Multimedia Loreen. İyi okumalar! ^_^
✖✖✖✖✖
Dalgın dalgın okul koridorunda, İngilizce sınıfına doğru ilerliyordum. Tam sınıfa girecekken Darian'ı fark ettim. Koridorun sonunda bir kızla konuşuyordu. Göz göze geldiğimizde bana sırıttı. Nedenini anlayamadım ama altında yatan bir ima olduğuna kalıbımı basabilirdim. Umursamamaya çalışarak sınıfa ilerledim ve orta sıralarda bir yere oturdum. Çantamdan defterimi aldıktan sonra önüme döndüm. Defteri masaya koyduğumda sınıftaki uğultu hafiflemişti.
Ne olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda Darian ile karşılaştım. Kaşlarımı çatarak ona bakıyorken, o yüzündeki sırıtmayla sırama doğru yaklaşıyordu. Her ne kadar sınıfın tüm kızları ona baksa da o, bu iliginin farkında olmasına rağmen gözlerini bana dikmiş başka tarafa çevirmiyordu.
Bu, sırada rahatsızca kıpırdanmama sebep oldu ve bakışlarımı dipsiz okyanuslardan çevirip defterime diktim.
"Selam prenses," Kafamı bile kaldırmadım. Sormadan yanımdaki boş sıraya oturdu ve iyice yayıldı. "Herkes önüne dönsün."
Okulda popüleritesi olduğu su götürmez bir gerçekti. Kızlar ağzının suyunu akıtarak ona bakarken erkekler kıskançlıkla bakıyorlardı ancak tabii ki birşey yapmaya cesaret edemiyorlardı. Özellikle ona laf eden birisini komaya soktuktan sonra. Cidden sokmuştu, hatta çocuk ölümden zor dönmüştü. Halbuki çocuk çok ağır bir laf da söylememişti. Tesadüfen oradaydım ve her şeye tanık olmuştum. Ama tabii Darian'a hiçbirşey olmamıştı para sayesinde, sadece birkaç gün uzaklaştırma cezası almıştı. Onun için hediye olsa da.
"Az önce koridorda konuştuğum kız kimdi biliyor musun?" Nefesini kulağımın hemen yanında hissettiğimde, aklımdaki düşünceler duman misali dağıldı. "Dün gece yanına gideceğim kız."
Daha fazla bir şey söylemeden kalktı ve sınıftan dışarı çıktı. Zaten daha fazla bir şey söylemesine gerek yoktu, son cümlesi kanımı dondurmaya yetmişti.
***
Kendimi Loreen'in yatağına bırakırken derince ofladım.
"Çok üzgünüm. Ama Keegan bırakmadı tatlım. Yanına gelmeyi çok istedim ama-"
Sözünü keserek, "Biliyorum Lorry kendini suçlama." dedim. "Sorun değil. Şimdi de anlatabilirim. Hem bir şey olmadı. Sadece ilk ders başlamadan Darian sınıfa geldi ve kızın ölmediğini söyledi."
Gözlerimi ona çevirdiğimde donup kalmış olduğunu gördüm. "Na-nasıl ya-yani? Gerçekleşmedi mi kabusun?" dedi heyecanla.
En başta bu heyecanına anlam veremesem de, daha sonra bu lanetten farklı olmayan özellikten kurtulduğum için sevindiğini anladım. Tabii ben Darian'ın korkusundan başka bir şey düşünememiştim. Hem kız ölmemişti, hem de kabusum gerçekleşmemişti!
Loreen oturduğu sandalyesinden fırlayıp bana sıkıca sarılırken, bir yandan da gülüyordu. Ben de gülmeye başladım. Karnımız ağrıyana kadar nedensizce güldükten sonra nihayet kendimizi yatağa bıraktık ve biraz sakinleşmek için bekledik. Ardından aynı anda birbirimize döndük. Birbirimize gülümserken aklıma oturan gerçekle, gülümsemem soldu. Loreen bunu görünce onun da gülümsemesi soldu ve kaşlarını çattı. "Ne oldu?"
"Şey, hani size 'Bana inanmayacak ve onu zevkinden alıkoymak için yaptığımı düşünecektir.' demiştim. Hatırlıyorsun değil mi?"
Kafasını aşağı yukarı salladı.
"Tam da tahmin ettiğim gibi oldu. Odasını dinlediğimi iddia etti. Ben de inkar ettim, çok istiyorsan git öl, dedim." diye mırıldandım.
Kaşlarını kaldırarak, "İyi demişsin, bunda ne var ki?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nightmare
Teen FictionMasum bir dilek; Tertemiz bir sayfayı kirletebilir. Güzel bir hayatı mahvedebilir. Bir çok hayata mal olabilir. Ama aynı zamanda, aşkın yolunu açabilir. Olacaklardan habersiz, masum ve umutsuzca asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü dileğini dileyen Br...