6. BÖLÜM

171 15 4
                                    

    Yatağımda uzanıyordum, gerçekten yorucu bir gün geçirmiştim. Birden odaya Seda  girince bir süredir odamdaki avizeyi izlediğimi fark ettim. Seda elinde koca bir bardak sodayla yanima geldi, sodayi o kadar yüzüme yaklaştırdı ki sodanin içindeki pipet burnuma girdi ve bi anda kahkahalara boğulan Seda'nın yüzüne saf saf bakmak zorunda kaldım.

    Seda, liseden beri tanıdığım çok yakın bir arkadaşımdı. Biz Sedayla her zaman birbirimize kimseye söylemediğimiz sırlarımızı anlatırdık. O benim sırdaşımdı, dostumdu, herseyimdi. Birlikte çok eğlenceli zaman geçirirdik. Seda deli dolu bir kızdı ne yapacağı belli olmazdi ve beni hep güldürmeyi başarırdı. Zaten otoparktayken arkamdan "MELİS" diye ismimi -haykıran- bağıran kişide zaten Sedaymış  -normal bir insan olsa  bunu yapmazdi-.

    "Melis akşam parti var unutma bu yüzden bu sodayı içip midende yer ayırmalısın. Kadirle herşeyi hazırladık biz hadi on dakikaya kadar aşşağıda  ol" diyerek kapıyı örtüp odadan çıkan Seda, beni ve bir bardak sodayi baş başa bırakmıştı. Bir an sodanın canlı olduğunu düşünerek onu içmemeye karar verdim ama sonra onu tek yudumda midemdeki tahtına göndererek terliklerimi giymek üzere yatağımdan kalktım.

    Aşağı indiğimde yemek masasının üstüne en az 30 tane meyveli yoğurt vardı. Büyük bir şaşkınlık içinde masaya doğru yaklaştım. Kadir ve Seda ayni anda "tatatataaa!" diye bağırarak meyveli yoğurtları gösterince gülmeden edemedim.

    Seda dün marketten aldığımız meveli yoğurtları görünce "bu kadar meyveli yoğurtu ne yapmayı düşünüyorsunuz yoksa parti mi var?" deyince Kadir birden "yaşasın meyveli yoğurt partisi" diye büyük bir sevinçle bağırmıştı ve böylece meyveli yoğurt partisi yapacağımız da kesinleşmişti.

   Karnım ağlıyordu ve midem bulanıyordu çünkü tam 10 tane büyük boy meyveli yoğurt yemiştim. Aslında diğerlerinin de benden farki yoktu. Sedayla kim daha  fazla meyveli yoğurt yiyecek diye bir iddiaya girmiştik, Kadir Sedanın kazanacağını söylüyordu -aslında haklı- ama ben tabiki kendimi destekliyordum.

   Bir ara kendi kendime gaz vermeye çalıştığımı fark edip kafayı yediğimi düşünsemde meyveli yoğurt yemeye odaklanıyordum.

   En sonunda ben 10 tane, Seda 15 tane ve Kadir de 5 tane meyveli yoğurt yiyebilmişti yani sonuç olarak Seda kazanmıştı. Yenilmek biraz bozulmama sebep olsada çok eğlendiğim için fazla kafama takmamıştım.

   Şimdi de hepimiz bitmiş bir haldeydik çünkü hem midemiz bulanıyordu hemde tıka basa dolmuştuk. Hep birlikte bir karar verip film izlemeye karar verdik çünkü şuan hareket edemeyecek haldeydik ve film izlemekten başka yapabileceğimiz birşey yoktu. Kadirin çok sevdiği komik animasyon filmlerinden birini açıp hepimiz kanepeler yayıldık ve filmi izlemeye başladık.

    Tam filmin en heyecanlı ve komik yerinde kapı çaldı ve hepimiz birbirimizin yüzüne saf saf bakmaya başladık."Birini mi bekliyordun?" diyen Sedaya "hayır" cevabını vererek üşengeç adımlarla kapıyı açmaya gittim.

   Kapıyı açtığımda karşıma üst komşumuz Nuriye teyze çıkınca içim rahatlamıştı. Nuriye teyze elindeki kocaman bir tabak sarmayı bana uzatarak "gızım yaprak sarıverdim de size de getirem dedim, eee ne demişler biri yer biri bakar gıyamet ondan kopar yavrum. Kadir evladimla yeyi verin hemencecik daha yeni pişti sıcaktır yavrum." diyip gitti. Bende kapıyı örtüp içeri girdim, elimdeki tabağı Seda ve Kadire göstererek üzgün olduğumu belirten bir surat ifadesine büründüm. Seda " keşke o kadar çok meyveli yoğurt yemeseydik yaa" deyince bende "yarın yeriz o zaman napalım" diyerek elimdeki tabağı buzdolabına yerleştirdim.

Ben ve OğlumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin