1

8.1K 198 109
                                    

Sabah bende güneş ışıklarıyla kalkmak isterdim fakat anne terliği daha işe yarar oluyordu. Evet anne terliği. "Anne yaa." diye mırıldanarak yorgana sarıldım. Annem ise hiç umursamadan popoma bir kaç darbe indirdi. Ona sinirle baktım. Pembe biraz topuklu terliği yani zülfü ile vurmuştu bana. En çok bu canımı yakardı. Ve zülfüyü giymesi demek oluyordu ki "MİSAFİİRR!!" diye bağırdım. Annem bu tepkime alışık olduğu için bana gözünü devirdi. "Kalk kız üzerine düzgün bir şeyler giyin. Zaten bugün o hayırsız Necmiye'de gelecek kim bilir kızı ile ilgili tüm gün nasıl ballandıra ballandıra anlatır."

Annem haklıydı. Necmiye karısı hep Zeliş denen beyinsiz kızını ve zengin kocasını anlatıp kızının üniversitesinden bahsediyordu." Elif Teyzeler gelecek mi? "dedim merakla" Elif gelir ama Lara gelir mi bilemem. "dedi. Lara benim bebeklik arkadaşımdı. Yataktan çıkmak için salına salına yorganı üzerimden çektim. Ardından yuvarlanarak yataktan düştüm. Annem bana evletlıkmışım gibi bakarken emekleyerek duvarın karşısındaki beyaz dolabımın yanındaki şifonyerin üzerindeki telefonumu aldım. Halıma mutlulukla uzanırken telefonumdan Lara'yı aradım. "Alo." dedi uykulu sesiyle. " Kanka gelirken çikolata alsana." dedim. Aslında bu bir taktikiti artık gelmiyorsa da gelmek zorundaydı. "Ama ben gelmeyip uyuyacaktım." dedi. "Ama duyduğuma göre annem kısır yapmış." dedim. Yataktan düşme sesi gelince gülümsedim. Kısır falan yoktu ama bu Lara'yı kandırma yöntemiydi çünkü o ve kısır bütünleşmiş ikiliydi. "HEMEN GELİYORUM BEKLE!" diye bağırdı. Ardından telefonu yüzüme kapattı. Annem bana kötü kötü bakıyordu. "Kalk yerden halı kirlidir şimdi." dedi. Ama üşeniyorum. Dirseklerimden destek alarak ayağa kalktım. Ardından salına salına kapıya gittim annem ise kafama vurup "Hiç sabah öpücüğü filan yok mu? Sana hiç bir şey öğretemedim ben." dedi ağlamaklı sesiyle. Bu kadın sabah bir garip oluyordu. Yada ben anormalim ne fark eder.

Annemin yanına gidip sarıldım. Birazcık burada kestirsem bir şey olmaz. Tam uyuyacaktım ki annem beni" Yeter! "deyip ittirdi. Yere çakılınca bir daha kalkmaya üşeneceğim için yerde uyumaya başladım. Ta ki annem beni sürüklemeye başlayınca dek. Merdivenlere geldiğimizde korkuyla ayağa sıçradım. Manyak kadın beni öldürecek. Annem kazanmış bir edayla bana bakıyordu. Aşağı merdivenleri yürümeye mecali kalmamış 70 yaşındaki kadın gibi inerken son basamakta oturdum. Yorulmuştum. Uyandığımda her şey beni yorardı. Annem en sonunda uyuşukluğuma dayanamayıp beni kulağımdan tutup yürütmeye başladı. Masaya geldiğimizde babam yakışıklı yüzüyle bütünleşen resmi kıyafetiyle bize bakıyordu. Beni görünce kucağını açtı. Koşarak boynuna atladım. Havada beni birkaç kere döndürdü. Ardından beni yere bırakıp burnumu sıktı "Günaydın Şekerpare." dedi. Bende gülümseyip "Günaydın babam." dedim. Annem kıskanç bir eda ile bize baktı. Babam annemin yanına gidip sarıldı. Altın sarısı güzel saçlarını kokladı. Annemin yılların yorgunluğundan gözlerinin yanından çıkan kırışıklıkları hafif tebessümü ile daha da belirginleşmişti.

Onları öyle bırakıp masaya oturdum. Annem her zamanki gibi döktürmüştü. Bir insan kahvaltıyı bile nasıl bu kadar güzel hazırlardı? Ve dıt dırı dııt dırı dırı dıt diye bir fon müziği kulağıma iliştiğinde küçük kardeşim Egecan'ın uyandığını biliyordum. Ve o gelmeden yiyebildiğim kadar yemeliyim yoksa sofrada bana yiyecek bir şey kalmazdı. Elime ne geldiyse ağzıma atmaya başladığımda boğazıma kaçan yemek öksürmemi sağlamıştı "Helal helal. Öykü düzgün ye yemeğini." dedi azarlar bir tonda. "Yemiyorum ya!" diye sitem edip ayağa kalktım fakat ayağım halıya takılıp yere düştüm. Babam beni kaldırırken annem bana sinirle bakıyordu "Bozdun hep buraları." dedi o sırada merdivende duyduğum gürültüyle babamın arkasına saklandım. "Nerde o!" diyen Egecan'a gizlice baktım. Beni görünce işaret parmağıyla beni gösterip " Sen... Nasıl odamın duvarlarına kivi fotoğrafları asarsın!"dedi tıslayarak. Ona dil çıkarıp babamın arkasına daha çok sindim. Beni öldürmesini beklerken yere yığılıp ağlamaya başladı. Annem bana ne yaptın ağlıyor çocuk der gibi bakıyordu. Egecan'ın yanına gidip kafasını sevip teselli eden anneme göz devirdim. Babam saate baktı ve "Benim gitmem gerek." dedi. Yanağından öptüm. Ardından babam annem ve Egecan'a da el sallayıp evden çıkarken babama çarpan küçük bir beden yere düştü "Özür dilerim Faruk amca." diyen ince ve hoş sesi hemen tanıdım. "LARAAĞĞ!!!"diye bağırarak Lara'nın üstüne atladım. O ise bana yerde sarılıp" Kısır... "diye sayıklıyordu." Aman iyi be diye onu itekleyip ayağa kalktım oda arkama sarılıp "Kısır nerede Öyküğğ." dedi. Ona göz devirdim. Ve onunla birlikte yavaş yavaş eve girdim. Ardından hızla kapıyı kapatıp kitledim. Ardından ona sinir bir şekilde sırıttım. "Kısır yok."

***

"Ağağğağğa her yerim sızlıyor." dediğimde Lara kazanmış gözlerle bana bakıyordu. Ona öfkeyle baktım. Annem salona girdiğinde kahkaha atmaya başladı. "Aferin kız Lara." dedi. Bu kadın kimin tarafında. Ardından aklına bir şey gelmiş gibi parladı "Bodrum kata Egecan'ın topla dediğim kıyafetlerini atmışsın." dedi. Ona omuz silerek "Egecan yapsaydı." dediğimde popoma vurdu. " Öykü onları sen toplayacaksın geç geç." diye sürüklerken Lara bunu izlemek isteyerek zevkle bizi izleyerek arkamızdan geliyordu. Kilere vardığımızda annem beni bırakıp gitti. Ardından bağırdı "Eğer onları toplamazsan ne olacağını bilmek istemezsin." dedi. Ben kıyafetleri toplarken Lara etrafta geziniyordu. "Kanka bu örtünün altında ne var?" dedi merakla. "Bilmem." deyip yanına gittim. Merakla örtüyü açtığımızda. Beyaz biraz tozlanmış bir radyo çıktı. Çok hoş görünüyordu.

Heyecanla radyoyu aldı. Bende Egecan'ın kıyafetlerini hızla alıp kirlilere giderken Lara radyoyu aldı ve odama geçti. Lara'nın yanına geçtim ve radyoyu açtım. " Bakalım içinde neler var."

Ve ilk bölüm. Çok heyecanlıyım. Umarım beğenirsiniz lütfen oy ve votelerinizi eksik etmeyin ☺️

RADYOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin