Abigail: Hey
Abigail: Kutuyu hâlâ almamışsın.
Abigail: Eğer alırken seni gözetleyeceğimi falan zannediyorsan yanılıyorsun.
Bilinmeyen numara: Kutunun içini merak edip açmamışsın bile Abby.
Bilinmeyen numara: O sana ait. İstersen alırsın istersen orada kalır.
Bankın yakınlarından gelen oflama sesiyle bilinmeyen oturduğu ağacın altından kafasını kaldırıp o yöne baktı. Yine göze çarpan ilk şey kızıl saçlar oldu. Genç kız ağacın altına iyice sindi ve Abigail'i izlemeye başladı.
Abigail banka oturup bir elini büyük mor kutuya koydu. O kutuyu almalı mıydı?
Neyden korkuyordu ki..
Yeniden aşık olmaktan mı?
Kalbinde bir başkası yoktu. Lena öleli 2 yıl oluyordu. Tabii ki de kalbinin en güzel ve en özel köşesi ona aitti. Aşık olduğu ilk kadına. Ama o gitmişti..
Yanında kalmayı tercih etmemişti. Güveni sarsılmıştı, parçalanmıştı..
Ve kendi kendine sarılmıştı.
Kafasını sağa sola salladı düşüncelerden uzaklaşmak istercesine ve ardından kutuyu alarak evine ilerledi.