Aşk mı?Evet biliyorum.Onu görünce kalbinin hızlı çarpması gibi birşey değildir aşk.Aşk:Çok yavaşça, çok içten gelen samimilik.Onu dibine kadar tanıma isteğidir aşk.Sadece onu değilde onu ilgilendiren herşeyi sevmektir aşk.Ama bir zamanlar aşk benim için sadece masaüstümdeki kalpli bir resimdi.Haylimde kurduğum olaylardı,ama olmazsa olmazı en çok kaçındığım şeydi.Evet ben Sally Wern aşktan kaçan bir insandım.
İşte o zaman'a dönebiliriz.
"Sana birini bulmamız lazım.Yoksa hiç dışarı çıkmıyorsun"dedi Carol arabanın camından kafasını çıkararak."Ya Carol abartma lütfen"dedim ve direksiyonu tedirgince kavradım.Carol camı kapattıktan sonra"Haksız mıyım?"dedi.Konudan kaçmak için elimi radyoya götürdüm ve sesini açtım.
"Sıcak ilkbahar gününde yine birlikteyiz sayın dinleyiciler. Ve bugün Andrew Jhonsan'ın sevgilisi için istediği Justin Bieber_All you need is love şarkısını onun sevgilisine ithaf ediyorum"
Bir elimle hızlıca radyoya uzandım.Yan gözümle Carol'un bana yan gülümsediğini gördüm.Elimle başka hattı açınca arabayı sürüp dinlemeye başladım.
"Ve önümüzdeki şarkımız Calvin Harrison_I need your love iyi dinlemeler"
Radyoyu tedirgince kapattım.
Carol gülerek"Çok rahatsın görüyorum evet."dedi.Yapmacık gülümsemeyle"Evet rahatım"dedim.
Aşk işleri benim için değil açıkçası daha gencim 20 yaşındayım ve bence kariyerime odaklanmam lazım.Hayat denen şey çok kısa.Ve ben bunları çocuksu şeylere harcayamam.
Kafenin önünde durduğunuzda"Buyrun hanımefendi"dedim.Carol arka koltuklara uzanarak çantasını aldı."Görüşürüz"dedim elimi sallayarak.Carol gözlerini devirdi"Gördüğün gibi hala arabadayım ve hala çıkmadım"dedi.
"Biliyorum bende nazikçe seni kovuyorum gördüğün gibi"dedim kaşlarımı kaldırarak.
Carol arabadan çıkmamak için inat ediyordu.Bir elimi kaldırarak"E?Neden çıkmıyorsun?"diye sordum.
Carol güldü ve"Anlıyormusun,ben işte,şey ettimde."dedi."Ne şeyi ve ne ettin?"dedim sinirle.Carol çantasını açtı ve geveleyerek"Aslında bizim rndvmz ikli dğl"dedi.
Anahtarımı arabadan çıkardım ve"Ne?Geveleme Carol!"dedim.
Carol gözlerini kapatıp sıktı ve hızlıca bağırmaya başladı"Şuan randevuya sadece ben değil ikimiz gidiyoruz."dedi.
Anahtarı düşürerek"Ne?"dedim.
Carol korkarak"Sürpriz!Dörtlü randevu!Oleey!"diyerek elini zaferle salladı.
Eğilerek anahtarımı arabanın yerinden aldım.Doğrulup"Sen ne?"dedim şaşkınca.Carol gülerek arabanın kapısını açtı ve kafeye doğru koşarak"Bekliyoruz!"diye bağırdı.
Ah Carol...
Gözlerimi kasıp Carol'un topuklu ayakkabıyla komik koşusuna baktıktan sonra derin nefes verdim.Arabamı çalıştırdım ve park alnına doğru sürdüm.
Sadece bir yer boştu.Bugün benim günüm.
Arabayı hızlıca o yana sürdüm.Birden yanımda bir Jeep durdu.Kafamı sola çevirdiğimde içindeki erkek camı açarak bağırdı"O yer benim"
Kaşlarımı çattım"İsminiz yazmıyor orada beyefendi"diye bağırdım.
Erkek sesini incelterek"İsminiz yazmıyor orada bey efendi bla bla bla"dedi.
Başımdan kaynar sular döküldü.
Arabadan çıktım.
"Sen kimsin be?"dedim bağırarak.Beni görünce hemen arabadan indi.Boyu benimkinden uzundu.Kafamı kaldırarak ona baktım.
