14. Bölüm - "Göremediğim bir boşluktayım!"

317 37 14
                                    

Eylülden

Göremiyordum. Hiç bişey. Sanki boşluğa düşmüştüm. Zirifi karanlık bir boşluğa. Kimseyi göremediğim. Sevdiğim adamı göremediğim. Arkadaşlarımı göremediği. Annem ve babamın mezarını göremediğim bir boşluktaydım. "Görmediğim bir boşluktayım!"

Ali: Eylül!

Gözyaşlarımı akıtmak dışında ne bişey diyebilmiştim ne de yapabilmiştim.

Ali: Göremiyosun işte! Göremiyorsun Eylül. Mavilerin görmüyoo! Görmüyoo. Görmüyo işte. Offff offff!

Eylül: A-ali nolur yapma. Evet belki göremiyorum. Ama nolur yanımda kal. Sensiz yaşayamam.

Doğrulmuştum. Belki bir umut görebilirim diye gözlerimi sıkıca kapatıp açıyordum. Defalarca! Ellerimle ovuşturuyordum. Gözlerim kızarana kadar!

Eylül: Göremiyorummm!!! Göremiyorum işte. Alii!! Seni göremiyorumm!!!!.

İkimizde hem bağırarak hemde ağlayarak konuşuyorduk. Gözlerimi ovuşturmaya devam ederken Ali tuttu ellerimden.

Ali: Eylül yapma n'olur!

Nefes alışverişlerim yavaş yavaş düzeliyordu. Ali bunu hissedip sıkıca sarıldı bana. Bende ona.

Ali: Seni çok seviyorum.

Eylül: Bende seni çok seviyorum.

İkimizinde gözyaşları birbirimiz sırtını ıslatıyordu.

İşte o an anlamıştım. Hiçbirşeye sahip olmadığımı düşünürken aslında herşeye sahip olduğumu. Belkide birdaha asla göremiyecektim. Hiçbir şeyi. Sevdiğim adamı. Onun gamzelerini. O güzel bal rengi gözlerini. Bana bakan aşık gözlerini. Elimi tutuşunu göremeyecektim. Seni seviyorum dediğindeki o yüz ifadesini. Nerde ne yaptığını göremeyecektim. Esma 'yı göremeyecektim. Onun o güzel kekelerini gülümsemesini. Kimsenin hiçbirşeyini göremeyecektim. Doktorlukta yapamayacaktım. Hastalarımada bakamıycaktım. Belkide ömrümün sonuna kadar doktor olamayacaktım. Niye ya niye?
Mutluluk haram mı bana? Sevdiğim adamı görmek haram mı? Annem ve babamın mezarını görmek haram mı?

Ali: Eve gidelim mi?

Eylül: Gidelim. Esma?

Esma: Efendim kuzum (ağlayarak)

Eylül: Kıyafetlerimi değiştirmeme y-yardım eder misin?

Esma: Ederim tabi.

Ali: Ben de çıkış işlemlerini başlatıyim.

Ali çıkmıştı. Esma ve Bahar kıyafetlerimi giydirmişti.

Eylül: Sağolun kızlar.

Bahar: Rica ederiz canım.

Ali kapıyı tıkladı.

Ali: Kızlar girebilir miyim?

Eylül: Gir Ali!

Ali içeri girmişti. Elime bişet tutturdu. Sanırım değnek gibi bişeydi.

Eylül: Bu ne?

Ali: Hani sen şimdi göremiyosun ya. Onun için değnek.

Eylül: Teşekkür ederim sevgilim.

Ali: Rica ederim sevgilim. Hadi gelin gidelim artık.

Ali kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Değnek ile yerde bir çıkıntı falan var mı diye kontrol edebiliyordum. Görmeden yaşamak gerçektende çok zormuş.

2 hafta sonra.

Ali bana yardımcı olabilmek için arada bizde kalıyodu benimle ilgileniyordu. Bugün bizde kalmıştı.
Uyandım saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Yanımda duran değneyimi aldım. Ve ayağa kalkıp kapıya uzandım. 2 haftada  azda olsa bu şekilde yaşamaya alışmıştım. Mutfağa doğru gittim. Takırtılar geliyordu. Tahminimce Esma kahvaltı hazırlıyordu.

Eylül: Esma!

Esma: Kuzum günaydın.

Ali: Günaydın sevgilim.

Ali yanağımı öpünce korktum burda olduğunu bilmiyordum.

Eylül: Sende mi burdaydın.

Ali: Evet sevgilim. Gel otur.

Ali beni sandalyeye oturttu. Birkaç dakika sonra kapı çaldı.

Esma: Ben bakarım.

Eylül: Esma ben baksam olur mu?

Esma: Ama Eylül.

Eylül: Lütfen.

Esma: Peki Tamam.

Sandelyeden kalkarken Alininde kalktığını hissettim ama bişey demedim. Yavaşça ve değneyimi kullanarak kapıya doğru gittim. Kapıyı açtım.

Eylül: Kimsiniz?

Oğuz: Biz geldik Oğuz ve Alp.

Eylül: Hoşgeldiniz.

Oğuz: hoşbulduk.

Hepimiz sofraya geçmiştik. Baharda gelmişti.

Hem kahvaltı yapıp hemde konuşuyorlardı.

Oğuz: Bahar ama öyle yaparsak hasta kanamadan ölür.

Bahar: Evet böyle bir ihtimalde var. Ama o Kocaman demir parçasını çıkarmanın başka bir yolu yok.

Eylül: Çıkarır çıkarmaz ameliyata alıp kanamayı kontrol edebilmek için 5 dakikanız var gidene kadar ise kanamanın olduğu dalak halterine elinizle baskı yaparsanız.

Ali: Hasta kurtulabilir.

Oğuz: Teşekkürler Eylül

Eylül: Rica ederim.

Ali: Eylül hadi kalk gidiyoruz.

Ali sanırım kalkmıştı benide kaldırdı.

Eylül: Nereye ?

Ali: Sürpriz hadi!

Eylül: Kıyafetlerimi giyinip geliyorum.

Bahar: Yardım ister misin?

Eylül: Yok Esma zaten dolaba hangilerini giyiceğimi yerleştiriyo.

Giyinip Ali'nin yanına gelmiştim.

Eylül: Hadi gidelim.

Ali yavaşça koluma girmişti. Dışarı çıkıp beni bir yere getirdi.

Eylül: Ali nereye getirdin beni?

Ali: Süpriz aşkım.

Ali beni biraz daha yürütünce duyduğum sesler içime huzur doldurmuştu.

{{{}}}

Selam canımslar. Naberrsiniz. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Bakalım Eylül'ün içini huzur dolduran o sesler nelerdi?
Yorumlarızı bekliyorum. Sınır 20 oy. 💙💙💙😍😍😘😘

Beklenmedik AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin