Kollarının arasında uyuyakalan kıza bakıyordu Abby. Kafası çok karışıktı. Yarın her şey bitmeliydi. Devam edemezdi. Yapamazdı.. kaldıramazdı.
Ağır geliyordu.
Rose kıpırdandığında Abigail dikkatlice yüzünü inceledi.
Güzeldi. Çok güzeldi.
Kalbi gibi...
Rose gözlerini açıp gülümsediğinde Abigail gülümsemesine karşılık verdi.
"Çok uykucusun" dedi ardından.
Rose yüzünü buruşturarak kalktı ve sıcaklığını o an kaybetti. Çünkü dün gece sevdiği kadına sarılarak uyumuştu.
"Sanırım gitmelisin. Annemin arkadaşları birazdan evde olacak. O sırada benim bile evde kalmama izin vermiyor.." dedi Abigail. Rose anlayışla başını sallayarak yataktan kalktı. Bir şey diyemedi. Öylece odadan çıktı. Ardından merdivenleri inerek hızla evden de ayrıldı. Yürüdü. Saatlerce yürüdü. Nereye gittiğini bilmeden...
Abigail ise çekip gitmeden önce son kez Rose'u mutlu etmek istemişti.