Herkes Ali'nin evinin önüne toplanmıştı. Ali cebinden
anahtarı çıkardı. Herkez içerigirmişti. Ali kapıyı
kapattı.Ey: Yatak odası nerede?
A: Yukarıda. Gel beraber gidelim. Ya kızlar
sizde bir benim odaya baksanız. Oğuz Alp sizde
buraya olur mu?EsBah: Olur.
OğAl: Olur.
A: Tamam saolun.
Ali hadi dermişcesine işaret yaptı Eylül'e.
Beraber yukarı çıktılar.Çekmecelere bakarken Eylül bulmuştu. Kolyenin aynısıydı! Sadece farklı bir rengiydi.
Ey: Ali buldum!
A: Hani!
Ey: Aynısı sadece pembesi.
Ali bir kaç adım attı kapıya doğru.
A: Hadi gelin buldukk.
Herkez yukarı geliyodu.
O: Bakıyim.
Eylül elindeki kolyeyi gösterdi.
Ey: Bizim evde bulunanın rengi mordu. Bu pembe.
B: Artık gerçektende bir sır olduğunu anlamaya başladım.
Alp: Eylül'ün gördüğü rüya. Ölüm zamanları. Nasıl öldükleri hepsi aynı. Şimdi bide bu kolye.
Es: Bunların hiç biri tesadüf olamaz.
Ey: Ee hadi o zaman eve gidelim.
Eylül kolyeyi Ali'ye uzattı.
A: Sende kalsın. Hatta ver.
Eylül kolyeyi verdi.
Ali boynuna taktı. Eylül Ali'ye güldü.
Kolye
Evden çıktılar. Eve doğru giderken. Bir hırsız koşarak Eylül'ün kolyesi boynundan çekti. Hepsi hızlıca Adamın peşinden koşuyodu. En önde Eylül vardı. Adam'a çok yaklaşmıştı. Ama adam kaçmayı başardı. Ama kaçarken cebinden kolye düşmüştü. Eylül ve diğerleri durdu. Hepsi nefes nefese kalmıştı.
Esma yerden kolyeyi aldı. Ama nedense Esma kolyeye dokunur dokunmaz çok kuvvetli bir acı hissetti.
Esma: Ahh.
Eylül: Noldu?
Esma: Ahh ya kolye çarptı resmen.
Bahar: Esma çıldırdın mı olur mu öyle şey.
Bahar da almaya çalıştı. Ama oda bu kuvvetli acıya maruz kalmıştı.
Bahar: Aahhh. Bu ne ya.
Eylül : Kızlar sanırım delirdiniz siz.
Eylül kolyeyi yerden aldı. Ama ona bişey olmadı.
Oğuz: Eylül şu kolyeyi bi bana da versene.
Eylül anlamsızca kafasını salladı sonra verdi. Aynı acıyı Oğuz'da çekmişti. Sonra Alp'te.
Oğuz: Sadece Ali ve Sen çarpılmıyosunuz.
Ali ve Eylül birbirlerine baktılar.
Ali: Peki ya o adam o nasıl çarpılmadı.
Alp: Sanırım eldiven sayesinde.
Eylül: Peki biz neden çarpılmıyoruz.
Bahar: Sonuçta o Ali'nin annesinin kolyesi e aynısı senin annendede var.
Oğuz: Demekki anne ve babalarınızın arasında bişey vardı. Sanırım çok büyük bir sır bu!.
Eylül: O zaman adamın neden kolyenin peşinde olduğu belli oldu.
Ali: Morgdaki adam dı o!
Esma: Hastaneye mi gitsek?
Eylül: Ben çok yoruldum ya biraz dinlenelim şöyle bir gün en azından dinlensek.
Ali: Olur bende yoruldum.
Bahar: E o zaman ne yapıyoruz.
Esma: Bize gidiyoruz. Yemek yiyelim.
Alp: Kim yapcak?
Esma: Sevgilim. Ben yapıcam tabi.
Eylül: Bizde yardım ederiz.
Esma: Yok Eylül siz Bahar'la oturun ben yapsam yeter.
Ali: Niye öyle dedinki şimdi?
Esma: Bence siz Eylül ile Bahar'ın elinden yemek yemeyin.
Eylül: Allahallah
Bahar: O kadar kötü yapmıyoruz ya.
Oğuz: Yani Esma bence o kadar kötü yapmıyolardır.
Ali: Tamam o zaman siz eve gidince aynı yemeklerden yapın. Bizde tadalım.
Esma: İyi siz bilirsiniz. Ama tadmadan önce ambulansı ararız. Evin önünde bekler.
Eylül: Evet çünkü Esma'nın yemeğinden zehirleniceksiniz.
Yavaşça yola koyulduk. Eve giderken Bizimkilerden biraz uzaklaştım. Bahar'ın yanıma çağırdım. Sessizce konuşuyoduk.
Bahar: Eylül biz yandık. Hadi sen az çok biliyosun ben hiç bilmiyorum.
Eylül: Benim bir fikrim var. Bak şimdi. Kek yapmak istiyelim. Sonra Esma'nın malzemelerini değiştirelim.
Bahar: Mesela.
Eylül: Şeker yerine tuz koyalım.
Bahar: Süper fikir!
Eve gelmiştik.
Yeni bölüm geldi.
Bu bölüme sınır koyucam. Sınır 20 oy.
20 oy olamadan yeni bölüm gelmeyecek. İYİ OKUMALAR....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik Aşk
AdventureBeklenmedik bir aşk. Tesadüf sandıkları gerçeklerle yüzleşen iki genç. Peki ya bir ölüm, nasıl bir aşkı başlatabilirdi? İşte bu sorunun cevabı büyük bir aile sırrı...