-6-

466 46 19
                                    

Hyun Ji Reika'ya her şeyi anlatmıştı. Biraz tartışmışlardı ama ardından sarılmışlardı. Şimdi ise odalarına geçmişlerdi. Reika Hyun Ji'yi aramıştı. Hyun Ji aramayı cevapladı.

-"Hyun Ji-ah."
-"Ne var Reika? Daha 2 dakika olmadı görüşmemiz."
-"Acil ama. Bize yardım edebilecek birilerini bulmalıyız. "
-"Yardım? Hah! Bize kimse yardım edemez Reika. Bize deli derler ve sonumuz akıl hastanesi olur. Bunu mu istiyorsun?"
-"Ya Hyun Ji! İkimiz de aynı gün intihar ettik ve aynı hastaneye kaldırıldık. İkimizin de başına bunlar geldi. Sence sorun bizde mi?"
-"Ben de normal karşılamıyorum tabii ki ama insanlar bizi deli zanneder. Bunun olmasını istemeyiz."
-"Hyun Ji.. Yardım edecek misin?"
-"Ah peki. Tanıdığım bir kaç arkadaşıma soracağım. Bunu çözeceğiz. Ama şimdi kapat ve uyu."
-"Tamam. Ah Hyun Ji! Bekle! Acaba ikimizde de Cacodemonomania hastalığı olabilir mi?"
-"Ne? Cacadenom-? Öyle bir hastalık mı var?"
-"Var. Cacodemonomania. Bu hastalık ruhunun cinler tarafından ele geçirilmesine inanman demektir. Bize de bu hastalık bulaşmış olmasın? Ah Tanrım!"
-"İyi de ne alaka? Biz sadece yaşamadığımız şeyleri yaşadığımızı gördük. Sanmam."
-"Ah,doğru."

Reika sözünü bitirir bitirmez telefonu çalmaya başladı. Shiro arıyordu.
-"Hyun Ji şimdi kapatmam gerekiyor. Shiro arıyor. Birazdan arayacağım seni."
Reika hemen Hyun Ji ile olan görüşmesini sonlandırıp Shiro'ya cevap vermişti.

-"Shiro?"
-"Reika size yardım edebilecek kişiler buldum! Yarın attığım adrese gelin."
-"T-tamam!" Reika telefonu kapatıp sevinçle bağırmıştı. Hemen Hyun Ji'yi aradı.
-"Shiro bize yardım edebilecek kişiler bulmuş! Yarın gideceğiz!"

***

-"Burası çok garip...."
Reika ve Hyun Ji okul çıkışı direkt Shiro'nun attığı adrese gelmişlerdi. Dışı da içi de garipti.

   Şuan ise Shiro ve tanımadığı iki adam ile birlikteydiler. Daha kendilerini tanıtmadan olayı anlatmalarını istemişti bilgisayarla ilgilenen çocuk. Reika ise soğukluğunu korumuş bir şekilde olayı anlatmıştı. Reika geç uyandığı için daha fazla şey yaşamıştı. Bu yüzden o anlatmıştı.

Reika

-"Jungkook denilen çocuğun resmi falan var mı?"
-"Bende yok."
-"Bende de yok."
-"Instagramı var. Bir dakika." Shiro telefonunu çıkartıp bir kaç saniye sonra kahverengi saçlı çocuğa telefonunu göstermişti.
-"İkimizde aynı hastaneye kaldırıldık ve ikimize de aynı olay oldu. Bence sorun hastanede değil mi?"
-"Olabilir. Ama araştırmamız gerekiyor. Hastanenin ismi ne?"
-"SeungRi hastanesi."
-"Neden Seul'den uzak yere götürmüşler ki? Normalde buradaki hastaneye götürmeleri gerekiyor."
-"Jungkook denilen çocuk hastaneye falan yatmadı, değil mi?"
-"Hayır."
-"Ay 2 saat ne anlattım acaba?" Sessiz bir şekilde konuştuğumda hepsi birden bana baktı.
-"Efendim?"
-"Hiç."
-"Ben Jin ile birlikte o hastaneyi araştıracağız. Daha sonra okulun bütün güvenlik kameralarına bakacağız." Kahverengi saçlı çocuğun yanındaki çocuğun isminin Jin olduğunu anlamıştım.
-"Kaza gününün görüntüleri silinmiş."
-"Silinmiş mi?"

Hyun Ji ile ben çocuğu başımızla onayladık.

-"Bu tesadüf falan olamaz. %4 ihtimal ile."
-"Of!"
-"Yine de bakmamız gerekiyor. O günün ve bir kaç gün öncesinin kayıtlarını izleyeceğiz. Ayrıca diğer bir kaç günü daha izleyeceğiz. Senin davranışlarına bakmamız gerekiyor. Sizin gelmenize gerek yok."
-"Gelsek olmaz mı?" Hyun Ji'nin koluna kolumla vurdum.

-"Görüntülerin kopyasını alacağız. Burada izleteceğiz size. Bu yüzden gelmenize gerek yok."
-"Şimdi ne yapmamız gerekiyor?"
-"Şimdilik bu kadar. İşimiz bittiğinde sizi çağıracağım." Çocuk gülümseyerek konuştuğunda merakıma yenilip sordum.

-"Şey, acaba ismin ne?"
-"Ya! İsmini ne yapacaksın sevgilimin?" Jin hyung atarlı ve komik bir şekilde sorduğunda göz devirdim.
-"Nüfusuma aldıracağım. Sevgiline 'şu' diye seslenmemi mi istersin?"
-"İsmim Namjoon." Jin hyung Namjoon hyungun kolunu cimdiklediğinde Namjoon hyung acıyla bağırmıştı.
-"Neyse, biz gidelim o zaman."

~~

O evden çıkıp bir kafeye gelmiştik. Karnımız açtı bu yüzden yemek yiyecektik.

-"Acaba görüntüleri izlemeleri ne kadar sürer?"
-"Bilmem. 1 haftayı geçmez."
-"Of! 1 hafta boyunca nasıl bekleyeceğim?"
-"Bence Jungkook ve Kwon Soo Ah ile konuşalım."
-"Ne? Ne diyeceğiz ki?"
-"Bizi en son nerede, ne zaman ve ne yapıyorken gördüklerini soralım."
-"Kwon Soo Ah'a sen sor. Yoksa her an onu öldürebilirim."
-"Jungkook'a sorarken acımayacak mı?"
Hyun Ji eliyle kalbini gösterdi. Derin nefes verip omuz silktim. Kafam çok karışıktı.

-"Afiyet olsun."
Yemeklerimiz gelmişti. Garsona teşekkür ettikten sonra hemen yemeye başladık. Yemeğimiz bittiğinde hemen okula gidecektik. Okul çıkışı yaklaşmıştı. Çıkışta Jungkook'u bulup konuşacaktım. Hyun Ji ise aynı şeyi Kwon Soo Ah'a uygulayacaktı.

-"Gidelim."
Hesabı ödeyip kafeden çıkmıştık. Koşarak okula doğru gitmeye başladık.

~~
  Okul bahçesine gelmiştik ve çıkış zilinin çalmasını bekliyorduk.

2 dakika sonra çıkış zili çaldığında hemen kapının yanına geçtik. Ezilmek istemiyorduk.
-"Nerede bu kız ya?"
-"Hyun Ji zil yeni çaldı. Gelir birazdan."

Hyun Ji ofladığında Jungkook görüş açıma girmişti. Arkasında ise ona doğru koşan Kwon Soo Ah vardı. Hyun Ji koşarak Soo Ah'ın kolundan tutmuştu. Ben de derin nefes alarak Jungkook'un yanına gidip onu durdurmuştum.

Jungkook beni görünce gülümsedi.
-"Selam."
-"Sana da selam. Şey.. Jungkook biraz konuşabilir miyiz?"
-"Ah, tabii."
Jungkook önden giden arkadaşlarına eliyle işaret yaptığında bana yeniden döndü. Bu galiba 'gidin siz' anlamında bir işaretti.

Jungkook'la beraber okulun yan tarafına geçip bir banka oturmuştuk. Nereden başlayacağımı bilmiyordum. Jungkook sorar bakışlarla bana baktığında derin nefes alıp konuşmaya başladım.

-"Şey, Jungkook. Hani ben hastaneye kaldırıldım ya. Hastaneye kaldırılmadan önce beni ne zaman, ne yaparken ve nerede gördün?"

Jungkook bir kaç saniye düşündükten sonra bana geri döndü.

-"Sen okula geleli henüz bir hafta bile olmamıştı. Hyun Ji ile anlaşıp beni bir sınıfa çağırmıştınız. Bana beyzbol sopasıyla vurup kaçmıştınız ancak sen kaçamamıştın. Revirin orada seni yeniden yakalamıştım. O sırada bana vurup kaçabilmiştin. Daha da senden haber alamadık."

-"NE?! O kadar kısa mı? Ah, Tanrım! Bu imkansız! Cidden o şeylerin hiç biri yaşanmadı mı?! Ağlamak istiyorum!"

-"Cırlama. Kulaklarım kanayacak. Hem başka bir şey demeyeceksen gideceğim. Soo Ah beni bekliyor."

Jungkook'un kolundan tuttum.

-"Gerçekten, hiç bir şey hatırlamıyor musun? Seninle sevgiliydik. Bu da mı yaşanmadı? Kwon Soo Ah beni boş sınıfta dövmüştü. Beni aramıştınız. Bu da mı yaşanmadı?"
-"Reika. İyi misin? Senin için psikolog randevusu alabilirim."

Jungkook gidecekken önüne geçip onu durdurdum.
-"Ya! Bu kadar kolay vazgeçmeyeceğim. Bunlar yaşanmış olmalı. Bir çözüm yolu olmalı. Jungkook, bir ay boyunca hep pratik yapmıştın. Senden kaçmıştım. Okulda Soo Ah ile olan fotoğrafını yaymıştım. Seninle sevgiliydik. Hatırlamıyor musun?"

Jungkook yüzünü ekşiterek konuştu.

-"Sen cidden delirmişsin Reika. Sen yalnızca okuldan bir arkadaşımsın. 2 günlük."
-"Ama nasıl olur? Arkadaşınla beraber beni aradınız hep. Hatırlamıyor musun?! Adı Sehun'du."
-"Ne saçmalıyorsun? Onu nereden tanıyorsun?"
-"Of, delireceğim!"
-"Delirmişsin zaten. Çekil şuradan."
-"J-jungkook..."

Jungkook eliyle beni ittirip gittiğinde yalnızca arkasından bakmakla yetinmiştim.

-bölüm sonu-

HIDDEN 2 | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin