Bölüm 16

50 4 9
                                    

Tam pes etmişcesine yere oturacakken karşıma büyük bir hızla gelen araçla gözlerim kapanmisti. Üzerime doğru hızla geliyordu ve beni gördüğünde bile supheliydim.

"Ah olamaz çok hızlı geliyordu bu araba delirmiş olmalı bunu kullanan insan ne yapacaktım Sımdı? "

Araba daha da yaklaşıyordu bana ve bu pek de iyi bir şey değildi. Sürücü koltuğuna baktığımda bir erkeğin uyuduğunu görmüştüm.

"Aishh ne yapacam ben şimdi? "

Aklıma bir sey gelmeyince gözlerimi kapatıp ölümü beklemeye koyulmuştum.

"1...2...3"

Büyük bir gürültü geliyordu önümden. Gözlerimi yavaşça açtığımda bir araba önümde durmuştu.

Kafamı daha da kaldırdığımda  Bong cha olduğunu görmüştüm. Düşmanım hayatımı kurtarmıştı resmen.

Arabadan indiğinde bana bağırmaya hazırlanıyor gibi bir duruşu vardı.

Bong cha: YA SEN DELİ MİSİN? ARABA GELİRKEN NASİL KENARA CEKİLMEZSİN. SALAK!

Kulaklarım felç olmuştu.

"Ne bağırıyorsun? Adam uyuyordu ben kurtulurken onun ölmesi bana uymazdi. "

Bong cha: İyi misin?

"Evet teşekkür ederim. Ve özür dilerim. "

Bong cha: Bin arabaya araba zaten yamuldu daha da kotu olmadan gidelim.

Uslu bir çocuk gibi  arabaya geçmiştim. Bugün hayatımı kurtarmıştı ve ben ona neler söylemiştim.

"Sana söylediğim şeyler için üzgünüm. Özür dilemek tarzım değil ama bir seferlik özür dilerim. "

Bong cha:Belki de haklısındır. Ama böyle olmak zorundayım. O hırsızı yakalayamazsam isimden olacam ve bu iş benim için çok özel ve önemli.

"Neden?"

Bong cha: Babam... Babamda bir polisti ve beni kurtarmak için olmuştu. O gun çok aglamistim babamın söylediği söz sürekli zihnimdeydi. Ben de polis olmaya karar verdim.

"Seni kurtarmak için mi? Peki ne dedi sana?"

Bong cha: Belki daha sonra...

Merak etmiştim. Ama anlatmak istemiyorsa zorlamaya gerek yoktu.

İş yerine geldiğimizde bomboş bir güne geldiğimi hissetmiştim.

3 saat sonra...

Her zamanki gibi masamda oturmuş bir şeyler çiziyordum. Sanırım buranın tek amacı beni yakalamaktı.

Bong Cha: Neden sadece tek başına takılıyorsun?

Başımı kaldirip sesin geldiği yere bakmistim.

"Bilmem. Genelde tek başına takılan biriyim. Ondandır."

Sehun: ama bizim buraya geldiysen tek olamazsın. Yemek yemeye dışarı çıkıyoruz hadi sen de gel.

"Ben aç değilim"

Bong Cha: Gelir misin dediğimizi hatırlamıyorum. Gel dedik. Hadi.

Nedense bu emir hoşuna gitmişti. Yaptığım resmi bir kenara koyup ayağa kalkmıştım.

"Peki nereye gidiyoruz "

Chen: Her zamanki yerimize.

Herkes mutlulukla el cirpiyordu bong Cha ise gülümsüyordu ama ben hiçbir şey anlamamıştım.

Yarım saat sonra

Geldiğimiz yer yeşil alanlarla dolu bir yerdi ve bir sürü cocuk vardı.

Bong Cha: İşte burası cennet olarak adlandırdığımız yer. Burada kimsesiz bir sürü çocuk var ve biz haftanın bir günü gelir bu çocuklarla yemek yer oynarız.

Bong Cha bana çok benziyordu. Bir defa daha gözlerimi ondan alamamıştım.

Bir sürü çocuk buraya koşarak geliyordu. Gulumsuyorlardi. Bu durum benim de gulumsememe sebep olmuştu.

O çocuklarla birlikte yemek yiyip bolca oyun oynamıştık. Cocuklar daha da mutlu olmuştu.

Bong Cha: Bizim dönme vaktimiz geldi çocuklar...

Herkes uzgun bir şekilde bize bakmıştı.

Arabaya binince bu çocukların kim olduğunu sormuştum.

Bong Cha: Babamın çocukları...

"NE!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALP HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin