"Görüşmeyeli Nasılsın Jimin? Çok yorgun görünüyorsun." sözlerini söyledikten sonra ellerini yanağıma çıkardın ve orayı biraz baş parmağınla okşadın.
Tanrım.. BU ADAM NE YAPIYOR?!
Transtan çıkmış gibi silkelendim ve yüzümü huylandığım için biraz geri çektim. Yaptığım şey sonucu yüzündeki gülümseme donuklaşırken bu yaptığımı 'yanlış bir hareket yaptım' diye algıladığını anladım.
Rahatsız olmamıştım yoongi sadece yanağım gıdıklanmıştı.
"İyiyim hyung , Teşekkür Ederim. Sınavlara çalışıyorumda ondan birazcık yorgunum."
"Sınavlara çalışan biri olarak iyi eğleniyorsun sanırım. Nasıl geçti geceniz?"
Söylediğin sözlere anlam veremezken kaşlarımı çatıp bunu daha da belli ettim.
"Geçen Sevgilinle gittiğiniz Barı diyorum."
Sevgilimle mi?
Söylediğin şeyden sonra kocaman bir kahkaha patlatmıştım.
"İyi de Hyung benim sevgilim yokki, Hem kim dedi sana böyle birşeyi?"
"Jungkook diyorum Jimin, sevgilin olan Jungkook. Hem kimin dediğinin bir önemi mi var? merak ettim sormaya geldim."
"Ah Hyung! Jungkook benim kardeşim sayılır. Hem sen kıskandın mı?"
Ne saçmalıyorum ben ya.. az önce fırlattığım kalemi alıp stresten sallamaya başlamıştım vericeği cevabı beklerken.
"N-ne kıskanması.. Ben sana birşey sorucaktım. Acaba Yarın akşam boş musun? bir yerlere gidip basketbol veya herhangi bir konu hakkında konuşmak isterim."
Min.Yoongi.beni.randevuya.çıkartıcak.
"T-Tabi. Saat kaçta?"
Sorduğum soru ile birlikte elimi tuttu ve kalemi oynatarak not defterimin köşesine numarasını yazdı. ELİMİ TUTTU. ELİMİ TUTTU. ELİMİ TUTTU. ELİ-
"Görüşürz Jiminie. Mesaj atarım sana saati."
Atarsın tabi 'hyung'.
______
Selam!
Umarım Beğeniyorsunuzdur :3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
