1

22 5 0
                                    

Mezuniyetinin üzerinden 4 ay geçmişti ve  babasıyla aynı mesleği yapıyor olmasına rağmen kendisine referans bulamamış evde annesinin arkadaşlarıyla vakit öldürüyordu.
Neyse diyerek iç sesini bastırdı ve çayından bir yudum daha alarak annesinin çocukluk arkadaşı Canan'ı dinlemeye başladı.
"Yok yok bizim Emrecan' da böyle. Bunların içi geçmiş bu yaşta bu yorgunluğun başka bi sebebi olamaz ay" diyordu. Kimden bahsedildiğini anlayamamıştı. Dinlemeye devam etti bu yüzden.
"Biz böyle miydik Serap ? Nasıl eğlenirdik. O sokaktan o sokağa hiç dur demez mağaza mağaza gezerdik." dedi Hüsniye Hanım
"Ayol ne günlerdi şimdikiler defolu ürün mübarek. Okuya okuya beyinleri taşa dönmüş " diyerek günün en sert eleştirisini yeniden yaptı Hüsniye Hanım.Zaten annesinin hepi topu 4 arkadaşı vardı. Onlarında ikisi başka şehire gitmek zorunda kalmıştı. Kalanlarda iki üç güne bir toplanıp kadınların genel tabiriyle "altın günü" yapıyorlar ve Özge için gelecekteki kocasını itina ile bulmaya çalışıyorlardı. "Huhuu Özgee kızım senden bahsediyoruz dinlediğin yok bir yaşam belirtisi ver çocuğum!" diye yeniden konuştu Canan teyzesi. Tüm arkadaşları arasında Canan teyzesi onun için bir başkaydı. Emrecan da dolaylı yoldan onun çocukluk arkadaşı olmuştu. Lise yıllarında ondan hoşlansada sonradan gelip geçici bir heves olduğunu farkedip kendi kendine çok gülmüştü. "Ne- heh ne dedin "diye kendisine bile saçma gelen bir tepkiyle karşılık verdi karşıdakilere."Ohoo biz ne dedik az önce bu nasıl hala. Yavrum biraz canlan gül eğlen. Ne bu somurtup durmalar. Görende dert babası sanacak seni" diyerek lafa karıştı annesi. Serap hanım kızını çok sevsede bazen onun iyiliği için babasından bile otoriter olup sözünü dinletebilirdi. Bu nedenle pek anlaşamazlar ve birbirleriyle kedi köpek misali gün içinde atışırlardı. "Gülünecek ne var anne? Sadece gençlik analizinizi dinliyorum ve sizin içinde pek komik değil gibi bak kimse gülmüyor" diyerek annesini yeniden tersledi. Şuan buna gerek yoktu ama sıkıldığı için biraz annesiyle uğraşsa olurdu. "Başladılar yine" dedi Hüsniye Hanım ve böreğinden bir ısırık aldı.
Bu tepkisine herkes güldü. Annesi bu defalık ses etmedi. Özge artık sıkılmaktan da sıkılmaya başlayınca oflayarak kalktı yerinden. Belki biraz iş ilanlarına baksa iyi olurdu. Şirket avukatlığı yapmak istiyordu. Bu yüzden bana müsade diyerek odasına yöneldi. O sırada telefonu çalmaya başladı. Arayan babasıydı."Babacım nasılsın? " diyerek gülümsedi. "Çalışıyorum güzelim yoruldum bir mola vereyim dedim. Annen açmadı telefonunu arkadaşları var sanırım" dedi ve haklı olduğunun bilincinde olup gülümsedi. "Kolay gelsin baba. Aynen onlar var bende odaya yeni geçmiştim. İnternetten ilanlara bakayım diye"
"Iyi yapmışsın güzelim" dedi ve durakladı bir.
"Az kalsın unutuyordum Özge. Salim amcanın yakın arkadaşının holdinginde avukat açığı varmış ve ilan vereceklermiş. İstersen değerlendir bunu. Ayrıca bir tane daha ilan buldum bugün. Ben sana mail olarak atarım ikisinide incele başvurmak istersende git görüş derim" dedi. Kızı bu habere çok sevinmişti. "Yaşaa be baba. Çok teşekkür ederim o kadar yoğunluğunun arasında bana zaman ayırıp benim işimi halletmeye çalışıyorsun. "
"Babalık görevimiz biriciğim olur öyle " diyerek şen bir kahkaha attı. Daha sonra büroya yeni bir davanın geldiğini söyleyerek kapattı telefonunu. Özge rahat bir nefes alarak kendini yatağa attı. Sonra tabletini eline alarak mail kutusunu kontrol etti babası göndermişmi diyerek. Sayfayı yenileyince iki tane bildirim olduğunu farketti.
İlk bildirime bastı.
"SEZGİN HOLDING "
Sayfayı iyice inceledi. Firma bünyesinde şirket avukatlığını üstlenecek tecrübeli bay -belki bayan avukat arıyorlardı. Ama kadınları neden tercih etmek istemediklerini anlamadılar.Bu holding konut yapımı yani inşaat üzerineydi. Babasının attığı linke dokundu ve internet üzerinden başvuru formunu doldurdu. Onayla butonuna bastıktan sonra sayfadan çıkış yaptı ve diğer ilana bastı.
"KARA HOLDING"
Buradaki iş ilanını inceledi. Bu ise bir takı ve elbise tasarımı üzerineydi. Bunu sevmişti. Güzel takılar ve kıyafetler görmek her kadını mutlu ederdi. Onunda başvuru formunu doldurdu. Ve sayfadan çıkış yaparak yeniden kendini yatağa bıraktı. Saatine baktığında çoktan 16:45 olduğunu farketti ve Eda'yla 18:00'a sözleştiklerini hatırladı. Hemen koşarak banyoya girdi ve kısa bir duş aldı. Dinlendiğini hissediyordu. Dolabının önüne geçti ve çekmeceden iç çamaşırlarını alıp hızlı bir şekilde üzerine geçirdi. Daha sonra havanın biraz serin olacağını düşünüp en başta bir kot ceketini çıkardı ve yatağa fırlattı. Daha sonra sarı üzerinde sevimli minik figürleri olan tişörtünü seçti. Altına kot pantolonunu geçirdi. Daha sonrasında kafasına sardığı havluyu çıkardı ve odaya dolan çikolata kokusuyla yeniden mutlu olduğunu hissetti. Mezun olmuştu ve 22 yaşındaydı. Ama onu böyle küçük basit olaylar mutlu edebiliyordu hala. Birde iki abisinin olması onu 30 yaşına da gelse hala 5 yaşındaki minik kız gibi hissettirecekti. Bundan çok mutluluk duyuyordu. Abileri Ender ve Semih şimdi başka evlerde yaşıyordu. Semih abisi 29 yaşında 2 yıllık evliydi . Ender abisi ise 26 yaşındaydı. Bekardı ve arkadaşlarıyla aynı evde kalıyordu. Ikisini de çok sever ve sözlerini daima dinlemeye gayret gösterirdi. Bu arada Ender abisinin Eda'ya yanık olduğunu da farkediyor ancak ikisinin birbirini bulmasını kendisinin farkettirecek olmasından daha doğru bulduğu için ses etmiyordu. Düşüncelerine ara vererek makyaj masasına doğru yöneldi ve pufa oturdu. Ince bir eyeliner çekip birazda maskarayla işini halletmişti. Saçları biraz daha kuruduktan sonra parfümünü eline aldı ve ikinci fıstan sonra telefonu çalmaya başladı. "Efendim bebeek" diyerek açtı telefonu. Arayan Edaydı. "Nerdesin be kızım " diye yakındı Eda. Bu sözünden sonra saate bakmayı düşündü ve düşündüğü gibide uyguladı. Henüz 40 dakika vardı. "Kanka salak mısın daha çok var beni de şüpheye düşürdün acaba vakit çabuk geçti de benim mi haberim yok diye"
"Var olmasına hala var ama seninle yapmamız gereken bi plan var daha erken gel" dedi ve kapattı. Bunun üzerine Özge merak etti ve çantasını aldı içine telefonunu cüzdanını koyarak odadan çıktı. Evdekilerle vedalaştıktan sonra anahtarlıktan annesinin minik arabasının anahtarlarını aldı ve aceleyle ayakkabısını giyip çıktı.
Yaklaşık olarak 15 dakika sonra sözleştikleri kafedeydi. Eda milkshake almış ağır ağır yudumlayıp telefonuna göz gezdiriyordu. Yanına gitti ve elinden telefonunu çekti bir anda. Eda dayanamazdı telefonunu bir başkasının habersiz almasına. Anında kafasını kaldırdı ve Özge'nin eline sert bir şaplak geçirdi. Özge elini tutarak yuhladı bu durumu. "Fil gücü mü var yahu bu ne" dedi ve güldü.
"Hakettin kanks" diyip Eda'da hain bir gülümseme gönderdi. Sonra daha dün buluşmamışçasına sarıldılar ve öptüler birbirlerini.
Özgede milkshake sipariş etti ve beklerkende bugün neler yaptıklarını konuştular. Özge babasının ilanları kendisine bildirdiginden ve başvuru yaptığından bahsetti bunun üzerinde biraz konuştular ve Eda konuya giriş yaptı nihayet. "Biz şimdi yarın size kalmaya geliyoruz ya kanka birlikte numara toplayacağız"
"Sebep" dedi ve güldü Özge.
"Ne sebep lisede yaptığımız aktivitelerden birisi işte" diyip hınzırca gülümsedi.
"Yok artık bu yaşta "
"Sensin be bu yaşta" diyip göz devirdi Eda.
"O zaman farkında olmuyorduk ne yaptığımızın şimdi yakalansak birine. Ne kadar kolay biliyorsun" çok iyi biliyordu hemde. Bir polisi özel numaradan arayarak kötü maddeler kullandığını söyleyip ona temin etmesini rica ettikten sonra başı epey derde girmişti kızların. Babası olmasa sicillerinde suçlu görüneceklerdi.
"O zaman bir hataydı nerden bilebilirim adamın polis olduğunu ben"dedi ve milkshake dolu bardağından bir yudum aldı. Bu arada Özgeninde bardağı gelmişti ve keyifle büyük bir yudumda o içti.
"Olmaz kızım yapamayız. Hem nereden bulacakmışız numaraları. Eski sevgilimiz mi oldu da onların numarası falan olsun"
"Dur dur yakma ciğerimi iki dakikada, benim bir planım var. Çevredeki ve internetteki iş ilanlarının daha sonra kartvizitteki numaraların hepsini toplayacağız. Bunun için Dilarada olsa iyi olurdu ancak o şimdi düğünde göbek atıyordur muhtemelen" dedi ve sırıttı.
"Saçmalama bir de işverenlerin numaralarını mı alacağız. Gelin biz buradayız demek gibi birşey olur o kızım"
"Ya ne olacak olmaz birşey. Eğlencesi burada zaten yavru"
"Ben toplamam sen topla o zaman "
"Hayır birlikte yapacağız bu işi konu kapanmıştır"
Şimdi ikiside planı kurup uygulamaya geçirmek için ayaklandılar. Bugün buluşmalarının amacı 2 ay sonra mezunlar toplantısı olacaktı ve birer elbise alacaklardı.
"Ee elbise bakacaktık"
"Yemişim elbisesini kanka ben pantolon tişörtlede giderim bizim bölüm nasıl olsa" dedi ve hesabı ödeyip ayaklandı.
Özgede aceleyle çıktı ve iş ilanı olan kağıtların altındaki numaraları çektiler. Daha sonra arabaya atlayıp biraz resmi yerlere geldiler. Burada şirketler holdingler vardı. İçeriye girdiler ve güvenliğin yanındaki masadan sekretere iş aradıklarını ve kendilerini yönlendirecek birkaç kişinin adını sorarken birisi diğeri ise oradaki 4 ayrı kişinin kartvizitini almışlardı. Şimdiye kadar 15 ayrı numara buldular ve yorgunlukla ikiside eve dağıldı.
'Deli bu kız' diye düşündü Özge. Akşam yemeğine yetişmişti annesinin yaptığı güzel yemeklerden yedi ve bir bardak su doldurdu kendine. Yemekte konuşmaktan nefret ederdi. Babası ve annesi konuşurlarken o onları dinlemeyi tercih ederdi her zaman için. Onlar konuşurlarken saatin 10 olduğunu farkedip kendi tabağını eline aldı ve makineye yerleştirdi. Daha sonra uyumak üzere odasına çıktı. Şimdi yarın için kankalarına ne yapacağını düşündü. Bunu düşünürken kıyafetlerini çıkardı ve şortlu pijama takımını giydi ve kendini yatağa bıraktı. Telefonunu prizdeki şarj aletine taktı ve gözlerini kapattı. Evet erken uyuyordu ama kime neydi. Sonuçta yarın uzun bir gece geçirecekti bugünden uykusunu iyice almalı ve dinlenmeliydi..

SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin