10. BÖLÜM

125 13 0
                                    

  Sabah yanaklarımda sulu öpücüklerle uyandım. Kadir sol yanağımdan, Seda ise sağ yanağımdan beni öpücüklere boğuyordu. Öpme faslı bittikten sonra ikiside karşıma geçip tatlı bir surat ifadesiyle "Özür dileriz!" diye bağırıp yavru köpek gibi bakmaya başladılar. Tabi bende özürlerini kabul edip onlara kocaman sarılarak yanaklarına sulu bir öpücük bıraktım.

  "Melis ben işe gidicem hadi sende kalk Kadirle kahvaltı yapın ben çıkıyorum. "

  "Kızım senin işin mi varda işe gidiyon?"

  "Ya dün işe girdimyaa. Patron yarın işe başla dedi"

  "Ha doğru ben unutmuşum onu" yerin dibine girdim.

  "Neyse hadi ben kaçar. Dolapta börek vardı onu ısıttım, çayıda demledim hadi inin soğutmayın."

  "Saol, herbirşeyim"

  "Lafı bile olmaz demiyicem çünkü aynısını ileride senden bekliyorum beni işe kahvaltısız göndermezsin heralde."

  "Aman hemen cıvıt zaten."

  "Tamam tamam kızma hadi ben kaçtım."

  "Kaç defa hadi ben kaçtım dedin sayamadım doğrusu."

  "Off Melis bu sefer cidden kaçtım" Sedanin gitmesinin ardından bende Kadire odadan çıkmasını söyleyip gardırobuma doğru uyuşuk adımlar atmaya başladım. Üstüme beyaz bir t-shirt altıma da çok sevdiğim mavi eşofmanımı geçirdikten sonra saçıma saçma bir topuz yapıp mutfağa geçtim.

  " Kadir gel hadi kahvaltıya"

  "Tamam geliyorum" canım oğlum her zaman lafımı dinler. Dolaptan peynir, zeytin ve reçeli çıkartıp masaya koydum. Anne oğul kahvaltimizi yaptıktan sonra beraber dışarıda kısa bir yürüyüş yaptık.

6 saat sonra

  İzlediğimiz çizgifilme o kadar çok dalmıştık ki Seda zile basınca korkudan çığlık attık ama bu çığlıklar yerini kahkahaya bıraktı.

  "Ooo Seda hanım hoşgeldiniz, şeref verdiniz"

  "Dalga geçme be Melis zaten öldüm bugün."

  "Ee noldu anlat bakıyım. Patron iyi birimi, iş arkadaşların nasıl davrandı sana?" Önce koltuğa iyice yayıldıktan sonra anlatmaya başladı:

  "Bütün şirketin bütün odalarını teker teker gezdirdiler bütün çalışanlarla tek tek tanıştırdılar. Çok sinir bozucu ve yorucu bir gündü."

  "İlk günden böyleyse sen ayvayı yedin vallaha."

  "Yani biraz öyle gözüküyor. Şşt Kadir, ablaya hoşgeldin yokmu?"

  "Hoşgeldin Seda abla. Oyun oynayalım mı?"

  "Olur ablacım söyle hangi oyunu oynayalım."

  "Ben doğruluk cesaretlik diye bir oyun duydum onu oynayalım mı? Annemde bize katılsın."

  "İyi peki madem oynamak istiyorsun oynayalım. Hadi koş bir su şişesi al mutfaktan" Kadir mutfağa gidince Sedanın yanına iyice yaklaştım ve kulagına fısıldayarak,

  "Seda Kadir bu oyunu babasını sormak için oynuyo."

  "Aa ciddimisin? Sende tanıştırsana çocuğu babasıyla."

  "Onur çok fazla içiyo bilmiyo musun? Ya Kadir'e bişey yaparsa. Bunca yıldır arayıp sormadığına göre görüşmek istemiyo."

  "Ya zaten biz Kadir için gidiyoruz. Kadirin yanında sen varsın, bende gelirim hiçbirşey yapamaz. Üzerinden 7 yıl geçmiş belki değişmiştir."

  "Sanmıyorum ama dediğin gibi olsun. Ben internetten arkadaşlara numarasını sorarım." Kadir şişeyi getirdi. Bizde yere oturduk ve şişeyi çevirmesini bekledik. Kadir çevirdi ve -ne tesadüf- soru Kadir'e cevap ise bana geldi. Cesaretlik yapacak halim olmadığı için doğruluğu seçtim.

  Kadirin soracağı soruyu bekliyordum. Avuç içlerim terlemişti ve hiç beklemediğim bir soru sordu:

  "Anne babama aşık mıydın?" O an nefesim kesilmişti ne cevap vereceğimi bilmiyordum ve artık kadire herşeyi anlatmaya karar verdim.

  "Biz babanla lisede tanışmıştık. Evet ben babana aşıktım ve babanda bana aşıktı, en azından ben öyle sanıyordum. Ben üniversiteyi bitirmişim ama o üniversiteye gitmedi ama ben yinede onu kabul etmiştim. Sonra evlenme kararı aldık. Onun ailesi onaylasada benim ailem onaylamadı. Kızım sen üniversite mezunu iş sahibi kızsın ne yapacaksın işsiz adamı diyip izin vermiyorlardı ama ben birkaç ay dil döküp kabul ettirdim. En sonunda evleniyordum hemde sevdiğim adamla. Mutluydum. İstediğim gibi bir düğün olmasada mutluydum. Evlenip ayri eve geçtikten bir yıl sonra Onurun yani babanın gerçek yüzünü görmeye başladım hergün kendine daha fazla özen gösteriyor ve işi olmadığı halde hergün dışarı çıkıp eve geç geliyordu. Bende doğal olarak artık şüphelenmeye başlamıştım. Babanın beni aldattığını düşünüyordum ve her geçen gün şüphelerim atıyordu. En sonunda baban beni aldattığını itiraf etti. Tabikide ondan ayrılmak istedim ama bana şiddet uyguladı ve beni odaya kitledi. Hergün eve içip geliyordu. İşte o zaman aslında babanın bana aşık olmadığını ve benimde ona olan aşkımın nefrete dönüştüğünü anladım. Birgün o sarhoşken senide alıp evden kaçtım. Avukat bir arkadaşım sayesinde ayrılma süreci fazla uzamamıştı. Sonra bankada biraz birikmiş paramın üstüne Seda ablanın desteğiyle bu evi aldım ve seninle burda kendimize mutlu bir hayat kurmaya soz verdim."

  Sedanın gözleri dolmuştu. Sırtımı sıvazlayıp "ben herzaman senin yanındayım" dedi bu beni mutlu ediyordu herzaman. Kadir şok olmuş bir halde bana bakıyordu ve birden sıkıca bana sarıldı.

  "Kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim anne söz veriyorum."

  "Bende söz veriyorum oğlum bende...."





Ben ve OğlumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin