day one/pink area

287 52 11
                                    

Bundan sonra bölümler biraz daha uzun ve Hoseokla ilgili olacak.Bu yüzden biraz geç gelebilir.

Yorumlarınızı esirgemeyin 💜
---------

Hoseok Yoongi uyuduktan sonra saatlerce ona sarılıp ağladı.Daha söyleyemediği birçok şeyi söyledi ve söz verdi.Onları kurtaracaktı.İşte bu yüzden,elleri titreyerek şatonun en karanlık koridorların birindeki kapıyı çaldı.

Kapı kendiliğinden açıldığında,çekingence içeri girdi Hoseok.Gittiği büyücünün odasından pek bir farkı yoktu aslında.Hiç güvenmiyordu.Belki Yoongi uyanmayacak,hiçbirşey düzelmeyecekti.Ama yapabileceği tek şey de buydu.

Kadının çatallı sesi yeniden kulaklarına doldu.

"Hoşgeldin Hoseok.Seni bekliyordum."

"Ne yapmam gerekiyor?"

"Otur."

Hoseok sessizce oturup öfke dolu gözlerini büyücüye çevirdi.Mumların ışığı göz rengini iyice belli ediyordu.

"Prens Yoongiyi uyandırmak için bir haftan var.Sadece bunu umursadığını biliyorum."

Kadın gencin bir tepki vermesini bekledi.Dikkatlice onu dinliyordu.Hiçbirşey duyamadığında,yeniden konuşmaya başladı.

"Birinci gün için,pembe bölgeye gitmelisin.Daha önce hiç gittin mi?"

"Hayır."

"O zaman çok dikkatli olmalısın Hoseok.Yanındaki değerleri şeyleri bana bırak.Çoğunu çalmaya çalışacaklardır.Aynı zamanda broşunu da.Giyinişin asil olduğunu belli ettiğinden dikkatlerini çok çekersin."

"Asıl konuya gelir misin artık?"

"Bölgenin bir yöneticisi var.Yeşil kalpli olmaya çabalıyor.Benim sana verdiğim büyüyü ona götüreceksin,o da sana ihtiyacım olanı verecek."

Eline eski bir kağıt buruşturdu.Kahverengi saçlı gencin gergin olduğu çattığı kaşlarından,alnında parlayan terlerden belli oluyordu.Ayağa kalktı,gidecekti ki büyücünün sesi onu durdurdu.

"Cebindeki kolyeyi bana ver Hoseok."

Hoseok yavaşca arkasını döndü.Cebindeki kolyeyi nasıl görmüştü ki?Yoongi vermişti onu.Ucunda bir güneş vardı.

"Veremem."

"Çalarlar."

"Kimse çalamaz."

Broşunu masaya bırakıp odadan çıkarken kolyeyi sımsıkı elinde tutuyordu.Yoongi için, hayatının aşkı için herşeye katlanacaktı.

💙

"Taehyung!Seni piç!"

Hoseok pembe bölgeye girer girmez,onun yaşlarındaki bir çocuğun babası tarafından kovalandığını gördü.

Genç korkmuş gibi gözükmüyordu.Aksine gülüyor,buna alışık olduğunu belli ediyordu.Sokaktan geçenler de bunu normal karşılıyor gibiydi.

Hoseok'un kulaklarına hayatında hiç duymadığı küfürler ulaşıyordu.Kapıdan geçtiğinden beri şaşkınlık içindeydi.Bir eli cebinde,kolyeyi sımsıkı tutuyordu.Heryerde kötü bir koku vardı.

"Sen de kimsin?"

"Kırmızı kalpli!"

"Ah selam versene şapşal!"

Kahverengi saçlı genç arkasından gelen seslerle korkarak arkasını döndü.Yine kendi yaşlarında birileri vardı karşısında.Biri diğerine göre daha kısaydı.İkiside karşısında eğilmiş,onun birşey söylemesini bekliyordu.Çekingence elini uzun olanın omzuna koyduğunda ikisi birden hızlıca doğruldu.

The City of Hearts ° sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin