyordu.

  Az ileride çimlere örtü serip üstüne koydukları tepside yufka açan çocukluk arkadaşım Ebru’nun annesi Fatma teyzeyi gördüm. Zaten o sırada o da beni görmüştü. Yüzümdeki gülümsemeyle yanlarına yaklaştım. Her yaz mutlaka yufka açılır ve siron yapılırdı.

Mor Top (KİM VURDUYA GİTTİ)#Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin