11.bölüm pişmanlık

279 14 3
                                    

sabah okula gitmek için gene uyandım ve her gün yaptığım şeyleri tekrar ettim.

ahh ne kadar sıkıcı her gün aynı şeyleri tekrarlamak..

dar mini kot etegimi ve beyaz salaş yarım bluzumu giydim.  makyajimi da yaptım ve aşağı inip bir şeyler yiyip evden çıktım.

Anna'yi almaya gidecektim, garaja dogru ilerlemeye başlamıştım ki duyduğum korna sesiyle arkami döndüm.

Bahçe kapımın önünde son model bi araba vardı.

bi saniye, bu araba justin'in arabasıydı.

ne işi vardi ki burda?

bu çocugun amacı ne bi anlasam.

"burada ne işin var Bieber? "

diyerek ilerlerdim ve arabadan inmiş olan justinin önünde durdum.

"seni almaya geldim Duff"

dediğinde daha doğrusu sesini duydugumda midem takla atmaya başlamıştı bile.

"güzel, o zaman almadan da gideceksin çünkü seninle gelmiyorum"

dedim kesin bi kararla.

"sana benimle geliyor musun  diye sorduğumu hatırlamıyorum bebeğim "

dedi goz kirparak.

"sor yada sorma kendi arabamla geli-"

"heey beni yere indir, hemde hemen! !"

evet justin beni sırtına aldı...

ve arabaya bindirdi sonra da kendisi bindi ve kapıları kitleyip arabayı sürmeye başladı.  

"sen ne yaptığını sanıyorsun?!"

dedim düz bi şekilde.  ne yalan söyliyim bu davranışı hoşuma gitmisti.

cevap vermedi sadece bana bi 5 saniye kadar baktı ve omuz silkip önüne döndü.

bende göz devirdim ve kafami cama yaslamamla kaldirmam bir oldu. 

"Anna'yi unuttum! evlerine gidip onu alacaktim ahhh, hemen onu almalıyız geri dön justin" tek nefeste cümlemi bitirdim ve justine döndüm.

"sakin ol bebeğim, ben hallettim o işi.Carl'ı onu almasi için eve çoktan gönderdim,her gün onu almaya gittiğini biliyorum "

derin bir nefesle beraber "teşekkür ederim" dedim.içimi rahatlatmıştı.

Eğer Carl'ı gondermeseydi ben ölecektim.

"buna alışsan iyi edersin bebeğim"

dediğinde şaşırmıştım.

"ne yani Carl artık her gün Anna'yi almaya mi gelecek?"

"orası öyle ama alışman gereken o değil, artık seni almaya her gun ben gelecegim"

"kabul etmiyorum"

dedim, aslında naz yapiyodum bende isterdim justin in beni almasını ama işte. ....

----------

dersden sonra Anna'nın sınıfının önüne gittim, beni görür görmez

"Allison neler karıştırıyorsun bilmiyorum ama bu hoşuma gitti,  aman tanrim Carl çok tatlı!"

bu tipi ve konuşması çok komigime gitmisti. "haha bide onu bana sor, artık yeni yol Arkadaşım justin"

"şaka yapıyorsun dimi" dedi ağzı "o" şeklini alırken.

"Hayır ciddiyim."

justin'in anlatimindan;

"dostum eger Allison a karşı bir şeyler hissediyorsan ona bunu soylemelisin" dedi Sam.

"yapamam anlamiyor musun?  benden nefret ediyorken ben ona, onu sevdiğimi söyleyemem"

dedim kısık ses tonuyla artık ciddi anlamda aşık olmuştum. kabul ediyorum.  her an Allison u düşünüyorum,onu kıskanıyorum,  onu özlüyorum.

" Allison senden nefret etmiyor justin,  sadece...Sadece.. bak justin sen ona bi oyun oynadın ve sana böyle davranması çok normal. "

hakliydi.. ben ona bi oyun oynadım lanet olsun ki onunla oynadım.  o kadar pişmanim ki..

"lanet olsun, onunla ne olursa olsun konuşacağım"

"en doğrusu dostum"

Allison un anlatimiyla;

Anna'yla okuldan çıktıktan sonra okulun ordaki bi Cafeye gidip biraz oturduk. sonra da bi taksi çevirip eve doğru gittik Anna benden önce taksiden inmişti. bense yola devam ettim. 2 dakika sonra bende evdeydim.

-------

ustumu giyindim ve cipsimi alıp  yatağıma geçip teen wolf'u açtım.   saat 21.00 di

bi yarım saat sonra zil sesiyle diziyi dondurdum ve kim bu saatte beni rahatsız eden diye söylene söylene aşağı indim.

geldiiiimm diye bagirirken  merdivenin son basamağını da indim.

kapıyı açtım ve karşımdaki kişiyle şoka girdim.  bu saatte ne işi vardi benim kapımda?

vote ve yorumlarınızı bekliyorum... bu arada hikayemi begeniyor musunuz?

Justin'in oyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin