Multimedia Colin. İyi okumalar!
✖✖✖✖✖
Ortada, insanların ikimiz için açtıkları alanda dikiliyor ve boş bakışlarımı, biraz önce Darian'ın çıkmış olduğu kapıya gönderiyordum. İnsanlarin delici bakışlarını üzerinde hissediyordum ve bu hiç hoş değildi. Özellikle de, odak noktası olmaktan nefret eden birisi için.
Bir anda kolumun kavranması ve bir yere çekiştirilmem ile dalgın bakışlarımı kapıdan ayırdım ve beni sürükleyen kişiye baktım. Loreen, önce elimdeki bardağı alıp birisinin eline tutuşturdu ardından beni merdivenlere çekiştirmeye başladı.
"Parti bitti, herkes evine!" diye bağırdı. Göz ucuyla Colin'in bu bağırış üzerine inanmayı çıkışa yönlendirdiğini gördüm.
Herkes fısıldaşmaya başlarken, biz merdivenlerden çıktık ve odama girdik. Yavaşça yanına adımladığım yatağımın kenarına oturdum. Loreen de beni takip ederek yanıma oturdu. Hala boş bakıyordum ve Loreen'in bana seslenmesiyle boş bakışlarımı ona çevirdim.
"O da ne halttı öyle?" diye sordu Loreen hayretle.
"Hediye," diye cevapladım Colin odaya girerken. Anlamadığını belli eden boş bakışlarını fark ettiğimde ekledim. "Hediyemi unuttuğunu söyledi. Önemli olmadığını söyledim ama o, önemli olduğunu söyleyip beni öptü."
Colin, "Piç," diye mırıldandı. "Onu öldüreceğim."
Ardından kapıya tekrardan yöneldi ki, nihayet ifadesizliğimi bir kenara fırlatıp ışık hızıyla yataktan doğrulup önüne geçtim ve ellerimi göğsüne yerleştirip onu durdurdum.
"Hayır, dur," dedim gözlerim dolarken. "Değmez Colin."
"Değmez mi?" dedi ters bir bakış atarken. "Onu sevmene de değmezdi ama sen aptal gibi hala onu seviyorsun!" diye bağırdı.
Gözlerimden iki damla yaş süzülürken, kalbimin yüzlerce parçaya ayrılma sesini duyar gibi oldum. Ellerimi üzerinden çekerken gözlerinde öfkenin yerini aniden pişmanlığın kapladığını gördüm. "Brooke, bak ben-"
"Hayır," diye kestim sözünü. "Haklısın, aptalım. Ondan hala vazgeçemeyecek kadar aptalın tekiyim. Ama bil ki, onu sevecek kadar aptal değildim, isteyerek sevmedim ben onu. Bu kararı ben vermedim." Gözlerimden ikişer damla daha süzülürken, yavaşça elini kavrayıp kalbimin üzerine yerleştirdim. "O verdi."
Bir süre gözlerimin içine baktı, ardından elini kendine çekti ve bana sıkıca sarıldı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp, "Üzgünüm. Çok üzgünüm. Seni kırmak istemedim meleğim. Sadece, o piç herif senin saflığına, masumluğuna leke sürmekten başka bir şey yapmayacak ve ben sana zarar gelmesini istemiyorum." dedi.
Gözlerim yeniden dolarken ona daha da sıkı sarıldım.
Daha fazla kendimi tutamadım ve ağzımdan, bir süredir içimde yaşanan fırtınaları belli etmek istercesine bir hıçkırık kaçtı.
Darian'ın yüzünden defalarca kez ağlamıştım ama bu, ikinci en şiddetlisiydi. Aklıma, uzun bir süre önce unuttuğum(?) birincisi geldiğinde, gözlerimi kapattım ve ağlamamın daha da şiddetlenmesine izin verdim.
***(3 Yil Önce)
Kapıyı tıklattım ve içerden 'gel' sesini duyunca kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapattım ve odanın içerisine doğru birkaç adım attım. Darian, yatağında uzanmış, gözlerini kapatmıştı. Gözlerini aralayıp beni gördüğünde yavaşça doğruldu ve ayağa kalkıp tam karşımda dikildi. Aldığım okyanus kokusuyla gözlerimi kapatmamak için zor dayandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nightmare
Teen FictionMasum bir dilek; Tertemiz bir sayfayı kirletebilir. Güzel bir hayatı mahvedebilir. Bir çok hayata mal olabilir. Ama aynı zamanda, aşkın yolunu açabilir. Olacaklardan habersiz, masum ve umutsuzca asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü dileğini dileyen Br...