Yorumlarınıza ihtiyacım var...
4. BÖLÜM
Akdeniz Anadolu Lisesi
Pazartesi sabah erkenden tüm aile arabadaydılar. Yola koyuldular yaklaşık üç saat sonra okulun olduğu Adana’nın Karataş ilçesine varmışlardı. Okul Karataş’ın iki kilometre batısında sahilde kuruluydu.
Okan okulu görmek için sabırsızlanıyordu. Her yerde okulun tabelasını arıyordu. En sonunda yüksek taş duvarlarla çevrili okulun tabelasını gördü. Tabelanın altındaki ağaçlı yola saptılar. Güvenlikten de geçerek arabayı okulun otoparkına bıraktılar. Bir yanında birkaç çınar ağacı ve deniz ,öbür tarafında ise birçok çınar ağacından oluşmuş bir arka bahçe duruyordu. Karşılarındaki koyu renk taş binanın ihtişamı herkesi büyüledi.
İçeri girdiklerinde kendilerini sola doğru genişleyen yeri beyaz mermer döşeli çok geniş bir hol karşıladı. Tavan çok yüksekti ama yüksekliği göze batmasın diye siyaha boyanmıştı. Aydınlatma ise tam ortadaki altın renkli geniş avizeden sağlanıyordu. Avizenin altına doğru ilerlediler kendilerini yirmi beş yaşlarında gösteren bir görevli karşıladı. Onları hemen konferans salonuna yönlendirdi.
İçerisi dışarının tersine bayağı kalabalıktı. Konferans salonu koltuklar yerine her basamakta uzun koyu renk sıralar vardı. Bir üniversite sınıfını andırıyordu. Yer bulmak umuduyla üst sıralara ilerlediler ve ortalarda bir yerlere oturdular. Çok geçmeden sahneye az önce kendilerine konferans salonunu gösteren kadın çıktı. Genç ve coşkulu sesiyle ‘’Hepiniz hoş geldiniz bu gün sizleri buraya çağırma amacımız öğrencilerin ve velilerin okulumuzu ve bizlerin de sizleri daha iyi tanımamızdır. Hepinize okulumuzu seçtiğimiz için teşekkür ediyor ve sözü okul müdürümüz Murat Karaman’a bırakıyorum.’’ Ön sıralarda oturan öğretmenlerin alkışlamasıyla tüm salonu alkış sesleri kapladı.
Okul müdürü büyük siyah gözleri olan otuz yaşlarında bir adamdı. Kürsüdeki mikrofonu düzeltti ve konuşmaya başladı. ‘’ Tekrardan hoş geldiniz! Burada çocuklarınıza kendi evlatlarımız gibi bakacağımıza emin olabilirsiniz.’’ Okan müdür konuşmaya devam ederken hayallere daldı. Müdür, öğrencileri için idealleri olan disiplinde de taviz vermeyen kuralcı bir eğitimciydi. Okan müdürden çok etkilenmişti. Okula başlamak için sabırsızlanıyordu. Düşüncelerinde buraya gelince alacağı eğitimi, tanışacağı arkadaşlarını, hocaları, yurdu …
‘’Okan hadi oğlum gel’’ konuşma bitmişti. Tüm salon boşalırken annesinin sesiyle Okan irkildi. Kalktılar ve bir öğretmen eşliğinde okulu gezdiler. Yatakhaneler beşer kişilikti , sınıflar kırkar kişilikti. Yaklaşık kırk beş dakika sonra okulu gezmek bitmişti ve yemeğe geçtiler. Yemeği okulun denize bakan terasında yediler. Tüm veliler onar kişilik yuvarlak masalara oturmuşlardı. Okan ve ailesi de oturdular ardından karşılarına anne baba ve iki çocuktan oluşan bir aile oturdu. Okan’ın babası söze girdi ‘’Merhaba, ben Okan’ın babası sizin adlarınız nedir?’’ Okan bundan çok rahatsız olmuştu, okul başlayınca kedine arkadaş bulabilirdi. ‘’Baran ve Arda’’ diyip sustular, ikizdiler ve içlerine kapanık bir halleri vardı. Okan etrafa bakındı aileler ve çocukları oldukça klasiktiler. Garsonlar yemekleri servis etti. Yemek sonrasında tekrar konferans salonuna gittiler herkese kayıt için gereken evraklar dağıtıldı. Kayıt işlemlerinin ardından eve geri döndüler.