5. BÖLÜM

178 15 2
                                    

    Otobüs durağında saatlerdir bekliyordum ama otobüs bir türlü gelmiyordu. Beklemekten ağaç olup kök salmıştım resmen ama ne yazık ki bir sonuç yoktu. Ya ben geç geldim ya da otobüs geç kaldı. Büyük ihtimal ben geç geldim durağa. Mecburen taksi çağırdım ve psikologun özel kliniğine doğru yola koyulduk. Taksi parası cüzdanımdaki paranın yarısını almıştı.

   

   Girişteki sekretere geç kaldığımı söyleyerek geçen randevuya girmeyi başardım. Girdiğimde doktora morgdan çok korktuğumu, morg hakkında bir şeyler düşündüğümde hiçkimseyi duyup göremediğimi ve bir gün morgun kapısının önünde dalıp gittiğimi arkadaşımın bana seslendiğini ve benim duymadığımı, önüme geçtiğini ve benim onu görmediğimi, o bana dokununca kendime geldiğimi söyledim. Doktor içten içe kendi kendine söylenip duruyordu –galiba bana sövüyordu- . Bana birkaç resim gösterdikten sonra bilgisayarına bir şeyler yazdı ve bir dahaki randevu tarihini sekreterden almamı ve geç kalmamamı söylemişti –ukala şey-.

    Burnumda bir kaşıntıyla uyandım. Kadir başımda dikiliyordu ve elindeki tüyü -en sevdigim kalemimin arkasindaki tüyü- burnumda gezdiriyordu. En sonunda beni uyandırmayı basardi ama ne yapabilirim uyumayi çok seviyordum. Benim canım oğlum Kadir -herzamanki gibi- acıkmıştı ve buzdolabında hiçbirşey yoktu.

    "Küçük kurbağa, küçük kurbağa kuyruğun nerede" arabadaydık, markete doğru gidiyorduk ve -resmen haykırarak-  küçük kurbağa şarkısını söylüyorduk. Marketi gördüğümüz anda ikimizde "oleeey!" diye bağırdık ve sonra kahkalara boğulduk.

    Otoparka arabamızı park ettikten sonra markete girdik ve hemen bir sepet kapıp alışverişe başladık. İkimizde alışveriş yapmayı çok seviyorduk ve bu beni çok mutlu ediyordu.

    Evin ihtiyaçlarını aldıktan sonra Kadirin en sevdiği bölüm olan abur cubur bölümüne geldik. Kadir çikolatayı çok seviyordu ama sara hastası olduğu için doktor çikolatalı ürünleri fazla tüketmemesi gerektigini söyledi bu yüzden fazla çikolata almadık ama onun yerine Kadirin çok sevdigi meyveli yoğurtlardan bol bol aldık hem sağlıklı hem de tadı güzel daha iyi bir atıştırma olamaz bence.

   Kasaya doğru yöneldik ve alışverişi böylece tamamlamış olduk. Otoparka doğru  gidiyorduk arabanin bagajini açıp aldıklarımızı yerleştirdik tam o anda arkamdan biri bağırarak adımı seslendi "MELİS!".

Ben ve OğlumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin