2

10 4 0
                                    

ÖZGE
Sabah evdeki seslere uyandım. Kahkaha sesleri beni mutlu etmişti.
Yatağımdan kalktım ve odamı düzenledim. Daha sonra banyoya doğru gittim ve içeriye girecekken odamın kapısı açıldı. "Günaydın uyuyan güzel" dedi Sibel yengem. Semih abimin eşiydi. Birbirimizi 7 yıldır tanıyorduk ve her zaman çok sevmiştik birbirimizi."Günaydın yengelerin en güzeli" dedim. Her zaman öyle söylerdim ve vereceği cevaptan adım kadar emindim.
"Benden başka yengen var sanki" diyip göz devirdi. Abimi evlendirmekten yanaydı bu durumdan en çok muzdarip olan kendisi ve Semih abimdi.
Ender abim haftanın 3 günü onlara geliyor ve yemek sorunundan kurtuluyordu akşamları. Tüm planlarını bozuyordu haliylede. Yengemin aşçılık okumasına ve yemeklerini herkesin çok sevmesine rağmen kendisi çok şey biliyormuşçasına bir gurme edasıyla yorum yapıyordu.
Biz yengemle sarılırken iki abimde kapıdan içeriye girmiş ve bize sarılmışlardı. Semih abim"aa bizsiz ne kadar ayıp çok kınıyorum sizleri"dedi.
Ender abimde gülümsedi ve saçlarımızı karıştırdı. Benim için şuan önemsizdi ama yengemin bize gelmek için baya bir hazırlıklı olduğunu farketmiştim.
"Semiih ya  birşey söyle kardeşine" dedi.
"Yapma lan" demekle yetindi abim ve sırıttı. Gelecek olan darbe abimden olacak demekti bu.
Semih abim Ender abimden daha çocuksuydu. Ender abim ailemizde kime çektiyse kazulet gibiydi. Her zaman gülmez ve çoğu ortamda ciddi dururdu.
"Tamamdır." dedi Ender abim ve ellerini saçlarımızdan çekti.
Semih abim yengem saçlarına çeki düzen verirken yeniden elini attı. Ama bu defa yengem akıllı çıktı ve odadan koşarak çıktı.
"Çılgın mısınız siz ya" dedim ve odadan bende çıktım.
Mutfağa girdim ve annemin mükemmel kahvaltısını gördüm yeniden.
Herkese günaydın diyerek yerime oturdum. Belirli bir yerimde yoktu ya neyse. Herkes her zamanki gibi sohbet muhabbet derken ben konuşmadığım için biraz daha erken bitirdim kahvaltımı. Kahvaltıyı bitirdikten sonra biraz konuşabilirdim.
"Biz ne zaman gidiyoruz ya"dedim. "Bize daha çok var sen başladın mı çalışmaya? Birde tatil istiyor " dedi ve güldü babam. Bu durumla ne kadar eğlendi yahu diye düşünmeden edemedim.
"Haber beklediğimi biliyorsun baba" dedim bende hızla.
Ben çayımı tazelerken abim yarısı dolu olan soğumaya yüz tutmuş bardağını dikti ve içindeki çayı içti. "Abicim bir zahmet banada dolduruver"diyip sırıttı. Seni gossip görl bakışlı abicik seni diye geçirdim içimden ve bu düşüncem beni güldürdü. Abimde şaşırmış olacak ki "tövbe bismillah" diyip bardağını geri çekti. Abimin yıllardır değişmeyen tek huyu buydu diyebilirim. Her zaman birisi çayını tazelerken ne kadar sıcak olduğunu umursamadan az olduğunu gördüğü anda hüpletirdi onu ve yüzündeki sinsi sırıtmayla isterdi. Ben lise yıllarındayken okula gitmek için uyandığımda benden isterdi. Bu beni delirtirdi. Bunu bildiği için yine aynı şeyi yaptı. "Ver doldurayım" dedim yeniden gülümseyerek. Özlemiştim. Gerçekten her gün beraber olduğumuz zamanları özlemiştim. "Yok abim ben doldururdum" dedi biraz çekingen bir ifadeyle. "Abi merak etme ve bu kadar abartma sadece bardağına çay dolduracağım bomba imha ekibindenmişim gibi tepkiler verme"
Dedim.
"Bak ya bak nasıl büyümüş benim özüm" dedi abim. Yengemde bunu desteklermişçesine abimin elinden tuttu.
Biz böyle konuşadururken zil çalmaya başladı. Ben bakarım diyip ayaklandım kızlardan biriydi muhtemelen." Geldiiim" diyerek koştum kapıya. Açtığımda sıcaktan yanakları kızarmış bir adet Eda gördüm
"Hayırdır kuzum" dedim.
"Ya sizin şu yan sitedeki hayvanları gezdiren çocuk var ya"
"Cengiz"
"Heh ne haltsa işte kedileri elinden kaçırmış birisi de beni sahibi mi sandı anlamadım ama Şükrü amcanın oradan buraya kadar turladık. Hayır anlamıyorum köpekte değilsin sen ne bu hız. Benim bildiğim tüm kediler garfield gibi oluyor" dedi nefes nefese.
Şimdi anlaşılmıştı. Eda çok korkardı kedilerden. Bir keresinde kedinin biri onun bahçede beslediği mavi civcivini yediğini gördükten sonra ondan nefret etmişti ve korkar olmuştu.
"Tamam yavrum sakin ol gir hadi içeri bir çay iç sakinleş."
"Kim var sizde "
"Abimler var ya kim olacak geç hadi durma burda" dedim. İtiraz etmeden girdi içi kıyafet dolu olduğunu düşündüğüm çantayı yere bıraktı. Bende odama götürmek üzere elime aldım almasına ama kaldıramadım bile.
"Yuh Eda bunda ne var kızım"
"Vallahi içine gerekli eşyaları koydum. Sadece ayakkabı kutumu koydum fazlalık olarak"
"Kaç ayakkabı kutusu bu tahmini olarak"
Dedim gözlerimi devirerek.
"3 tanecik canım abartmaya gerek yok"
Dedi masumca.
"Oldukça gerek yokmuş kanka ya "
"Ben sana haber etmedim çünkü o yüzden ya bu tepkin."
"Neyi" dedim anlamadığım için.
"Annemler dayımların yazlığına gittiler 2 haftalığına. Anneni aradı annemde 3 gün sizde kalacakmışım. Sonra da zaten kuzenlerim bize geliyor sen bize gelirsin kalmaya" dedi hızlıca.
"Allaaah ciddi misin kızım ya. Yeni mi verilir bu haber. Yaşasın kız geceleri" dedim ve dans ettim.
Bu sırada Ender abim işe gitmek için içerde vedalaşmış ve kapıya gelmişti.
"Kim gelmiş Özg.." 
Uzun bi duraklamadan sonra"hoşgeldin" dedi abim.
"Hoşbuldum. Sende hoşgeldin" dedi Eda'da.
Bu gergin ortam beni fazlasıyla boğmuştu. Edanın çantasını elime aldım"siz konuşun ben bir odaya şunu bırakıp geleyim" dedim ve ikisinin de cevap vermesini beklemeden ilerledim. İkisinin elektriğini bir ben mi hissediyordum anlamadım. Annemlere Edanın geldiğini abimle konuştuğunu anlattım kısaca ve odama girdim. Annem abimle edayı yakıştıranlarda ilk sırayı kapardı. Beni de o örgütlerdi zaten. Bu ikisinin arasını yap diye.
Onlara biraz zaman tanımak için Dilaraya mesaj attım. "Nerdesin bebeğim"
O da bunu bekliyormuş gibi"en sevdiğim şortumu bulabilirsem geliyorum yavru" yazmış.
"Tamam bekliyorum Bizim trafolar karşılaştı bu arada " dedim ve şimşek emojisiyle kalpleri art arda gönderdim.
Dilarada biliyordu. Bir tek ikisi uzak duruyordu birbirlerinden.
"Hadi canım koş ne benimle konuşuyorsun gitte dinle onları" diye şeytani bir fikir sundu bana. Bende tamam dur demekten başka birşey demedim ve hızla odadan çıktım. Gidecek olan abim vestiyere sırtını dayamış bir biçimde Edayla tartışıyordu. Hey, bir dakika ne tartışıyor bunlar be.
"Bu seni ilgilendirseydi zaten sana sorarak hareket ederdim."dedi Eda hışımla.
"Ne yaptığın beni ilgilendirmez başta şunu o küçük kafana kazı, ikinci olaraksa sen bizim evimize geliyorsun ve kardeşimle de arkadaşsın kötü örnek olmanı istemem"
Dedi. Konu neydi ve neden bahsediyordu Allah aşkına bu ikisi.
"Hey heey ne oluyor burada"dedim bir anda.
"Ne olacak bu abi dediğin protein tozlu kas yığını benim ne giydiğime karışıyor."
"Laflarına dikkat et Eda" dedi abim sinirle. Gerçekten sinirliydi.
"Kes sesini seninle konuşmak isteyen mi var " dedi Edada.
"Yahu durun bir saçmalamayı kesin ikinizde. Biriniz bana ne oluyor anlatın ayrıntısıyla" dedim alnımı kaşıyarak.
Anlamamıştım birşey ve ne olduğunu artık bilmek istediğim için huzursuzca kıpırdandım.
"Ne olacak bu kadar gösteriş meraklısı olduğumu bilmediğini söyledi. Bende ne dediğini ilk başta anlamasamda eğildiğim için gördüğü birşeyleri yüzüme vurdu. Ben görüyorsam herkesin görmediği ne malum. Bu kadar rahatlık nerden geliyor dedi bey efendi"
"Abi inanmıyorum sana dedin mi gerçekten?"
"Kendi tarafından olanı anlattığını anlasan keşke." dedi abim bıkkınca.
"Senin tarafında olan neymiş röntgenci" dedi Eda sinirle.
"Bak sesini kesmesini söyle Özge şuna" dedi abim büyük bir öfkeyle.
"Ayakkabısını çıkarmak için eğildi ve neredeyse tüm herşeyi ortada duruyordu. Bende başta uyarmak istedim. Ama o bu durumdan memnunmuş ki benim söylediğim uyarıyı neye çekti ve beni saçma sapan şeylerle yargıladı. Seninle arkadaş olduğunu ve sana örnek olabileceğini söylerken de sen geldin"
Dedi ellerini bu kadar dermişcesine kaldırarak.
"Oysa ne kadarda masumdu" diye sesini yumuşattı Eda. "Senin ne olduğun ortada zaten kızım konuşmaya gerek duymuyorum. Ben uyarımı yaptım. Gerisi sana kalmış. Pek beni umursayacak gibi durmuyorsun. Az daha uyarsam sanki daha da açık giyinecek gibi bir havan var senin. Sen bilirsin" dedi abim.
Sonrada çıkmak için Ayakkabısını giydi."Abarttınız ama ikinizde"
Dedim. Sonra Edaya döndüm ve gözlerinin dolu dolu olduğunu farkettim. "Ben çıkıyorum abim"diyerek Edayı görmezden geldi abim ve bana sarıldı. Sonra kapıya yakın olan Edaya son bir kez baktı ve hızla çıktı gitti.
Bunlar nasıl olacaktı bilmiyorum. Ama olacaklardı. Bende Özgeysem yapacaktım. Ikisi itiraf edeceklerdi birbirlerini sevdiklerini ve mutlu olacaklardı. Kesinlikle buna inanıyor ve destekliyordum.

SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin