Minik Taehyung, soğuk bir kış gününde Jungkook'un hayatına girmişti. Güzelliğiyle onun hayatına renk katmış ve kalbini ısıtmayı başarmıştı.
O zamanlar, fazlasıyla küçük olduğundan olanları tam olarak hatırlamıyordu genç oğlan ama bildiği bir şey varsa, o da Taehyung'un ailesiyle birlikte evlerine ilk geldiği anı, asla zihninden çıkaramayacak olmasıydı.
Jungkook tek çocuk olduğundan her dediği yapılan bir şekilde yetişmişti. Ailesi onun mutlu olması için, ellerinden geldikçe ona istediklerini vermeye çalışmıştı.
Fakat bir süre sonra, Jungkook ailesinin bu tavırlarından yüz bularak, her ne kadar sevimli ve söz dinleyen bir çocuk olsa da şımarıklığı daha ağır basmaya başlamıştı. Eline geçen her fırsatı kullanıyor ve dediğini yaptırıyordu. İstediğini elde edemeyince ise sinirleniyor ve saatlerce ağlıyordu.
Bayan Jeon, her zaman geniş bir aileye sahip olmanın hayaliyle yaşamış ve Jungkook'un değişmeye başlayan tavırlarıyla birlikte, bir kardeşe sahip olursa eğer böyle davranmaya son vereceğini düşünmeye başlamıştı.
Başta Jungkook'un kardeşi olması konusunda ne düşüneceğinden emin olamamıştı çünkü apaçık ortadaydı ki, Jungkook tüm ilginin kendi üzerinde olmasından oldukça memnundu.
Fakat bundan birkaç ay sonra hamile kalmasıyla, aklındaki soru işaretleri bir anda yok olmuştu. Tek odaklandığı şey, aldığı çocuk haberinin mutluluğunu yaşamak olmuştu.
Jungkook bu sırada 3. yaşının sonlarına yaklaşmaktaydı. Yeni bir kardeşe abilik edebilecek kadar büyümüştü ve Bayan Jeon onun, kendi kardeşine kötü davranacak bir abi olmayacağından emindi. İsteyip istemeyeceğinden emin değildi ama en azından, Jungkook'un iyi bir abi olma potansiyeline sahip olduğu konusundaki hislerine güveniyordu.
Öyle de olmuştu. Tabi tek farkla... Jungkook kendi öz kardeşine değil de, kaderin onlara oynadığı oyunla birlikte hiçbir kan bağı bulunmayan Taehyung'a abi olmuştu.
Bay ve Bayan Jeon, hayatlarının en lanetli günü olarak adlandırabilecekleri günde, minik Taehyung'u bulmuşlardı.
O gün Bayan Jeon, yüzünü bir kez bile göremediği minik bebeğini cennete uğurlamasının acısını yaşamaya devam ederken, başka bir çocuğa sahip olmuştu.
Tanrı, ondan bir çocuğunu almış ama yeni bir tanesini karşısına çıkarmıştı.
Evleri şehirin merkezinden biraz uzakta kalan çift, eve geri dönüş yolunda kesinlikle bir bebeğe rastlayacaklarını düşünmüyorlardı. Fakat orman yolundan geçerken gelen ağlama sesleri Bayan Jeon'un dikkatini çekmiş ve eşinden arabayı durdurmasını istemişti.
Bu yoldan fazla insan geçmezdi, bu yüzden gelen ağlama seslerini tuhaf bulmuştu. Üstelik gelen sesin büyük birine ait olmadığı aşikardı. İçinde büyüyen merak duygusuyla, kontrol etme gereği duymuştu.
Arabadan inip düz yolda ilerlerken, etrafına bakınmaya devam etmiş ve ardından gözüne, beyaz battaniyeye sarılmış minik beden çarpmıştı.
Başta gördüğüne inanamıştı genç kadın. Kim çocuğunu bu soğukta, umursamazca ormanın ortası sayılabilecek bir yere normalmiş gibi bırakabilirdi ki ?
Yaklaşıp minik bebeği kucağına aldığında, bir not ya da herhangi bir şey bulmak umuduyla etrafına bakınmaya devam etmiş ama sonuç olarak bir hiçle karşılamıştı.
Bu sırada eşi yanına ulaşmış ve dolu gözlerle bebeğe bakmaya devam eden kadının üzerinde gezdirmişti bakışlarını. "O çok küçük. Onu nasıl burada ölüme terk edebilirler ? Hiç mi vicdanları yok bu insanların ?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dare For More | TaeKook
FanficMini minnacık bir Taehyung gelmiş, Jungkook'un kalbinin üzerine konmuştu...