1

53 5 5
                                    

Yaz tatilinin gelmiş olmasının verdiği mutlulukla güzel bir uyku çekmiştim. Gerçekten rahatladığımı hissediyordum. Okul yok, sabah erken kalkmak yok, sınav derdi yok... Yaz tatilini sırf bunun için seviyordum zaten.

Aşağıdan annemin sesi geliyordu. Acaba her sabah" kahvaltı hazır."diye bağırmaktan yorulmamış mıydı? Onu bilemem ama ben her sabah aynı cümleyi duymaktan oldukça yorulmuştum.

Uykumu almış, dinç bir şekilde yatağımdan kalktım, koyu gri dolabımdan bulabildiğim en ince hırkamı giydim. Babama günaydın dedikten sonra yüzümü yıkamak için banyonun yolunu tuttum.

Kendimi bildim bileli her sabah babama günaydın derim. Tek fark yaşarken onun yüzüne, ölünce de fotoğrafına söylemem.

Babam doğa kaşifiydi. Ben ve Kaan 10 yaşındayken de gittiği bir yerde uçurumdan düşerek öldü.

Kaan benim ikizim. Pek fazla ortak noktamız yok. Ama en önemli ortak noktamız bizimde babamız gibi yeni yerler keşfetmeyi çok sevmemiz.

Yüzümü yıkadıktan sonra annemin yanına indim. Bize mükellef bir sofra hazırlamıştı. Sofrada birtek kuş sütü eksik desem yeridir.

" Günaydın bitanem, Kaan uyandı mı?"

" Günaydın anne , bilmiyorum bakmadım ama uyanmamıştır o ben gidip bakarım şimdi." Dedim ve Kaan Bey' ın odasının yolunu tuttum.

Kaan'ın odasıyla benim odamın dizaynı aynıydı. Sadece siyah ve koyu gri tonlar kullanmıştık. Annemiz iç mimar olduğu için de renkleri biz seçmiştik, gerisini ona bırakmıştık. Odamızda tek bir beyaz yer vardı, o da babamızın fotoğraflarının olduğu pano.

Sonunda Kaan'ın odasına gelebilmiştim. Kapıyı açmamla yüzüme sert birşey yemem bir olmuştu. Küçük bir çığlığın ardından yere düştüm zaten.

Tabi ya lanet kum torbası, sabah sabah spor yapmasa olmazdı sanki.

Yerde öylece yatıyordum. "Hey Asena iyi misin?" Dedi ve kahkaha attı. Aptal ışte ne olacak.

" Iyi gibimi görünüyorum sence? " dedim kafama aldığım darbeden dolayı yerde kıvranırken. Hala sırıtıyordu bide manyak.

" Tamam sen bekle burda ben buz getireyim." Sanki biryere gidebiliyorum da.

"Yeni mi aklına geliyor buz getirmek yürü git şuradan kafam acıyor zaten."dedim.

Birkaç dakika sonra annem elinde buzla endişe içinde geliyordu tabi yanında Kaan'da vardı.

Annem bi yandan beni yerden kaldırmaya çalışırken bir yandan da "Asena iyi misin annecim başın falan dönüyor mu?"diyordu.

" Yok anne dönmüyor, iyiyim ben."dedim Kaan'a ters ters bakarak. Hala gülüyordu bide.

Annemde bunu farketmiş olacak ki" Kaan gülme de şu buzu ver bakıyım oğlum."dedi.

Sonrada Kaan'dan aldığı buzu başıma bastırmaya başladı.

"Anne yavaş acıyo zaten."dedim. Birkaç dakika sonra da annem" Tamam birşeyin kalmadı hadi aşağı kahvaltıya inelim."dedi.

Kahvaltıdan sonra üstüme siyah bir pantolon ve tişört geçirip dışarı çıktım. Canım tek başıma yürümek istiyordu ama ne yazık ki daha 10 dakika bile olmadan Kaan'ın sesini duydum.

Bana sesleniyordu. "Ne var? Niye geldin." dedim.

"Aklıma bir fikir geldi. Onu söylemeye geldim."dedi.

" Söyle bakalım ne gelmiş aklına?"

"Asena ben diyorum ki babamın gittiği yerlere bizde gidelim. Onun ayak bastığı yerlere bizde basalım."

HESTİA KABİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin