7

169 13 0
                                    

BAEKHYUN'S POV

"Oha lan şuna bak!"

"Yok daha neler!"

"İyiymiş ha!"

"Şu oğlan bizimle falan yaşıt hyung biraz büyük değil mi ya onun için?"

"Tanıyorum ben o çocuğu Seogang Üniversitesi'de okuyor. Fen Bilimleri Fakültesi."

"Kaptı taş gibi adamı..."

"Kapan da taş gibi ama."

"Tanrım neden hep bütün yakışıklılar gay olmak zorunda ki!?

Tamam, buradaki insanlar her yemek molasında dedikodu yapardı. Ama bu kadar uzun süre, bu kadar kişi tek bir konu hakkında konuşmamıştı hiç.

Eğer dedikoduyu ben bulmadıysam katılmamak prensibimdi ama bunu çok merak ediyordum. Belli ki ilişki dedikodusuydu. Kimsenin mutlu ilişkisini duymak istemiyordum aslında. Benim mükemmel ilişkim bile berbat bir şekilde bitmişken onlarınki en fazla iki hafta dayanırdı.

"Bence evlenmek için çok genç."

"Wufan hyung sana evlenme teklifi etse sen de kabul ederdin."

Wufan hyung... Wufan hyung evleniyor... Ama benim Wufanım değildir belki?

"Ya siz neden boş boş XO Kafe'ye gidiyorsunuz şimdi anladım."

"Tabi canım Wufan hyung olmasa neden oraya kadar gidelim adam taş gibi."

Wufan evleniyordu. Beni aldattığı çocukla evleniyordu. Canımdan çok sevdiğim sevgilim evleniyordu.

Oturduğum yerden hızla kalktım ve çantamı alarak koşarak oradan uzaklaştım. Arkadan bana seslendiklerini duyabiliyordum ama şu anda pek de umrumda olduğu söylenemezdi.

Bahçeye çıkınca ağlamaya başladım. Bizim sevgili olmamız bile daha uzun zaman almıştı. Şimdi bunlar bir ayda, sadece bir ayda evleniyorlar mıydı gerçekten!?

Yoksa bir aydan öncesi de mi vardı? Wufan beni ne süredir aldatıyordu? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrenmişti? Ahh Baekhyun! Böyle esprilerin sırası değil!

  Bu haldeyken derslere giremezdim. Gitmek istiyordum. Aklıma gelen ilk isimle telefonumu çantamdan çıkardım ve açmasını beklemeye başladım...

CHANYEOL'S POV

  Dersteyken telefonum titrediğinde sıranın altından çıkarıp çaktırmadan bakmaya çalıştım. Telefon durmadan titremeye devam ettiğinde birinin aradığını anladım ama bakmak için dersten çıkmak zorundaydım. Hocaya söyleyip dersten çıkarken Baekhyun hala aramaya devam ediyordu. Fakültenin önündeki banka oturup telefonu açtığımda nefes nefese kalmış bir Baekhyun beklemiyordum.
 
  "Alo? Chanyeol?"

  "Efendim Baekhyun?"
 
  "Chanyeooool. Çok kötüyüm ben çok kötüyüm. Benim minnoş yüreğim bu kadar acıyı kaldıramaz Chanyeol. Tatlış gözlerim ağlamaktan şişti artık dayanamıyorum ya... Wufan ve Yixing evleniyormuş ya inanamıyorum Wufan bana nasıl sözler vermişti biliyor musun? Biz onunla birlikte çok mutlu olacaktık Chanyeol. Tüm üniversiteye rezil oldum ya. Adam daha benim sevgilimle 1 aydır çıkıyor ne demek evlilik? Chanyeol ben sanırım ölüyorum."

  "Baekhyun sakin ol, tamam mı? Böyle inanılmayacak bir şey yok. Ama yani cidden WUFAN'DA OLAN VE BENDE OLMAYAN ŞEY NE YA?"

  "Chanyeol... Buna cevap veremeyeceğim sanırım, üzgünüm."

  O kadar mı kötüydüm ben ya?

  "Ha bu arada Chanyeol diyorum ki... Ümit Besen Abimizin de dediği gibi... Nikahlarına bizi çağırmalarını mı sağlasak? Onunla bulunmak istediğim nikah bu değildi ama olsun. En azından şahitleri oluruz?"

  "Baekhyun sen ciddi misin? Salak salak konuşma be! Ümit Abi'ne başlatma! Eski sevgililerimizin düğününe gidecek kadar düştük mü biz? Sen gidersen git şahitliğini yap. Ben asla gelmiyorum. Asla."

  "Ya Chanyeol lütfen... Ben Canım Ümitciğimin tavsiyelerini dinlemek, eski sevgilimin nikahında şahitlik yapmak istiyorum!"

  "Pekala... Birlikte gidip Wufan ve Yixing'le konuşalım."

  "Teşekkürler Chan!"

  Telefonu direkt yüzüme kapattığında arama yerine Yixing yazıp aradım. Beni hiç  bekletmeden açtığında şaşkınlığıma engel olamadım.

  "Merhaba Chanyeol. Bir şey mi oldu?"

  "Ah... Sıkıntı yok Yixing. Sadece... Sana bir şey sormak istiyordum."

  "Dinliyorum."

  "Baekhyun ve ben... İkimiz sizin nikahınızda şahitlik yapmak istiyoruz."

  "Chanyeol üzgünüm. Bu biraz garip olmaz mı?"

  "Bana bunu bile çok mu görüyorsun Yixing?"

  "Tamam. Haklısın. Davetiyeyi ikinize de göndereceğiz. Görüşürüz."

  Telefonu kapattığında Baekhyun'a haber vermek için mesaj atmaya karar verdim.

Chan:
Merhaba Baekhyun
Yixing'le konuştum

Baekhyun:
Süpersin Channie!
Ne dedi?
Umarım terslememiştir...

Chan:
İlk başta tersledi ama ikna ettiö
*ettim
Davetiyeyi ikimize de göndereceklerini söyledi

Baekhyun:
Yaşasın!
Teşekkür ederim!~
Bir ara sana bir şeyler ısmarlayacağım!

Chan:
:)

  Okuldan çıkıp eve gittiğimde bugün olanları Sehun'a anlatmak için sabırsızlanıyordum. Onu beklerken oyalanmak için telefonumda oyun oynarken kapının çaldığını duyup kapıya uçtum.

  "Hoşgeldin Sehun!" diyerek kapıyı açtığımda Sehun ağzı burnu kırılmış şekilde içeriye adımladığında önünden çekildim ve kapıyı kapattım.

  "Sehun iyi misin?" koluna dokunarak sorduğumda yerinde biraz sallandı ve amele sümüğü gibi yere yapıştı.

  "Lan Sehun n'oluyor? İyi misin?" Yanına çökerken onu sırtüstü çevirdim ve kendine gelmesi için suratını tokatlamaya başladım. "Kendine gel!" Onu yerden kaldırıp sürükleyerek koltuğa taşıdığımda gözlerini araladı ve saçma sapan konuşmaya başladı. Tanrım... Bu çocuk tam bir aptaldı.

  "Chanyeool sevdiklerimiz hep gidiyo be abiii... Ben böyle bir hayat yaşamak istemiyorum yaa..."

  Yine nerede içip sarhoş olmuştu çok merak ediyordum. Zaten sarhoş olmadığı gün sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

  "Sarhoşsun değil mi?"

  "Ne Chanyeol'u sarhoş! O değilde adamın teki beni çok pis sevdi..."

  "Evet Sehun... Baya pis sevmiş."

Y/N
Ne yazsam bilemedim buraya
Foklar çok yalnız
Nese bb
M

edyayı da dinleyin

Wedding Table | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin