Jungkook'un ve yazarın ağzından
Jimin hyung ile kaldığımız apartmanda duvarlar sesleri biraz fazla ilettiği için dün gece yan odamdan gelen acıyla inlemelerini hâla unutamıyordum.
Yanına bir süre gitmedim çünkü hyung'um kardeşi, annesi veya herhangi bir arkadaşı, fark etmez. Bu tür konularda hassastı ve kendisine yardım edilmesini istemiyordu, önüne çıkan zorluklarla tek başına savaşıyordu. Tabi bunu benim es geçtiğim aramızda kalsın, olur mu?
Bir süre sonra kendimi tutamadım ve hızla odasına gidip kapıyı direk açtım, masasının üzerindeki açık kitaplar ve hâla yanan çalışma masası ışığı çalıştığını belli ediyordu, ama sanırım ağrıdan kendini yatağına atmıştı. Yatağında cenin pozunda uzanıp karnını tutan korumasız minik hyunguna baktı.
Yanına ilerledi ve omzuna dokundu önce.
"Jimin hyung~.. Hey! Jimin hyung!" Ne kadar seslensede sesi çıkmıyordu büyüğün. Ellerini bu sefer alnına çıkardı, Tanrım yanıyordu!
Direk büyüğünün üzerindeki terli tişörtü çıkarttı ve yerine yenisini giydirerek üzerine montunu örttü. Onu kucağına gelin pozisyonunda alarak aşağıdaki arabasına doğru adeta koştu.
15 dakika sonra varmıştı hastaneye, arabayı hastanenin otaparkına park etti ve sürücü koltuğundan inerek arkadaki hyungunu yine kucağına aldı.
Jiminin elleri kucağına düşmüştü ve gözleri baygın, dudakları hafif aralıktı. Titrek bir şekilde konuşmaya çalıştı.
"J-jungkook.. Ç-çok acı- ağh!Büyüğünün titreyen ve acı çektiği belli olan sesini duyunca dahada hızlandı jungkook.
"T-tamam hyung.. geldik b-bak. Geçicek be-bekle."
Otamatik kapı açıldı ve jungkook yardım istedi oradaki çalışan hemşirelerden. "Yardım edin! Lütfen.birisi.yardım.etsin!"
O sırada elindeki kahveyle baş hekim babasının odasından çıkan Taehyung karşısında elinde bir bedenle duran ve nerdeyse ağlıyacak olan, koyu kahve saçları alnını örtmüş , yapılı vücutla birlikte transa girmiş gibi hissediyordu. O çok güzeldi.
Bir süre sonra o beden ona doğru yönelince üzerine soğuk su dökülmüş gibi transtan çıktı. Ne dediğini duymuyordu bile, bir süre sonra aklı tam olarak başına gelince yardım amaçlı karşısındaki adamın kollarındaki bedeni almaya kalktı.
Karşısındaki genç geri çekilince onun kızaran inci gözlerine çevirdi bakışlarını ve rahatlatıcı bir tonda konuşmaya başladı.
"Hadi onu bana ver, ona yardım ediyim. Bak çok acıyor canı, bana güvenebilirsin onu iyileştireceğim."
Jungkook karşındaki güzel adamın söylediği şeylerden sonra kolları arasındaki can çekişen büyüğünü onun kollarına bıraktı ve sedyeyle bir yere götürmesine izin verdi. Taehyung bir yandan yanındaki 2 hemşireye şüphe ettiği şeyi söylüyordu, bir yandan ise ellerini sedyedeki bedenin alnına koymuştu.
"Mide zehirlenmesi olabilir, bu yüzden acele edelim. Midesini yıkamak gerekebilir." diyerek ilerledi ve arkasında şimdiden hayranı olduğu adamı bıraktı.
*****
Nerdeyse yarım saattir hastanenin içerisinde ki bir sandalyede oturuyordu, büyüğü içtiği bozulmuş çilekli yoğurt ve bir saat önce kadar yediği acı soslu tavuk yüzünden zehirlenmişti.
Şimdi ise midesi yıkanmıştı. Jungkook ise dizlerinin üzerine konumladığı dirsekleri ve yüzünü örtücek şekilde kapattığı elleri ile büyüğünün odaya yerleştirilmesini bekliyordu.
"Ihm ıhm.. Park jiminin..?"
"K-kardeşi. Jungkook ben.""Ah peki Jungkook, abinin midesi yıkandı. Yani kendisini şu 1 2 gün içerisinde halsiz hissedebilir. Ona dikkat etmelisin, yediklerine hele. Ve reçetesinde yazan ilaçlardan baş-"
Taehyung'un lafını bölen şey Jungkook'un onun beline hafif bir şekilde sarılmasıydı. Karşısındaki adamın tepkilerini görmezden gelerek kafasını esmer boyuna gömdü. Ve göz yaşları esmer boyunu kutsarken dudaklarının her haraket edişinde esmer boyuna değerek orayı yakmasını umursamadı. 'teşekkür ederim.' diye mırıldandı.
Taehyung ise girdiği transtan çıktığında kollarını garip olsada karşındaki yabancıya doladı, teselli edicekti. Sadece teselli içindi bu sarılma. Fakat içerisinde bir yerlere gömdüğü duyguları dışarı çıkmaya çalışıyor, göğsünü yumrukluyordu sanki.
"Geçti." diyordu. Sonra bir süre sarılmaları devam etti, taaki sol taraftan sahte bir öksürük duyuncaya kadar.
"Ihm ıhm, Taehyung?"
Taehyung amcasının sesini duymasıyla kollarını geri çekti. "Efendim amca? Birşey mi oldu?"
"Evet, hasta Min lee sun. Birkaç şey kaldı bakılması gereken. Gelebilir misin?"
"Ah, tabi. Hemen geliyorum."
Taehyung'un onayını alan adam hastanın odasına doğru yol almaya başlamıştı. Taehyung ise karşında utanmış (?) adamın koluna dokundu.
"Geçmiş olsun." dedi hoş kare gülümsemesiyle. Karşındakini büyüsü altına aldığını bilmeden.
"T-teşekkürler."Ve güzel doktor gitti, Jungkook aklı onda olsada jiminin kaldığı odaya girdi. Birlikte çıkış işlemlerini halledip eve gittiler.
Diğer günün sabahında ilk uyanan Jungkook olmuştu, hyunguna yardım edip hazırlanmasını sağlamış ve birlikte okula gitmişlerdi.
Öğle arası yemek yemek için Jimin hyungla birlikte aşağıya inmiştik, sınav haftası nerdeyse bitmek üzereydi ve Jimin hyung dün gecenin de etkisiyle yürüyen ölü gibiydi. Koluna girip destek olmak istesemde izin vermemişti.
Birlikte üzerimizdeki -genelde jimine olan- bakışlar ile bir masaya yöneldik. Jimin hyungu masaya oturtup yemek sırasına girdim, 2 tepsi hazırlayıp oturduğumuz masaya yöneldim.
Yanımızdaki masadan gelen fısıltıları önemsemeyen bir tek biz miydik? Her neyse.
Elimdeki çubuklarla birlikte kavradığım pirinç rulosunu jimin hyungun ağzına doğru yönlendirdim. O ise benim yüzüme bakıp 1 2 saniye sonra derin bir nefes alarak pirinç kekini yedi. -kesin korkunç bakışlarımdan ürktü-
2 yumurta rulosu, yarım kase pilav ve birazda yosun çorbası içen hyungum sonunda huysuzlanıp kafasını çevirmeye başlamıştı. "Kookie.. yemeyeceğim, doydum. Bana gidip su alır mısın?"
Ağır ağır söylediği şeyle birlikte ayağa kalkarak kantine doğru yöneldim. Ilık bir su alarak geri dönüyordum ki bir kızın çığlığı ile yerimde zıpladım.
"Tanrım! Jimin hyung!"
Oturduğu sandalyeden yere doğru yığılan bedenle birlikte şoka girmiştim. Yanına doğru koştuğum sırada hemen sağımdan jimin hyunga doğru koşan min şerefsiz yoongi benden hızlı davranıp hyungumu yeni gelin gibi kucakladı.
Sonra ise merdivenlere yöneldi, kollarındaki bedenle birlikte koşmaya başladı. "Min yoongi! Benide beklesene be göt adam!"
_______________
Burada kestik ehehhe!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
﹄Notice me│yoonmin│﹃
Fanfiction"Görmüyor musun Min Yoongi..? Senin için atan bu aciz kalbimi görmüyor musun?" Başlama tarihi; 29.05.2018 Bitiş Tarihi; - Yazan; Hurricagus