| Artık Anlıyorsun

5.5K 613 468
                                    

Jungkook o gün, neden o kadar sinirlendiğini gerçekten bilmiyordu. Sadece küçük kardeşini koruma içgüdüsüyle hareket ediyordu. Evet, tüm olanlar bundan ibaretti. Tüm bu ani davranış değişiklerinin altında başka bir sebep aramaya gerek yoktu.

Sinirlenmişti çünkü Hyung Shik'i tanıyordu. Onun nasıl biri olduğunu biliyor ve bu yüzden Taehyung'a yanaşması ihtimali düşünmek bile kanının kaymasına neden oluyordu. Sinirlenmesi için geçerli olan bir sebep ise, o gün mağazada küçük kardeşine o kadar kızmasına rağmen, yine de o formayı almış olmasıydı. Cidden, son günlerde sabrının sınandığını düşünmeden edemiyordu.

Bu zamana kadar farkına varması zor olmuştu belki ama şu an oldukça iyi biliyordu ki, sevgili kardeşi gün ve gün o içine sığındığı kabuğundan biraz daha uzaklaşıyor ve kendinden beklenmedik bir şekilde, etraftakilerin dikkatini toplamaya başlıyordu. Pekala, bu pek de şaşıralacak bir durum değildi. O hep, dikkat çeken bir çocuk olmuştu fakat eskiden bu ufak ayrıntıları ve ona ilgiyle bakan gözleri umursamayan Jungkook, neden birden bire umursamaya başlamıştı ?

Kendine anlam veremiyordu, fakat Taehyung'a da anlam veremiyordu. Hala daha abisine soğuk davranmaktan vazgeçmemişti. Bu küskünlüğün gereksiz yere fazlasıyla uzadığını düşünüyordu. Taehyung'la arasının düzelmesi için bu 1 hafta boyunca yapmadığı şey kalmamış, fakat tüm çabaları bir hiçle sonuçlanmıştı.

Taehyung gerçekten inatçı bir karaktere sahipti. Hırslandığı ya da sinirlendiği bir durum söz konusu olduğunda, kimse ona sözünü geçiremiyordu.

Yorulmuştu, Jungkook. Bir zamanlar gözünden bile sakındığı kardeşiyle böyle bir duruma düşmüş olmak, içini acıtıyordu.

Bu sıralar Taehyung'a o kadar odaklanmıştı ki, başka bir şey düşünemez olmuştu. Hye Jin ve arkadaşlarını görmesinin üzerinden birkaç gün geçmişti. Birçok kez buluşmak için plan yapmışlar fakat Jungkook hiçbirine gitmemişti.

Taehyung yüzündendi. Okul başladığında ona fazla vakit ayıramayacağını zaten biliyordu, bu yüzden elini çabuk tutup bir an önce arasını onunla düzeltmek istemişti.

Tüm hafta boyunca Taehyung'un etrafında dolanmış, o nereye giderse onun peşinden gitmiş ve genç olanı bir saniye olsun yalnız bırakmamıştı. Taehyung ise her ne kadar bu durumdan memnun olsa da, duygularını göstermeme konusunda kararlıydı. Korkuyordu çünkü, biliyordu ki barıştıkları anda Jungkook yeniden tüm ilgisini Hye Jin'e vermeye devam edecekti.

Yaptığı şey bencilce gözükebilirdi veya kulağa acımasızca gelebilirdi. Belki de öyleydi, ama kimin umrundaydı ki ? Hep üzülen taraf kendisi oluyordu ve bir kez olsun, Jungkook'un onun ne hissettiğini biraz olsun anlamasını umuyordu.

O gün, alışveriş merkezinde onu kızdırdığına da pişman değildi çünkü her saniyesine değerdi. Abisinin bu güne kadar, hiç bu denli sinirlendiğini görmemişti ama bazı şeyleri anlaması için bunu yapması gerekiyordu. Üstelik Hyung Shik denen çocuğun yanlarına gelmesi işine gelmişti. İtiraf etmesi gerekirse, hoş birine benziyordu ve kendine etmiş olduğu iltifat ile o gün kızarmasına engel olamamıştı. Taehyung ilk defa bir yabancıdan iltifat alıyordu ve hoşuna gitmediğini söyleyemezdi.

Üstelik, Jungkook'un etrafındaki insanların dikkatini çekebilmek demek ona bir adım daha yaklaşması demekti. En azından okul ortamında ondan uzak durmak zorunda kalmaz ve ortamı bahane ederek onun yanında kalabilirdi. Tabii, bunun için önce arkadaşlarıyla muhabbet kurması gerekiyordu. Birileriyle arkadaş olmak konusundaki beceriksizliğini herkes biliyordu.

Yarın okul başlıyordu ve açıkçası oldukça gergindi. Lise ortamının, daha önceye göre çok daha farklı olacağını tahmin etmesi zor değildi. Fakat her tipten insanla karşılabileceğini bildiğinden, gözü korkuyordu.

Dare For More | TaeKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin