Bu yetenekler bizi güçlü kılar sanmıştım. Ama Ed'i zayıflaştırmıştı. En azından şimdilik. Beni de zayıflaştırmasına izin vermeyecektim, kontrol etmeyi öğrenecektim. Nede olsa, her zaman beni korkutmayı başarabilecek bir Damian olmayacaktı yanımda. Gücümü kontrol etmem gerekiyordu.
➰
Dönüşüm becerimi kontrol etmeyi başaralı bayağı olmuştu. Ben de kendimi normal antrenmanlara vermiştim. Odanın zeminine dokunup kendimi mermere çevirmiştim ve yaklaşık son iki saattir antrenman robotlarıyla dövüşüyordum. Canım acımadan yumruk atmak o kadar zevkliydi ki. Damian'ın kolunda bir kızla odaya aniden dalmasıyla kendime gelene kadar odayı ne kadar dağıttığımın farkında değildim.
Her yerde parçalanmış mankenler ve kırık robot parçaları vardı. Bazı cam duvarlar da çatlamıştı. Kafamı çevirdim ve Damian'a baktım. Şaşırmış gibi görünmüyordu. Ama yanındaki kızın durumu tam tersiydi. Odaya girer girmez elindeki yarısı bitmiş dondurmayı düşürdü.
"Bu kadar saattir burda mıydın dostum, her yerde seni arıyordum." Dedi Damian. Ama bana bu pek de inandırıcı gelmemişti. Elimle gel işareti yaptım. Damian, kıza bir kaç şey söyledi ve sonra yanıma geldi. Esmer kız salondan ağır adımlarla çıktı. O çıkar çıkmaz konuşmaya başladım.
"Beni mi arıyordun, bana daha çok, kız arkadaşınla yalnız kalabileceğin bir oda ararken karşılaşmışız gibi geldi." Dediğimde sırıtmaya başladı.
"Ayrıntılara hiç girmeyelim." Dediğinde ben de sırıtmaya başlamıştım."Aslında çok kolay oldu biliyor musun. Sana söylemiştim zaten onu hoş bulduğumu. O ve arkadaşları öğle yemeğini yerken yanlarına ışınlandım. Ve hemen orda çıkma teklifi ettim. Kız afalladı başta, ama sonra kabul etti." Dedi Damian. Ama bir anda ciddiyetine kavuşarak sordu.
"Ed'in durumu nasıl?""Onu Cooper ile gönderdiğimden beri bilmiyorum. Morgus onunla ilgilenecektir." Dediğimde başını salladı ve kafasını çevirip odaya baktı.
"Dostum, burayı yerle bir etmişsin." Dedi Damian. Ben de gülerek cevap verdim.
"Sabaha önceki halinden bile daha iyi olur, gör bak. Şehrin en ayrıcalıklı yerindeyiz." Dedim.Damian "Yani istediğimizi kırıp dökebiliriz." Diye cevap verdiğinde afalladım.
"Onu demek istememiştim. Yani-"
"Yok, gerçekten, bir şeyler kırıp döksek iyi olur bence. Ne dersin?" Damian gerçekten bunu istiyor gibiydi.
"Ben son saatlerimi zaten böyle geçirdim ama sen istiyorsan sıkıntı olmaz."Damian yerden kırık bir beton parçası aldı. Bana doğru uzattığında, ne demek istediğini anlamıştım. Beton parçasını elime aldım ve beton parçası, aynı renk olan elimde sanki kayboldu. Damian'a baktım. Karşıma geçti ve kendinden emin bir şekilde konuştu
"Vur bana.""Yok artık." Diye cevap verdim. Gerçekten ona vurmamı mı istiyordu? Bu kadar deli miydi?
"Hayatta olmaz." Diye cevap verdim. Damian'ın yüzü buruştu.
"Vurabileceğinden emin olsam senden bunu istemezdim. Şimdi, vur bana." Dediğinde kendime gelmeye başlamıştım.
"Diyorsun?" Diye cevapladığımda ağzı kulaklarına vardı.
"Diyorum. Vur bana." Der demez çenesinin sağ tarafına bir kroşe gönderdim ama yumruğum havaya karıştı. Damian önümden bir anda yok olmuştu. Arkamdan bir tekme hissettim. Vücudum betondan olduğu için canım acımamıştı ama dengemi kaybetmeme yetmişti."Demek öyle." Dedim ve bir anda arkamı dönüp tekme attım. Ama bir öncekinde olduğu gibi, ayağımı boşa sallamıştım. Bir anda arkamda bir şey hisseder gibi oldum ve Damian'ın kolunu tam yumruk atacağı sırada tuttum ve onu geriye ittim. Benden bunu beklemiyor gibiydi ve gülümsedi. Bir anda bana doğru atıldı ve ben de savunma pozisyonumu aldım. Ama önümden kayboldu. Ve anında sol tarafımdan büyük bir darbe yedim ve yere kapaklandım. Ne olduğunu anlayamamıştım, Damian nasıl o kadar sert vurabilmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Gifted
Science FictionÜçlemenin İlk Kitabı//Uyandınız, ve adınız dışında hiç bir şey hatırlamıyorsunuz. Bir denek gibi beyaz odalarda tutuluyorsunuz, size istedikleri şeyi enjekte ediyorlar ve hareketlerinizi ölçüyorlar. Ve bunun nedenini anlıyorsunuz. Siz özelsiniz. Öze...