EN BAŞTAN

En Baştan - 8

Eve geldiğimde direk odama çıktım. Soğuk bir suda duş almak iyi olabilirdi. Hemen suya girmiştim. Yaklaşık bir saat oyalandıktan sonra duştan çıktım ve bol bir tişört ve kısa bir şort giyip aşağı yemeğe indim. Yemekte annem yine çok güzel yemekler yapmıştı. O an ne kadar acıktığımı farkettim ve yemeye başladım. Yemekte kimse konuşmamıştı. Nedenini merak etsem de hiç konuşmadım ve yemeğimi yiyip odama çıktım. Kulaklığımı alıp müzik açtım ve battaniyeme iyice sarıldım. Emre'yi seviyordum evet bundan emindim. Onunla çok eğleniyordum ve yanımdan gitmesini istemiyordum. Emre'yle ilgili hayaller kurarak uyudum.

Sabah olduğunda yine alarm sesiyle uyandım. Artık okula giderken sırıtıyordum. Evet bazen - hatta her zaman - yüzüm asık bir şekilde uyanırdım ama bu bir kaç gündür sırıtıyordum. Bunun nedenini sizde biliyorsunuz. Hemen bir pantolon ve üstüne lakosumu giydim. Makyaj olarak az bir şey pudra ve rimel sürüp aşağı indim.
Kahvaltı yapmadan çıktım evden. Dışardan iki tane çıtır çıtır simit alıp okula servisi beklemeden minübüsle gelmiştim. Sınıfa girdiğimde Emre sınıftaydı. Şaşırmıştım. Emre'nin bu kadar erken gelebileceğini tahmin etmemiştim. Gidip yanına oturdum ve simitleri masanın üzerine koydum. Emre'de kalkıp çay almaya gitti.
Geldiğinde iki tane çay vardı. Gelir gelmez çayları masanın üzerine koydu ve parmaklarını üflemeye başladı. Ah sakar elini yakmıştı. Bir anda endişelendim.

' Sen iyi misiin ? ' Sonda ki i harfini biraz uzatmıştım. Bu halime gülmüştü. Hadı ama ben onu merak edip endişeleniyorum, o bana gülüyor!
' Ne var ne gülüyorsun, endişelenmem çok hoşuna gitti galiba. ' Evet biraz sesim yüksek çıkmış olabilir. Çünkü biraz sinirlenmiş olabilirim.
' Hey sadece sinirlenince çok tatlı ve şirin oluyorsun. O yüzden güldüm. Şey özür dilerim. '

Bir anda tüm sinirim gitmişti. Çünkü o şuan çok şirindi. O benımdı. O çok özel bir insandı. Onu seviyordum. Bir hareketiyle tüm sinirimi yatıştırabiliyordu. İşte bu yüzden onu seviyordum. Onun yanımda olduğu her saniye içinde şükür ediyordum. Simitleri çayla beraber bir güzel yedik. Zaten biz simitlerimizi bitirdiğimizde zil de çalmıştı ve herkes yavaş yavaş sınıfa dolmaya başlıyordu. Ders ingilizceydi ve ben ingilizce derslerini sevdiğim için 40 dakika derse katılmıştım. Tabiki Emre'de yatmıştı. Tüm derslerde yatıyordu ve nasıl sınıf geçtiğini anlamıyordum. İşin ilginç tarafı çocuğun dersleri iyiydi. Özel ders alıyor olmaloydı çünkü hep yatıyordu. Ya da evde ders çalışıyordu. Başka seçenek gelmiyordu aklıma. Neyse ne benim için önemli olan derslerinin iyi olmasıydı.

Tenefüste Emre'yle beraber Tugay'ların yanına bahçeye inmiştik. Yine her zaman ki gibi tüm kızlar Tugay ve Rüzgar'a bakıyordu. Arada Emre'ye de bakan oluyordu ama benim kızların üzerindeki bakışlarım yüzünden daha bakamıyorlardı. Emre'de bunu görmüş olacak ki gülüyordu. O mükemmeldi ve benimdi.
Kimse ona bakamaz. Biraz kıskanç olabilirim. Evet. Bu arada Rüzgar konuşmaya başlamıştı yine.

' Hey bu gece benle klube gelmeye ne dersiniz? ' kocaman gülüyordu. Ona karşı koymak imkansız gibi bir şeydi. Emre bana bakıyordu ben ona. O anda Tugay'da konuşmaya başladı.
' Ben geliyorum. '
' Tugay geliyorsa sende geliyorsun Emre, a tabiki sende yenge '
' Şey sanırım babam izin vermez ' Gerçekten babamın izin vereceğini düşünmüyordum. Sonuçta içkili bir yere gidecektim, hemde erkek arkadaşımla. Babam geri kafalı biri değildi ama bu kadarına izin vereceğini düşünmüyordum. Hem sevgilim olduğunu da bilmiyordu.
' Senin izin alacağından eminim. Akşam 9'a doğru seni almaya gelirim. '
' Deneyeceğim. '

Annem neyse bir şekilde ona söylerdim, ama tanışmak isterdi. Babama da söylerdim. O annem kadar tanışmakta ısrar etmez ama tanışmak isterdi.

Tüm dersler bitmişti. Emre'yle beraber sınıftan çıkıp beni servislerin yanına kadar götürdü. Yanağına küçük bir öpücük kondurup servise bindim. Kulaklığımı takıp akşam annemden nasıl izin alacağımı düşünmeye başladım. Yalan söylemek istemiyordum. O yüzden gerçeği söyleyecektim. İzin verirdi büyük ihtiimal. Bunları düşünürken eve kadar gelmiştik. Servisten inip eve doğru yürümeye başladım. Akşam çok güzel şeyler olacaktı.