"haydi Allison, hala uyanmadin mi!?" diye uyandıran bir annem yada babam yada bir kardeşim olmadigindan telefonumdan gelen rihanna sesiyle uyandim.
"ahhh lanet olsun" diye mirildanirken kalktım ve telefonu susturdum. daha sonra zombi gibi yürüyerek odamin için de bulunan banyoya ilerledim. iceride islerimi bitirip son kez aynaya bakip lanet ettim. saçlarım kabarmisti şimdi bir de duzlestirmekle uğrasacaktim aman ne guzel!
dolabımı açıp kıyafet seçmek uzereyken, telefonum calmaya başladı.
arayan tabii ki de Anna'ydi.
Anna benim icin herkesden daha onemli ve degerliydi ailemden,pardon pardon olmayan ailemden daha yakındı. Ailem ben henuz 2 yasindayken beni teyzeme birakip gitmişler. Şimdi yaşıyorlar mi öldüler mi bilmiyorum ama benim için çoktan olduler. şimdi teyzen nerede diyeceksiniz teyzem geçen yaz iş kazasinda öldü. Onu çok özluyorum bana hep sahip çıktı beni kendi kizi gibi görünüyordu, bütün mirasini bana birakmisti suan oturdugum ev,arabam ve bir çok sey teyzem Angel' e aitti.
yüzümden akan goz yaşları sildim ve dusuncelerimden sıyrılıp calan telefonu actim.
"Anna?" diye sevincle actim telefonu oda sevincle "Allison" diye karşılık verdi.
"hazır mısın Allison? yarım saat içinde seni almaya geliyorum, bugün lise 3.sinifin ilk gunu umarım umursamaz bi şekilde degilsindir" dedi ve cevap bile vermemi beklemeden yuzume kapadi telefonu.
"salak Anna" diye mirildandim ve tekrar dolabın onunde yer aldim.
madem bugün okulun ikk günü biraz şık olmalıyım değil mi? bu sene farklı olsun istiyorum benim için. gerçekten beni seven biri olsun mesela, yataga atmak icin cikmasin benimle gerçekten sevsin sonra zaten gerisi gelir.
gecen sene Boyd
adinda bi çocukla cikiyodum 3 ay falan çıktık gerçekten cok seviyodum onu,onunda beni sevdigine çok inanıyorumdum ki.... parti gecesi beraber olduk. ve gerçek yuzunu gordum o picin. ondan sonra bi kez bile aramadi beni. Her neyse bitti unuttum artik. Bunları düşünürken bi yandan da elime aldigim, yanlari beyaz dantel olan kisa kot sortumu, ustune de gobegimin biraz ustunde olan askılı salaş beyaz bluzumu gecirdim. Sonra da beyaz Converse lerimi giydigim gibi aynanin karsina geçip kendime bi baktim, bence gayet uyumlu,hos olmuştum. Ardından saclarimi da duzlestirmeye başladım. Makyaj yapmayi cok seven biri değilim bu yuzden de Çilekli parlaticimi ve Siyah rimelle yetindim.
--
Anna' yla okulun bahcesine girdigimizde bu okuldan bir kez daha nefret ettim. okulda adi cok bilinen yada az bilinen biri değilim. normal iste..
Anna ile dolaplara doğru yururken salagin teki carpti ve telefonumu yere düşürdü. "ahhh lanet olsun, biraz onune bakamaz misin?!"
diye tısladim bal rengi gözleri ve bi o kadar da yakışıklı ve seksi çocuğa.
"hey hey bana carpan sensin dedi" yerdeki telefonumu alarak
"ben mi ?" diye tekrar tisladim. ve telefonumu vermesi için elimi uzattım ama basarisiz.
telefonuma numarasini yaziyordu yakisikli ukal.
" ne yapıyorsun sen ?"
dedim ve elimi indirdim. "telefon numarami kaydediyorum" dedi ve gülümsedi. tamam kabul gülümsemesi harikaydi. ama çok ukalaydi.
"senden numarani istedigimi hatırlamıyorum ?"
"bende istiyor musun diye sorduğumu hatırlamıyorum" cok ama cok ukalaydi !
"adim justin bieber"
her neyse olayi fazla buyutmemek icin soluk bi şekilde gulumsemeye calisarak "Allison duff" dedim...
burayi okumayacaginizi biliyorum ama okuyun lütfen, zaten kisa. ilk hikayem olduğu için bazı eksikleri olabilir, belki biraz kisa olmuştur ama telefondan yazıyorum. Lütfen bunlari bu seferlik görmezden gelin :) umarım begenirsiniz ilk 5 - 6 bölümü 2 gun içerisinde yazmaya calisicam ki hikaye çabuk gelissin siz de sıkılmayin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Justin'in oyunu
Fanficuzun bir aradan sonra hikaye tekrar sizlerle :) bu hikaye; Allison Duff ile Justin Bieber arasında geçecek olan bir oyun... Diğer okuduğunuz hikayelerden çok farklı olacak. Merak mi ediyorsunuz ? Ee durmayın başlayın o zaman okumaya.. :)