11. Bölüm

231 22 0
                                    

Kayla'dan

Yorulmuştum.
Bitmiştim.
Tükenmiştim.
Nefes alamıyordum.
Ama devam ediyordum.
Vurmaya devam ediyordum.
Ne bana tuhaf tuhaf bakan insanları ne de yorgunluğumu.
Hiçbirşeyi umursamıyordum.

??
"Yeter artık. Ellerin zarar görücek."

Kum torbasının arkasından gelen sesle durdum ve biraz sonra karışma çıkacak kişiyi beklemeye başladım.

Torbanın arkasından Tae çıkınca şaşırmıştım.

Baştan aşağıya süzdüğümde biraz önceki çocuğun o olduğunu anlamıştım.

Ben
"Benden sana ne? Ayrıca seni öldürmekle tehdit eden(!) birinin yanında ne arıyorsun?"

Tae
"Ha kabul ediyorsun yani? Anlamıştım zaten."

Ben
"Uğraşamam. Defol."

Önüme dönüp kum torbasına tekrar yumruk atmaya başlamamla torbanın arkasına geçip torbayı tutmaya başladı.

Bende onun yaptığı bu harekete karşı dahada hızlandım.

Madem oyun istiyordu bende oynarım o zaman.

Hızlı vuruyordum evet. Bunun sebebi bilinmeyen veya başka birşey değildi.

Sadece geçmişimdi.

Geçmişim....
Mücadelem....
Mücadelemiz....

Belki hasta değildim ama.....geçmişim hastaydı.
Geçmişim o kadar hastaydıki mücadele edememişti.

Bizde edememiştik.

Yorulmuştuk.
Bitmiştik.
Tükenmiştik.
Nefes alamıyorduk.
Ama devam ediyorduk.
Mücadeleye devam ediyorduk.
Vurmaya, öldürmeye devam ediyorduk.

Gözlerim eski anılarımın verdiği acıyla dolduğunda derin bir nefes alıp akmaya hazır gözyaşlarımı geri gönderdim.

Canım acıyordu. Sadece ellerim değil, kalbimde acıyordu.

İzin vermiştim. Gitmesine. Ölmesine. Beni bırakmasına. Belki dedim yaşar dedim. Ama o gitti. Daha doğrusu onlar gitti.
Onu asla göremeyeceğim bir yere gitti. Hemde sonsuza dek.

Bacaklarım artık beni taşımayacak hale geldiğinde kendimi yere bıraktım.

Tae anında yanıma gelip beni kaldırmaya çalışmasıyla onu sertçe itip ellerimi yere koydum.

Sadece birkaç dakika soluklanmam lazımdı.

Tae
"İyi misin? Kayla. Kayla. İyi misin Kayla? Cevap ver. Kayla."

Uğultu gibi gelen sesi iyice kaybolduğunda kendimi karanlığa bıraktım.

Tae'den

Aniden yere çökmesiyle yanına gidip onu kaldırmaya çalışmıştım. Ama sanki burda hiç yokmuşum gibi sadece önüne bakıyordu.

Sanki duymuyor gibiydi. Sesleniyordum ama duymuyordu.

Boş boş bakıyordu sadece. İfadesizce.

Aniden kollarım arasına yığılıp kalınca öylece kalakalmıştım. Hemen bir elimi sırtına koyup diğer elinde dizlerinin arasından geçirip kucağıma aldım.

Hızlıca spor salonundan çıkıp yoldan geçen bir taksiyi durdurup önce Kayla'yı yatırdım. Ardından kendimde binip kafasını dizlerime koydum.

Takisiciye hastaneye sürmesini söylediğimde hızlıca sürmeye başlamıştı.

Neden böyle olmuştu? Biranda neden yığılıp kaldı?

Kimi düşünüyorduda bu kadar sert vuruyordu?

Düşüncelerimle boğuşurken hastaneye gelmemizle Kayla'yı tekrar kucağıma alıp hastaneye girdim.

Anında yanımıza doktorlar ve hemşireler toplanmıştı.

Kayla'yı sedyeye yatırıp gidişini izlemiştim sadece. Ona ne olduğu hakkında birbir bilgim yoktu.

Tek bildiğim onun için endişelenmiş olmamdı.

Doktor odadan çıkıp yanıma geldiğinde oturduğum yerden kalktım ve doktoru dinlemeye başladım.

Doktor
"Hastanın yakını mısınız?"

Ben
"Evet."

Doktor
"Hasta büyük bir kriz geçirmiş. Bazı konularda dikkatli olması gerek. Eskiden yaşadığı bir olay onu kötü etkilemiş olacakki büyük bir kriz geçirmiş."

Ben
"Dikkat etmesi gereken konular ne?"

Doktor
"Üzgünüm efendim ama bu tür şeyleri genelde hastaya söylememiz daha doğru. Bu konuda size yardımcı olamam. Hasta uyandığında isterse sizede anlatır. Ama hastanın izni olmadan.....maalesef."

Ben
"Peki doktor bey. Teşekkürler."

Doktor başıyla selam verip gittiğinde bende odaya girmiş karşımda uyuyan bedene bakıyordum.

Uyurken ne kadar masum olsada kendinlikle uyanıkken öyle değildi.
Hatta uyanıkken kesinlikle daha cesur ve daha güçlüydü.

Çalan telefonumu cebimden çıkarıp arayana baktığımda spor salonundan aradıklarını gördüm.

Tabi ya. Kayla'nın ve benim eşyalarım orada kalmıştı.

Ben
"Alo."

Adam
"Alo efendim. Biraz önce götürdüğünüz bayanın ve sizin eşyalarınızı ne yapalım? Gelip alır mısınız? Yoksa arkadaşla gönderelim mı?"

Uzun bir süredir oraya gittiğim için tanınıyordum. Buda haliyle böyle bir tepki almamı sağlamıştı.

Ben
"Şey eşyaları spor salonunun biraz ilerisindeki hastaneye getirir misiniz?"

Adam
"Peki efendim."

Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum ve uyuyan bedene baktım.

Ne düşünüyordu acaba?
Ya da eskiden yaşadığı o olay neydi?

Aşkın Başlangıcı¹/KTH✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin