~XIII

14 2 16
                                    

Yarışmanın üzerinden neredeyse 2 haftaya yakın bir süre geçmişti ve seninle iyice yakınlaşmıştık yoongi. okul kapanmak üzereydi ve mezun olmamıza az kalmıştı. benimle okulun kantininde oturup kahve içiyor, boş zamanlarında kampüsün bahçesinde uzanıp kitap okuyordun. ben ise seni çiziyordum. çizim ile alakalı bir bölüme gitmiyordum ama çizimim çocukluktan beri iyiydi.

tepemizdeki güneş sana vururken inatla gözlerini kısmayışın ve eski çağ hakkında bir şeylerin yazılı olduğu kitabına devam edişin... hele kaşlarını çatıp dudaklarını büzüşün çok tatlıydı yoongi! gerçekten öyle güzeldin ki saçların, tenin ve gümüş yüzüklerin güneşin altında parlıyor seni bir melek gibi gösteriyordu.

işte yine güneşli bir günde bahçede oturuyorduk. benim bugün ki derslerim nerdeyse bitmişti. fakat bir dersim ile bir sonraki arasında 1-2 saat bir boşluk olduğu için gitmek istememiştim. senin ise dersin yoktu ama yinede benimleydin. yanına kantinden almış olduğun soğuk içeceği içiyordun. ve yere serdiğimiz büyük bezin üzerinde uzanıyordun. kolların başının altında bir yastık görevi görüyorken bende elimdeki karalama defterime seni çiziyordum.

o kadar dalmıştım ki yaptığım işe yerinden kalkan seni fark etmemiştim. ellerim kağıt üzerinde kayıyor kemikli ve damarlı ellerini detaylandırıyordum. elini bitirdim ve ardından yanaklarına birkaç küçük çil ekledim. o sırada ensemin sağ köşesinde bir nefes ve omzuma değen göğsünü hissettim. ellerim duraksadı ama sen 'devam et' dediğin için akıl sağlığım yerinde olmadığı halde yavaşça devam etmeye başladım.

kalbimin gürültüsünü duymadığını düşünmek istiyordum çünkü deli gibi çarpıyordu. ve ben dışarıya sesinin çıktığını düşünüyordum. o gün orada ben ölmüştüm. nefesin ensemde, üst bedeninin ağırlığı omuzlarımdaydı. dizlerinin üzerinde oturuyordun ve ellerinde bedenimin her iki tarafından destek olurcasına yere yaslıydı. arada çizim ile ilgili bir kaç detay hakkında soru sorup beni sakinleştirmeye çalıştığını düşünüyorum ama emin olabilirsin bu beni daha çok tedirgin etmişti. 

cidden min yoongi! yavaş ve sessiz konuştuğun için olsa gerek hafif çatallı sesinin hala kulağımın dibinde çınladığını biliyor musun? 

sonunda arkamdan çekilip yanıma oturduğunda elimdeki defteri kapattım ve kalemi de tellerinin arasına sıkıştırdım. silgiyi ön cebime koyarak defteri çantama geri koydum. senden seni habersiz çizdiğim için özür dilemem gerekiyordu ve bende öyle yaptım.

"özür dilerim yoongi hyung.." 

senden özür dilediğimde yüzüme kaşlarını çatarak bakıyordun ve ben karşında küçük bir çocuk gibi yerimde büzüşmüştüm. yaptığım şeyi sapıklık olarak algılamanı istemiyordum.

"sana kızdım jimin-ah, evet ama beni çizdiğin için değil. daha önce bana göstermediğin için." 

söylediğin şeyler ile birlikte bakışlarımı yüzüne çıkartmış ve ciddiliğini ölçer gibi yüzünü turlamıştı bakışlarım. birden gülümsemeye başlamanla birlikte rahatlamış ve emin olmak için yine sormuştum.

"cidden mi hyung?" 

"evet jimin-ah~ ama seni affetmemi istiyorsan.." diyerek geldi ve bağdaş kurduğum bacaklarımın üzerine kafasını yerleştirdi ve ellerini üst bacağımın üstüne koydu. "biraz burada yatmama izin ver." 

"p-peki hyung." kekelemek o an benim umrumda değildi. birkaç dakika sonra üst bacağımda olan ellerini çekerek kucağımda olan ellerimden birisini avcunun içine hapsettin. bağ parmağınla okşadın avcumu. çok güzel hissediyordum yoongi. cidden çok mutluydum. 

saçlarının arasına yerleştirdiğin ellerimle onları okşamamı istediğini belirtmiş oldun. ve bende yumuşaçık tutamları yavaş yavaş okşamaya başladım. cidden nefes alamıyorum. nefes alamıyorum.

"jiminie'nin kucağı çok yumuşak~" az önce bana aegyo mu yapmıştın yoongi? kulaklarım kutsandı. gözlerimde biriken yaşları hissediyordum. cidden kendimi kaybedip seni mıncırmamak için zor duruyordum. bu yüzden o gün sadece kocaman bir gülümseme ile senin dizimde uyuyuşunu izledim. tabi bir saat sonra kalkman gerekmişti çünkü dersime gitmeliydim.

ama keşke kalkmasaydın ve biz günün her saati öyle kalsaydık. cidden senin o yumuşak saçlarını her zaman ellerimin altında hissetmek çok isterdim. 

﹄Notice me│yoonmin│﹃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin