~XIIII

28 2 26
                                    

İçeride yükselen japon ve koreli melez kızın rap şarkısına karşın vücudumu savuruyordum ki jungkook gelerek yanındaki jungkooklarla birlikte ellerini omzuma yerleştirdi ve sonra ise elleri belime doğru inip beni hafif kaldırarak bir bebeği mama sandalyesine oturturmuşcasına bar taburesine oturtturdu.

Ardından ise saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırarak bir çocuğu tembihlemeye hazırlanır bir biçimde elinin baş parmağını öne çıkardı. Bu porsuk tavşan sürüşü biliyor muydu bilmiyorum ama ben onlardan büyük olduğuma yemin edebilirim.

"Hyung şimdi yerinden kıpırdamada beni bekle olur mu?"

Karşımda onun yanında ve sağında bulunan jungkooklara teker teker bakarak onaylarcasına kafamı hafifçe salladım. Sonra ise dilimi damağıma vurarak bebekler gibi mırıldandım. Jungkooklar hızla gözümün önünden kaybolduğunda oturduğum bar tezgahında geriye yaslanarak geri gelmelerini beklemeye başladım.

Bir süre sonra yaslandığım bar masasında doğrularak altımdaki dönebilen bar sandalyesi sayesinde yeni yıkadığı bardakları kurulayan barmeni izlemeye başladım. Yakışıklı ve heybetlice bir abimizdi. Kollarında tenini bir örtü gibi gizleyen ve binbir anlamı olan dövmeler bulunuyordu. Belki de anlamsızdı kim bilir. Hayıflanarak elimi çeneme koydum ve jungkookların daha hızlı gelmesini umarak onunla sohbet etmeye karar verdim. Yani biraz çekiniyordum ondan çünkü elindeki bardağı sertçe kurulmaya çalışırken bardaktan sanki bardağın bir yakarışı gibi cart cart sesler geliyordu.

Fakat barmen elindeki kurulama beziyle bardağı sertçe ovalaması bittiğinde gördüm ki gerçekten elindeki bardak pırıl pırıl olmuştu. Aynen kafam gibi hehey. aklımdan geçen düşünceler beni güldürmeye yetmiş ve hafifçe kıkırdamıştım. Kaslı adam bana sırıtarak arkasını dönmüş ve geniş omuzlarını ortaya sermişti. Metre ile ölçesim geldi.

Ortamda çalmaya başlayan bir başka sesli şarkıyla birlikte kafamı masaya iyice gömmüş ve ona odaklanmıştım.

"Dostum iyi misin? Soğuk bir su ister misin?"

Adam elindeki pırıl pırıl bardağı buz kovasına daldırdığı kepçe ile buz ile doldurdu ve üzerine yandaki surahide bulunan içme suyundan doldurdu. Ardından önüme itilen su ile birlikte geriye çekilerek doğruldum. İnsan gibi oturmayı başarmıştım.

Öylece masa üzerinde duran ve ışık süzmelerinin sayesinde parlayan bardak ile dudaklarımı büzmüştüm. "Pırıl pırılsın~"

Söylediğim bu cümle sonrası barmen bana dönerek hayretle bakmıştı. "Tamam yakışıklı ve pırıl pırıl birisiyim ama bana yürümek için yaşın biraz benden düşük gibi dostum."

Bardağa ettiğim iltifatı üstüne alınan birisine açıklama yapma gereği duymuyordum. Bu yüzden jungkookları beklemekten sıkılarak ayağa kalkmıştım. Tabi ayağa kalkmam ile birlikte bol kısa kollumun kol kısmı yüksek taburenin koluna takılmış ve beni geri çekmişti.

Yavaşça offlayarak arkama dönmüş ve beni tutan piliçe göz kırpmıştım. Ellerimi sandalyenin üstüne koyarak okşadım ve koluma takılan bölüme eğilerek fısıldadım. "Geri geleceğim güzellik ;)"

Yaptığım hareketleri elindeki bezle izleyen barmen ağzı açık öylece duruyordu. Şoka girmişti belli ki tabiki de önünde böyle bir güzelliği görmeyi beklemiyordu. Güzellik dedim de aklıma yoongi geldim ne yapıyordu acaba. Veya ben niye hala burdayım.

Elimi saçıma atarak barmene bir 'adios' çektikten sonra dışarıya çıktım. Dışarıya çıkmam ile birlikte jungkook'u bir adamla konuşurken gördüm. Bu adamında esmer bir çehresi vardı yüzünü pek seçemiyordum çünkü bir miyop olarak lenslerimi takmamıştım. Yavaşça yaylana yaylana yanlarına yaklaştığımı gören esmer adamdı beni ilk fark eden.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

﹄Notice me│yoonmin│﹃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin