Sonsuz Aşk adlı hikayenin birincisidir.
İlk başta bir aşkın başlayacağı düşünülmüştü.
Ama öyle olmamıştı.
Kim Taehyung'un yeni bir okulda beden eğitimi öğretmeni olmasıyla büyük bir aşkın başlayacağı düşünülmüştü.
Peki ya Kayla'nın gizemli geçmişi...
Sabah uyanıp alarmın çalmadığını anladığımda yandaki komidinin üzerindeki telefonumu elime alıp saate baktım.
Tabi tarih bölümünde "16 Eylül Cumartesi" yazısını görmemle derin bir nefes alıp-vermem bir olmuştu.
Bugün hafta sonuydu ve ben.........erken kalkmıştım.
Kim isterki hafta sonu okulun olmadığı bir gün erken kalkmayı? Kimse....
Belki bir umut uykuya dalarım diye tekrar yastığıma kafamı gömdüm.
Ama yok. Olmuyordu.
Lanet olası uykumdan uyandığımda bir daha uyuyamıyordum.
Aklıma gelen şeyle yatağımdan kalkıp banyoya ilerledim.
Rutin işlerimi halledip odama döndüm.
Saat daha sabah 7'ydi.
Sanırım erken kalkmaya alıştığım için bugün kendiliğimden erken kalktım sanırım. Neyse...
Dolabımı açıp içinden bir tayt ve sıfır kollu tişörtümü çıkardım ve yatağımın üzerine koydum.
Oda biraz havasız gelmeye başladığı için balkon kapısını açtım.
Ardından yatağın üzerindeki kıyafetlerimi alıp üzerime giydim ve saçlarımıda at kuyruğu yaptım. Ayakkabılarımıda giydikten sonra hazırdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eldivenlerimide giydikten sonra telefonumuda şarjdan aldım ve kulaklığımı takıp sessizce odadan çıktım.
Beril daha uyuyordu. Bende uyandıktan sonra endişelenip beni aramasın diye mutfakta masanın kenarındaki kağıt ve kalemi alıp spora gittiğime dair bir not yazdım. Ardından masanın kenarına koydum ve telefonumuda elime alıp evden çıktım.
Spor salonuna kadar yürümeyi planlıyorum. Sabah sabah temiz hava almak iyi hissettirir.
Yavaş yavaş yürümeye başladım. Aklıma müzik açmak gelince telefonumun kilidini açıp müzikler kısmına girdim.
Ne dinlesem acep?? Hımmm.... Buldummm... Telefonumdan Yezi- Solo şarkısını açtım ve yürümeye devam ettim.
Sonunda spor salonuna gelmemle içeri girip etrafa bir göz attım. Önce hangisinden başlasam acaba?
En son boks torbasında vakit öldürücektim o kesin birşey.
Koşu bantlarının yanına gidip boş bir tanesinde yavaş hızda yürümeye başladım.
Gerçi zaten sabahın erken saatleri olduğu için fazla kişi yoktu.
Yavaş yavaş hızımı arttırıp yürümeye devam ediyordum. Müziğe odaklanarak kendimi sanki hiç burda değilmişim gibi düşünmeye başladım.
Kendimi rahatlatmanın en iyi yolu buydu.
Tae'den
Sabahları erkenden kalkıp spora gitmeyi çok seviyordum.
Bunu uzun süredir yaptığım için alışkanlık halinede getirmiştim.
Üzerimi giyindikten sonra ayakkabılarımıda giydim ve telefonumu elime alıp kulaklığımı taktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Not: Bunu aslında Jimin giyiyor. Ama ben takımı çok beğendiğim için burda kullanmak istedim.)
Odadan çıktıktan sonra aşağı indim. Dün Jin hyungun ısrarıyla hepimizde onun evinde kalmıştık.
Sessizce spora gideceğime dair yazdığım notu mutfağa bırakıp yine aynı sessizliğimde evden çıktığımda derin bir nefes verdim.
Eğer biri bile uyansaydı Suga hyung hariç hepsi peşime takılırdı.
Jungkook ve Jimin zaten dünden hazır. İkiside "Kas yapıcam" diye ortalıkta gezinip duruyorlar.
Hayır zaten kasları var. Daha ne istiyorlarsa. Neyse.
Telefonumdan The Script-Hall Of Fame açıp spor salonuna doğru yürümeye başladım.
~~~~~~~~~
Spor salonunun kapısından içeri girdiğimde etrafa kısa bir göz atıp koşu bandına bindim ve yavaş tempoda yürümeye başladım.
Tabi bu sadece başlangıçtı.
Kayla'dan
Tam koşu bandından ineceğim sırada iki koşu bandı yanıma biri gelmişti.
Bakmadan bile birinin geldiğini anlamıştım. Ama umursamadan koşu bandından inip ağırlıkların olduğu yere gittim.
Biraz ağırlık kaldırırken yine o kişi gelmişti. Hemen arkamda olduğunu biliyordum. Ama kim olduğunu bilmiyordum. Aman neyse banane.
Tae'den
Arkamdaki kıza aldırmadan ağırlık kaldırmaya devam ediyordum. Ama gördüğüm kadarıyla baya güçlü biriydi.
Ağırlıkları çok kolay bir şekilde kaldırabiliyordu.
Düşüncelerimi bölen şey kızın biranda arkasını dönmesiydi.
NE!?? O KIZ KAYLA MIYDI!!?? WTF!!
Gözlerimle onu takip ederken kum torbasının karşısına geçip bir süre soluklandı. Elinde eldivenleri vardı zaten.
Beni görmemesi için kenardaki rafların arkasına geçtim. Sanırım görmemişti.
Rafların yanından ona baktığımda derin bir nefes alıp kum torbasına güzel bir yumruk geçirdi.
Tamam biraz korkmuş olabilirim. Çünkü cidden iyi geçiriyordu.
Ama bir sorun var ki. Kum torbasına sert vurduğu için çok ses çıkarıyordu ve ister istemez herkes ona bakıyordu.
Erkekler bile.
Aman banane. Bakarlarsa baksınlar.
Kayla'ya dikkatli bir şekilde baktığımda sanki karşısında bir düşmanı varmış gibi vuruyordu. Sert ve güçlü.
Acaba yanına gitsem mi?
Tam yanına gidecekken aklıma en son yaşadıklarımız gelince duraksadım.
