-Akay DUMAN-Şu son sözüm sanırım Karmen'in biraz sinirlenmesine sebep olmuştu.
"Yürü Kamelya!"
"Karmen dur! Ya kolumu çekiştirmesene bir dur!"
Karmen kardeşini dinlemeyip bana dönerek:
"Gelmiyoruz biz Fransa'ya falan! Alın gücünüzü başınıza çalın! Ne demek ya Fransa! Biz bütün düzenimizi, hayatımızı hiçe sayıp bir de yaşadığımız yerden mi olacağız? Hah! Görülmüş iş değil!"
Sinirlenmeyeceğim.
"Aferin bu deneyleri çocukların üzerinde uygularken çok güzel düşünmüşsünüz ama bir detayı atlamışsınız hanımefendi! Bu çocukların hayatları! Kusura bakmayın fakat biz birer kobay faresi değiliz, öyle istediğiniz gibi bizi alıp bir yere götüremezsiniz. Bizim burda bir düzenimiz var. Şu salak saçma deney muhabbeti yüzünden evimden, işimden olamam ben!"
"Bizim zaten bir düzenimiz yoktu abla."
"Ne demek yoktu Kamelya? Bir evimiz var, bir-"
Sanırım artık el atmalıydım. "Artık yok."
"Ha?"
"Evinizi size biz ayarlamıştık. Şimdi de geri aldık. Eşyalarınız toparlanıp arabaya yerleştirildi bile."
Aslında bunun bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Zorlanacağımı biliyordum ama bu kadarı bana da sürpriz olmuştu. Ve şu an sabrımın son kırıntılarını harcıyordum.
"Yani bu kadar zaman bütün hayatımız sizin elinizde oyuncak mıydı? Bir insanın duyguları, düşünceleri hiç mi umurunuzda değil? Bu kadar mı sarmış gözünüzü yetenek hırsı?"
Şu an o sabır kırıntılarımın üstünde geziniyorlardı fakat pes etmeyecektim.
"Kızlar ister inanın ister inanmayın ama benimle gelmek zorundasınız. Öyle ya da böyle. Benimle geleceksiniz. Ve Karmen, lütfen bir durup düşünür müsün? Çünkü şu an gerçekten saçmalıyorsun."
"Karmen o haklı. Başka şansımız yok. Yaptıkları şey doğru diyemem. Ama şu an biz de aynı şeyi yapıyoruz. Yanlış düşünüyoruz. Buna bir de iyi yönünden bakmaya ne dersin?"
Kamelya şimdi de şirince gülümsemeye çalışıyordu. Ablasını ikna etmek kolay olmayacaktı.
"Artık çalışmayacağız, ev, temizlik, yemek derdi yok, iş, para, pul derdi yok, hem senin en büyük hayalin Fransa'ya gitmek değil miydi? Bak hayalin gerçek oluyor işte! Ve maalesef ki içimizde güçlerimiz var. Onlarla nasıl baş edeceğimizi bilmezsek bu başka insanlara ve bize zarar verebilir. İnan bana, başka şansımız yok."
Bu kızda gerçekten büyük bir ikna kabiliyeti vardı. Belki gücü bu bile olabilirdi. Nerden vurması gerektiğini iyi biliyordu.
Karmen bir bana, bir de kardeşine baktı. İkna olmuşa benziyordu. Zira biraz daha zorluk çıkarmaya devam ederse kaba kuvvet uygulamak zorunda kalacaktım. Neyse ki biraz sakinleşmişti.
''Pekala. Sırf senin için kabul edeceğim Kamelya. Ama senin üzüleceğin yada zarar göreceğin bir şey olursa gideriz haberin olsun.''
Kamelya sevinçle ablasına sarıldı. Sanırım ikna olmuştu. Kardeşine sandığımdan çok değer veriyordu. Öyle ki, bir kere bile kendi için konuşmamıştı. Bu durum beni mutlu etmişti.
''Merak etme Karmen. Ne sana, ne de kardeşine bir şey olmayacak. Artık gitmeliyiz.''
Kamelya'nın yüzünde anlamlandıramadığım bir sevinç vardı. Sanırım böyle durumlar onun ilgisini çekiyordu. Ya da burdan gitmek. Emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ BERCESTE ~
FantasyFANTASTİK KURGUDUR. Yıl 1980: Dünyada yaygınlaşmaya başlayan çılgınlıklar artık normal karşılanıyordu. Dünya genelindeki en büyük delilik ise bilim adamları tarafından başlatılan garip deneylerdi. Yeni doğan ve yetimhanede yaşayan bütün çocukları a...