Episode Two

2.2K 95 12
                                    

"Demek istediğim şu ki, boş odayı sana verebilirim, öğrenci olduğun için ücret istemiyorum ama bunun karşılığında ev işlerini yapmanı istiyorum."

___

Galiba teklifini kabul edecektin, salak bir kız değildin. Eline böyle bir fırsat gelmişken geri çeviremezdin ama endişelerin tabiki vardı.

"Sana nasıl inanmalıyım. Belkide bir katilsin, ha nasıl güveneyim?"

"Bu gününü benimle geçirirsen nasıl biri olduğumu görürsün."

Suratına dahi bakmadan yerde ki çantasını almış ve yürürken sana seslenmişti.

"Hadi daha fazla bekleyemem, yoksa geç kalacağım."

"Ah şey.. Tamam, geliyorum."

Bir kaç adım arkasından yürüyordun çünkü bu şekilde daha rahat edecektin. O uzun boyu sayesinde büyük adımlarıyla hızlıca yürürken sen ise yanında pıt pıt koşuyordun, içler acısı.

Metroya binmek için durağa geldiğinizi fark ettin. Biraz bekledikten sonra gelen metroya adım atarak bindiniz ama senin biniş kartın yoktu ve ikinci içler acısı.. Senin önünde giden uzun boylu adam geri dönüp kartı senin içinde bastı ve boş bir yere geçip oturdu. Sende onun yanına gitmiştin fakat oturacak yer yoktu, ya ayakta bekleyecektin ya da uzun boylunun centilmen olmasını bekleyecektin. Tercihin tabiki centilmen davranmasından yanaydı ama beklediğin 10 saniye süre içinde her hangi bir hareketlenme olmamıştı, bu nedenle beyninde de boş akil sesleri yankılanıyordu.

Yaklaşık 20 dakikalık yolculukta ne o kalkmıştı ne de sen bir tehlike atlatmamıştın. Hiç olmazsa düşmemiş veya bir sapık tarafından tacize uğranmamıştın, mutluydun. (Topunun canı cehenneme. ^^)

Metrodan inip 5 dakika kadar bir mesafe yürüdünüz, geldiğiniz yere bakınca şaşırmıştın tam ona soracakken söze ilk o başlamıştı.

"Arkanı dön orada bir kafe var sadece 1 saat orada beklemeni istiyorum, şu an acelem var toplantıya yetişmem gerek yanına gelip her şeyi anlatacağım. Anlaştık mı?"

"Peki.."

Endişeli ve hızlı konuşmasına karşı sen onu oldukça sakin cevaplamıştın.

Arkasında onun bedenine oranla küçük kalan bedeninle kalmıştın. O hızlı ve endişeli adımlarını atarken, yerde görmediği taşa takılıp tökezlemişti. Sen buna gülerken arkanı dönüp gözüne ilişen kafeye adımlamıştın.

___

SEHUN

Cidden sürekli uyuyor muydu bu kız, daha bir kaç saat önce uyanmıştı aslında. Tabi ya gece geç saatte uykuya dalmıştı bu yüzden uyuyor olmalıydı.

Hızlıca onun yanına gittim, yanında ki sandalyeyi olabildiğince yavaşça çektim ve oturdum. Uyuyuşunda ki masumluğu fark ettiğimde aklımdan çıkmayan, hazırlamam gereken ders programını unutuvermiştim. Bende onun gibi yasladığı masaya kafamı yaslanmıştım. Galiba tüm gün boyunca onun uyanmasını bekleyene kadar onu izleyecektim..

___

Sen uyandığında karşında minik gözlerini kırpıştırıp sana bakan bir adamı beklemiyordun. Sahi onun adını en kısa zamanda öğrenmeliydin. Sanki, sanki bir hayranmış gibi olduğu yerde kıpırdamadan sana bakıyordu. Bu durum seni gerdiği için bu havayı dağıtmaya ihtiyaç duydun.

"Ne zamandır uyuyorum?"

Aniden sorduğun soruyla transtan çıkmış, kafasını yaslandığı masadan hızlıca çekip gözlerini kaçırarak cevap vermişti.

"Ah.. Şey, mm.. Yaklaşık 2 saat oluyor."

"Neden uyandırmadınız?"

"Gece iyi uyumadığını düşündüm ve ellemek istemedim ve.."
"Ve sen güzel uyuyordun."

Son söylediğini sağ elini ensesine atarak ve gözlerini senden ayırarak söylemişti. Neden böyle davrandığına anlam verememiştin ama bir yandan da bu hali senin kıkırdamana sebep olmuştu. Onu anladığına dair mırıldanırken 2 saat önce aldığın sudan bir yudum aldın ki boğazların kurumuştu.

"Bana anlatacağın şeyler olduğunu söyledin ve kampüse girdin."

Açıklama beklediğini belirtmiştin. Merak ediyordun, nasıl bir insan, öğrenci mi yoksa burada çalışan bir eğitmen mi, sana neden bu kadar hızlı güvendi de bu teklifi sana sundu.

"1 sene önce Kore dil okutmanı olarak bu üniversitede çalışmaya başladım. Ailemi 8 sene önce bir tekne kazasında kaybettim, bu yüzden bu şehirde tek başıma yaşıyorum. Evde sadece yemek yapıyorum, temizlik işlerini yapamıyorum bu yüzden sabah belirttiğim gibi bir şirketle anlaştım ve ücret karşılığında işlerim yapılıyor. Bu da benim için para kaybı, sende durumunu anlatınca ikimizin karşılaşmasının bir kader olduğunu düşündüm, sanki tanrı bizi birbirimiz için yaratmış gibi. Bende neden olmasın diye sana bu teklifi sunuyorum, lütfen iyi değerlendir. Akşama kadar süren var şimdi kampüse geri dönüp bu senenin ders programını hazırlayacağım."
"Lütfen, lütfen iyi düşün ve ikimiz içinde en doğru kararı ver."

Ailesi için üzülmüştün, zor olmuş olmalı.. Vereceğin cevabı ise onu da fazla bekletmeden ve strese sokmadan şimdi verecektin.

"Kararım çoktan belli.."

"Yani? Benimle yaşayacak mısın?"

"E-evet, seninle yaşamayı şartların karşılığında kabul ediyorum."

.......

Haay evribadi!
İşleri fazla karıştırmadan devam etmek istiyorum ama baştan savma olsun da istemiyorum. Umarım iyi devam eder. 🙏

Haydi gudbay👋🏻







|My Husband| \Sehun OC\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin