30.Bölüm - Minik Pasta Canavarları - Final

11.8K 1K 311
                                    

-Minik Pasta Canavarları-

Hastaneden çıktıktan sonra hep beraber benim evimde Luhan'a hoş geldin partisi yapmıştık. Annemler bütün gün evde çeşit çeşit hazırladıkları yemeklerle bize mükemmel bir gün geçirtmişlerdi. Lezzetli yemeklerden yiyip pamuk şekerimi kucağıma aldım.

"Tanrım onun kız olmadığından emin misin Soo, bakar mısın şunun güzelliğine." Luhan beyaz bir cilde, pembe minicik dudaklara sahipti. Kirpikleri yanaklarına değiyor gözlerinin için parıl parıl parlıyordu. Bebeğim diye demiyorum o mükemmeldi.

"Evet, annesine çekmiş." Yixing yüzünü buruşturup bir bana bir Luhan'a baktı.

"Sanmıyorum gözlerinin iriliği ve beyaz teni dışında senden hiçbir şey almamış bence." Gözlerimi devirme istediğimi geri çevirdim ve Yixing'i geride bırakıp Luhan'ı emzirmesi için sütannesine verdim.

"Sehun da sana çekmemiş baksana doğduğundan beri bir kez olsun güldüğünü görmedim. Wufan gibi suratsız." Yixing kucağında kaşları çatık bir halde uyuyan Sehun'a bakıp yüzünü buruşturdu.

"Sen benim oğluma suratsız mı diyorsun?"

"Sizin sorununuz ne? Tartıştığınız konuya bakar mısınız?" Baekhyun araya girip, bizi yaptığımız yanlıştan kurtardı ve kendimize gelmemizi sağladı. Tanrım neler söylüyorduk ikimizde saçmalamıştık.

"Oh! Özür dilerim Soo saçmaladım." Yixing kucağında mışıl mışıl uyuyan Sehun'u Baekhyun'a verip bana sıkıca sarıldı.

"Bende özür dilerim Yixing sadece doğum sonrası stres yaşıyorum." Bende ona sarılıp sırtını pat patladım ve gülümsedim.

4 ay sonra...(Sehun 6 aylık, Luhan 4 aylık)

"Jongin? Jongin kalk sıra sende?" Saate baktığımda gece yarısı 03.02 olduğunu gördüm. Bu, bu gece dördüncü kalkışımızdı. Oğlumuz çok nazlıydı ve sürekli ağlayarak uyanıyor bizi de uyutmuyordu.

"Soo yarın çok önemli bir toplantım var bebeğim." Jongin kalkmamakta direniyordu.

"Jongin yarın Chen'le Minseok'un düğün pastasını yapacağım." Gözlerimi açmaya zorlanıyordum. Bir anne olarak sorumluluklarımı yerine getirmeliydim. Jongin'e döndüğümde çoktan uyuduğunu gördüm. Kendi kendime konuştuğumu yeni yeni anlıyordum. Yataktan kalkıp telsizi kapattım ve bebeğimin odasına doğru ilerledim. "Luhan bebeğim neden uyumuyorsun?" Beni gördüğünde hemen gülümsedi ve tatlı bir homurtu çıkardı. Aç değildi, altı temizdi ve gazı da yoktu peki neden uyumuyordu?

"Yixing?" Elime telefonu alıp Yixing'i aradım. "Uyuyor muydun?"

"Hayır, Soo uyumuyordum Sehun uyutmuyor." Luhan'ı kucağıma aldığımda susmuştu. Kucağı seviyordu. "Sende mi uyuyamadın?"

"Luhan da beni uyutmuyor ne yapacağız böyle?" Sehun'la Luhan bir aradayken çok güzel uyuyorlardı. Onları aynı yatağa koyduğumuzda bütün gün uyanmıyorlardı ya da huysuzluk etmiyorlardı. Birbirlerinin kokularını ve varlığını hissediyorlardı. "Aklıma bir fikir geldi Yixing?" Yixing heyecanla telefonda cırladı.

"Ne geldi Soo hadi anlat." Telefona esnedikten sonra uykusuz gözlerimi kırpıştırdım ve kucağımda uykuya dalan minik bebeğime baktım.

"Yarın buluşuyoruz ve sana her şeyi anlatıyorum." Telefonu kapatmadan ikimizde bir süre Sehun'nun uyumasını bekledik sonra oda uyuyunca yataklarımıza gidip derin bir uyku daldık. Sabah erkenden Wufan, Yixing ve Sehun'u pastaneye bırakmıştı.

"Sehun'nun kıyafetlerinden getirdin mi?" Yixing bebek çantasından Sehun'a ait bir takım çıkarıp bana uzattı.

"Bunu iki kere giydirdim kokusu sinmiştir. Ne yapacaksın şimdi?" Bende Luhan'nın kıyafetlerinden bir takım alıp ona uzattım.

Strawberry CakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin