Kızlarla uyumadan sabahı etmiştik. Telefon konuşmasından sonra odadaki abur cuburları yiyerek vakit geçirdik. Aklıma gelen düşünceyle elimdeki bisküvi parçasını hızla ağzıma attım.
"Oklomo boirşöy göldo aocobao"
"Gerizekalı ağzındakini yut. Tüm paketi aldın ağzına" dedi Eda gülerek.
"Olum nasıl yemek o öyle bi yut ya"
"Aman durun bi be. Diyordum ki aklıma birşey geldi. Acaba şey mi yapsak..."
"Ney mi yapsak" dedi Dilara heyecanla.
"Bi sussan anlatmaya devam ediyordum zaten Dilara."
"Tamam devam et " dedi Eda eline krakerden alıp ağzına götürürken.
"Şey işte ya Alihan'ın çalıştığı yere mi gitsek. Ben çok merak ediyorum. Nolur gidelim lütfeen!"
"Dur kızım saçmalama ya. Soran olsa ne diyeceksin.'aa biz mi biz alihanı iki gecedir zamansız vakitsiz rahatsız edip duran kızlarız. Hatta alihanla ben konuştum' dersin. Olur mu ?"
"Ya Dilara demesene öyle. Ne yapayım o zaman"
"Kanka biz bu çocuğu daha yeni aramaya başladık. Zeki biriyse senin sesinden etkilendiğini söyledikten sonra tipini merak edeceğini anlar." Dedi Eda ondan beklenmedik bir ciddiyetle.
"Ee ne diyorsunuz yani gitmeyeyim mi?"
"Git. Git tabi de biraz daha sonra git. "
"Ne kadar sonra mesela Eda"
"Aramaları unuttuktan sonra tabiki"
"Aramaları unutacak mı ki? Ben onu aramayı düşünüyorum hala"
"Saçmalama Özge"
"Mantık yoksunu musun kızım? Çocuk sert bi dille uyardı seni. Bulsa ne bok yiyeceksin. Hatta çocuk üçlü kombo yapar bi sana bi bana bi Edaya sıçar. Hepimiz boku yeriz."
"Yaa ıyy "
"Ne be?"
"Ya sadece hayal ettim öyle bir anı"
"Off Eda. Sadece iki dakika ciddi dur"
"Tamam ya konu benim minnoşluğum değil işimize bakalım biz"
"Salak" dedim yılmış bir bakış atarak.
"Neyse konumuza dönelim" dedi Dilara uzun jelibonu ağzına atarken.
"O değil de benim midem bulandı he kusucam şimdi"
"Ya valla benimde gecenin bilmem kaçında böyle şeyler yiyoruz " dedi Dilara Edayı destekler biçimde. Bunu derken ağzında hala jelibon olması da o kadar ironiydi ki.
"Sabah olmuş nerdeyse. Mutfağa gidelim de ben kahvaltı hazırlayayım. "
"Allaah"
"Ne be?"
"Ya kalbim durmak üzere. Ender mesaj atmış"
"Abim mi ? Abim mesaj atmayı yazmayı sevmez ki"
"Kanka vallahi atmış bak ya"
"Ne diyormuş?" dedi Dilara merakla.
Gönderen:Ender
Sen niye gecenin bu vaktinde aktifsin. Ne haltlar yiyorsunuz siz üçünüz?
Gösterdiği mesaja şokla baktım.
"Abi inanamıyorum sana. Resmen seni takip ediyor."
"Ya sahiden mi?"
"Salak mısın sen be. Müneccim değil abim. Her halde son görülmene baktı da anladı. "
"Ha haklısın olabilir bak."
"Ne yazacaksın ya ?" dedi Dilara gülerek.
"Ya ben yazamam alın siz yazın."
"Bu kızın abimle ilgili konularda aptallaşması beni delirtiyor"
"Tamam tamam durun ya yazıyorum"
Gönderilen:Ender
Sadece öyle bir girip baktım mesaj falan var mı diye. Kimseyle bir haltlar yediğim yok oturuyoruz sadece.
Gönderdikten sonra bize okuttu ve elinde telefonu çevirerek mesaj bekledi sürekli.
"Ee hadi mutfağa gidiyorduk"
"Aa Dilara doğru dedin hadi gidelim"
"Bir dakika bir dakika. Hadi biz oturuyoruz bu ne haltlar yiyor."
"Oha niye uyumadı sizce" dedi Dilara bu ayrıntıyı farketmediğimize şaşırarak.
Gönderilen:
Hadi ben kızlarla oturuyorum da uyumadım. Sen napıyorsun Ender? Kiminle oturuyorsun sen?
Yazıp gönderdi. Bize niye mesajları gösterdiğini anlamasam da iyi yerden girmişti konuya.
Anında bildirim ışığı yandı ve titredi telefonu.
Hepimiz kafamızı egdik ve ekrana odaklandık.
Gönderen:Ender
Kim mesaj atacak lan sana kimden bekliyorsun. Delirtme adamı. Gitmem gereken bir yer var onun için erken uyandım.
Yazmıştı.
"Nasıl kıskandı ama" dedi Dilara ve kıkırdadı.
"Ya evet aşkım benim"
Gönderilen:Ender
Kimseden Ender,kimseden mesaj beklemiyorum. Nereye gideceksin? Ayrıca bir konu daha var bunu yüz yüze konuşmak istiyorum seninle.
Ne kkonuşmak istiyordu bu kız be!
"Ne konuşacaksın kız?" dedim merakla.
"Sır. Söylemem" saçlarını savurdu.
"Kafanı koparacam kökünden dökül" dedi Dilara.
"Ya of sır dedik işte. "
"Git buradan" dedik ikimizde aynı anda Edaya.
"Aman ya tamam şu görüştüğü şırfıntıyı başından defetmesini isteyecektim."
"Hee o mesele. Aman canım ondan kolay ne var. Yol verdi mi gider."
Kafamı sallayarak Dilarayı onayladığımı belirttim.
"Ben mutfağa gidiyorum gelecek varsa insin. Yani hepiniz gelin benimle"
"Gelecek varsa diyip hepiniz diyorsun. Belki ben gelmek istemiyorum" dedi Eda. Telefonuna aşkla bakarken.
"Yürü git Eda. Dilaranın uzun süredir konuştuğu birisi var o bile ilerlettiği halde böyle satmadı be "
"Haklı biz neredeyse sevgili olmak üzereyiz. Abartma istersen kalk" dedi Dilara.
Biz ikimiz kalktık. Eda da eminim ki mecburiyetten kalktı. Mutfağa girdik hepimiz. Ben ne yapacağımızı düşünürken Eda unu ve birkaç malzemeyi daha aldı. Hepimize bolca yetecek kadar hamur yoğurdu.
Bu kızın efsane yemek yapma yeteneği beni öldürecekti. Bense sadece pasta börek türlerini güzel yapabiliyordum. Bir de yaprak sarmam seviliyordu çevrem tarafından.
Dilara desen o çocukluktan zengin ailede doğunca eli mutfakla ilgili şeylere yatkın değildi. Ama Eda ve ben dört koldan ona yavaş yavaş birşeyler aşılıyorduk.
"Eda hamuru mayalanması için mi kapattın böyle?" diyerek ilgiyle sordu Dilara.
"Aynen 45 dakika falan dinlense yeter diye düşünüyorum. Hamurun çokluğuna odanın ısısına göre değişiyor. Bildiğim bu yanlışta biliyor olabilirim."
"Yok yook. Sen ne dersen odur başgaan" diyerek sırtını yumrukladım.
"Eyvallah ciğerim" diyerek o da bana uyum sağladı.
"Ee şimdi hamurla ne yapacaksın?"
"Gözlemee" diyerek e'leri uzattı.
"O zaman patates haşlıyorum"
"Haşla haşla"
"Saat kaç ? Dur bakayım bi. Oo 6.21 olmus çoktan"
"Babam 8.30 gibi uyanır. Kahvaltı yapar. 9 .30 gibi de mesaisine başlamış olur." dedim Edanın gözlemeleri ayarlaması için.
"Oo olur olur. Üstüne bi aileye yetecek kadar daha yapabilirim hatta."
"Sen Nasıl bi kralsın be"
"Ee bizde bele" diyerek eline telefonunu aldı yeniden.
"Bak bak ' akşam alırım seni görüşürüz' yazmış Ender." dedi Eda.
"Tamam olur de" dedim bende.
"Sizinkiler ne der?"
"Annem seni kendi elleriyle yollar"dedim gülerek.
"Haklı valla he" dedi Dilara beni onaylayarak.
"Tamam yazdım" dedi.
Bende bu sırada patatesleri yıkayıp düdüklüye koydum ve ocağın üzerine koyup altını yaktım.
Bundan sonra bekleyecektik zaten yapacak birşey yoktu. Bende su ısıtıcısına su koydum ve kahve içmek için beklemeye başladım. Kızlar telefonlarına gömülmüş kafalarını hiç kaldırmıyorlardı.
"Erik dalı geevrektiir. Erik dalı geevreeektiiir. Amanın basmaya gelmez,haydi basmaya gelmez. " oturduğum yerden söylemeye başladım. Kafasını tek Dilara kaldırdı sonra yine telefonuna çevirdi. Eda bakmaya bile tenezzül etmedi. "Yeter ya yeteeer bırakın şunları bir kıçı kırık iki manita buldunuz diye hemen satmaya başladınız beni" diyerek oturduğum yerden kalktım. Kahve suyu olmuştu. Kupama kahveyi ve suyu doldurup karıştırdım. İçeriye doğru gittim. Konuşmama kararı almıştım kızlarla. Ne derlerse desinler konuşmayacaktım.
"Ya amaa kıyamam. Bak biz birşey yapmıyoruz ki ya. Seni neden satalım " dedi Dilara devam etti.
"Hem ne zaman yaptık böyle birşeyi. Böyle yapm.."
"Yaptık"
"Sus lan"
"Ne sus lan Dilara ya yaptınız işte" dedim. Sonra konuştuğumu farkederek kahveme çevirdim bakışlarımı. Bir yudum aldım.
Allah kahretmesin kaynıyor bu. Ağzım yanmıştı. İçimden okkalı bir küfür savurdum bir yudum daha aldım. Aykırı ruhuma asla farketmezdi.
"Ya yaptık ama niye yaptık bir sor. İlişkilerin önemsiz olduğunu arkadaşlığın daima kalacağını vurgulamak için."
"He hee"
"Ya Eda sesini keser misin artık? Ben burada küsmesin diye uğraşıyorum. Sende sittin sene konuşmasın diye heralde" diyip göz devirdi. Elimden bardağımı çekip büyük bir yudumda o aldı
"Ay öf bee" diyip dilini eliyle havalandırdı. Onun ağzı da yanmıştı. Oh olsundu. Onlar beni umursamazlarsa böyle olur diye düşündüm içimden.
"Amaan neyse ne ya. Iki dakika küsemiyoruz bile. Adamlara bak kendi kavgalarından beni unuttular" dedim sinirle.
"Hem bak sana da Alihanı ayarlarız he"
"Ciddi misin? Ya Dilara ciddi mi sence ? "
"Bana kalırsa seni kandırmaya çalışıyor"
"Ya salak niye kandırcam valla ayarlarız " dedi Eda karşılık olarak.
"Allahım çok heyecanlandım" dedim elimdeki bardağı tutacak güç bulamazken.
"Neyse neyse hamur oldu heralde. Ben gidip açayım kızlar sizde masayı kurun çok fazla yapmadım zaten hemen olur" diye gülerek ayaklandı Eda . Bizde onunla birlikte ayaklandık. Ben bu sırada kahvemi bitirdim. Mutfağa yeniden gittik. Biz Dilarayla kahvaltılıkları yavaş yavaş koyarken mutfağın içini nefis kokular sardı. Babaannemin bağ evinde gibi hissetmiştim kendimi. Tabi o ateşte saçta pişirirdi. Eda burada tavada yapıyordu ama olsundu. Yine de çok güzeldi. Tereyağını üzerine bolca sürüp tulum peyniri koydu içine dilimlenen gözlemelerin. Kahvaltılıkların hepsi hazır olduğunda demlikteki çay suyu da kaynamıştı çayı demledik ve Edanın son 3 gözleme hamurunu pişirmesini ikimizde ilgiyle izledik. Arkadan gelen alkış ve ıslık sesi bizi korkutmuştu. Annem alkışlıyor. Babam ıslık çalıyordu. Bizde bu kahvaltının başyapıtı olan Edayı alkışladık. Eda da bir balerin edasıyla ayaklarının ucunda yükseldi ve saygıyla eğildi. Hepimiz seslice güldük. Eda ocağın altını kapattı ve tavayı boş yere aldı soğuması için. Hepimiz kahvaltı yapmak üzere msaya oturduk ve gülmemize orada devam ettik. Yemeye başladığımızda yine arkadaşımla gurur duymuştum. Gerçekten abimi güvenle emanet edebilirdik ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensin
ChickLitHukuk bölümünü bitirmiş ve iş görüşmelerine gidiyordu. Yalnızca emeğinin karşılığını para kazanarak çıkarmak istediğindendi. Gittiği görüşmelerden birinde olumlu bir sonuç almıştı arkadaşlarıyla beraber olduğu bir günde.Önceki gece pek uyumamış ols...