3

26 7 2
                                    

Elimde telefonum, hâlâ az önce yaşadığım şeyi düşünüyordum. Garipti. Çok garipti. Şimdi mesaj atmalı mıydım yani? Aniden gelen cesaretle çocuğun hesabına girdim. Mesaj kısmına dokunup parmaklarımı klavyeyle buluşturdum.

Derin bir nefes al, Nevra. Aferin sana. Şimdi içinden geçeni yaz.

Kendimle olan konuşmam bittiğinde atacağım mesaja onun bakabilme olasılığını düşündüm.

"Selam" veya "Merhaba" desem, cevap vereceğini sanmıyordum. Kim bilir kaç kişi bunu yazmıştı da o cevap vermemişti...

Aklıma gelen fikirle yüzümü buruştururken yapacak başka bir şeyim olmadığının bilinciyle aklımdaki cümleyi klavyeye döktüm.

Mesajı gönderdikten sonra çığlık attım. "Tanrım ne yapıyorum ben?"

Kendime biraz sinirliydim. Sanki başka derdim yokmuş gibi çocuğun birine sarıyordum.

Bu yanlıştı. Bu aptallıktı. Ama keyfimin kahyası değil miyim, istediğimi yapmak istiyordum, sonunu düşünmeden.

İç çekip bilgisayarımın başına geçtim. Bir film ya da dizi izleyip kafamı dağıtmak fena olmazdı...

****

Ellerim titriyordu. Lanet olsun, ellerim titriyordu! Yazmıştı. Bana cevap yazmıştı! İçime doğmuştu zaten, biliyordum! Yazdığım mesaja random atmıştı. Bu kadardı. Ama olsundu, değil mi?(!) Cevap vermesi yeterliydi. Mesajı tekrar tekrar okurken telefon elimden düştü ve parçalandı. Telaşla yere eğilip telefonum çalışıyor mu diye bakarken parçalanmış ekranda konuşmamız olduğu gibi duruyordu...

Gözlerime vuran güneş ışığıyla kolumu kendime siper ettim. Tam rahat rahat uykuya dalacağım sırada gözlerim aniden açıldı. Hemen doğruldum. Gözlerimle telefonu ararken bilgisayar masamda olduğunu gördüm.

Orayı hedef alıp koşarasına adımlarken önümdeki terliğe takıldım. İnleyip ayağımı tuttum. Az daha yeri boyluyordum! Sonunda telefonu masadan kapıp hızla ekrana göz attım. Parçalanmamıştı. Üzerinde bir çizik bile yoktu. Hemen şifremi girip telefonu açtım ve İnstagram'a girdim. Mesajlar kısmına kalbim ağzımda atarken girdiğimde mesajımın cevaplanmamış olduğunu gördüm. Elimle yüzüme vurdum. Her şey bir rüyaydı. Hayal kırıklığıyla yüzüm düşerken telefonu yatağa fırlattım.

Bilinçaltım benle oyun oynuyordu.

Sinirle telefonuma göz atıp lavaboya girdim. İşlerimi bitirdikten sonra ne olduğuna bakmadan üzerime bir şeyler geçirdim.

Annemin evde olmamasını fırsat bilip alt kata indim. Maria Abla'nın kapısını çaldım. Kısa bir bekleyişten sonra kapı açıldığında karşımda bir adet pijamalarıyla duran Alara vardı.

Gözlerini ovup "Nevra?" dedi. Şirince gülümseyip "Hadi üstünü giyin de dışarı çıkalım." dedim.

Yavru köpek bakışları atarken "Tamam." deyip odasına gitti. Kabul etmesine sevinip gülümseyerek onu bekledim.

*****

Yağmur hafifçe çiselemeye başlamıştı ve biz deli gibi gülüyorduk. Alara beni komik anılarını anlatarak mutlu etmeyi başarmıştı.

"Hadi herkes sırayla bir şey itiraf edecek."

"Bana uyar." deyip başlaması için ona baktım.

"Bir keresinde küçükken çok çişim gelmişti-"

"Ciddi misin?" Araya kahkahayla girdiğimde kolumu çimdikleyip sözlerine devam etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin