Death's Resurrection ❖ Harry Potter |next generation

0,1 ◆ El sıkışmalar, bozukluklar ve şato.

medya: saturns_rings24'ün çizimiyle Black & Abercrombie & Malfoy & Lupin soy ağacı.

bölüm şarkısı: "gotta love it" by ruelle.

iyi okumalar dileriz!

❖

Gergin ortamı dağıtabilen tek şey çatal bıçak sesleriydi. Lena hariç ailenin tüm fertleri gülmemek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Kıkırdayan Methone'ye Lena delici bakışlarından attı ama sonra o da gülmeye başladı. Evan ve Ayşen de gaza gelip gülmeye başlayınca gerginlik dağılmıştı. Evan asasına yeltendi:

"Accio ayna!"

Ayna tam Lena'nın karşısında durunca Ayşen de özür dilemeye başladı:

"Ben nereden bileyim böyle olacağını kızım, babanın suçu hepsi."

"Okumayı bilmiyor musun Zühal?"

Lena ise henüz gözünü aynadan ayıramamıştı. Saçları içine t-rex girmiş bir çöp yuvası gibi duruyordu. Normalde Lena uzun ve düz saçlara sahipti. Ama Evan kendi saç şekillendirici iksiri, sabit tutucu iksiri ve bir süre sonra saçın kendi kendine şekil değiştirmesini sağlayan iksirini yan yana koyunca ve Ayşen Zühal de kızım okulun ilk gününde temiz koksun düşüncesiyle Lena'nın olduğunu düşündüğü iksirleri kafasından aşağı dökünce Lena'nın saçları böyle bir hal almıştı.

Lena'nın duştan ilk çıktığında dümdüz olan saçları şimdi kıvırcık bir hal almıştı. Bugün Hogwarts Ekspresi kalkıyor olmasa bir iksir ustasına görünebilirdi ama bunun için yeterli zamanı da yoktu. Aslında saçı biraz hoşuna bile gitmişti. Annesine alttan alttan gülünce Ayşen de sevindi. Methone yumurtayla didişirken Lena ayağa kalkıp bir pastırma diliminin üstüne Nutella sürdü. Onu ağzına atıp Robin'i beslemek için masadan kalktı.

Normalde Ayşen ona hızlı yediği için sataşırdı ama Lena yeni yeni zayıflamış biriydi ve kimse yeme düzenine karışma cesaretini kendinde bulamıyordu. Methone arkasından "Midesiz!" diye bağırdığında Lena kucağında Robin ile ona dil çıkardı.

Diğerleri yemek yerken Lena Robin'e biberonla süt vermeye başladı. İlk gün Methone, Lena ve Robin birlikte yatmıştı. Lena; yatağa erkek attım, demeye başlamış Methone de ben bu salakla niye kardeşim, diye düşünüp onunla yatmayı bırakmıştı. Son gün yine birlikte uyumuşlardı ve içten içe bunların son günleri olduklarını biliyorlardı.

"Taraklar?"

"Çantada! "

"Kitaplar"

"Çantada! "

"Telefonlar"

"Çantada değil!"

"Güzel."

Kızlar son kontrollerini yaparken Allah bilir kaçıncı kez isyana geldiler:

"Anne telefonumu alsam ne olur? Alalım işte."

"Yasakmış kızım, ya-sak!"

"Nah yasak, Fred geçen yıl götürmüş yazın anlatıyordu."

Evan, ben bu kızları niye George'un haşere çocuğuyla tanıştırdım diye düşünürken kızlar sonunda boyun eğmişti.

Methone abur cubur dolabındaki paketleri Lena'ya fırlattı. Lena da onları tek tek valizlere yerleştirdi. Kızlar ilk başta benzer şeyler olarak gruplamak üzere valizleri ayrıacaklardı ama sabah Evan, belki farklı binaya düşersiniz deyip Lena'nın ve Methone'ninki diye ayırmalarını önerdi. Ailenin içine çoktan bir kurt düşmüştü.